Reina Katliamı
Bir ülke düşlerim; ne başta TERÖR belası, ne cehalet, ne de gönülde barışın hasreti olsun, farklılıklarımızla kardeşçe ve özgürce yaşamak çağdaşça olsun, koşulsuzca sevmek ve olduğu gibi kabullenmek gönülden olsun, olursa bir şikâyet aşk acısından olsun, yitirmeden gönlümüzdeki umudu, olsun gözüm olsun, ne olacaksa SEVGİ'den olsun...
YÜREĞİMİZ YANIYOR...
2017’nin ilk saatlerinde 39 canımızı kaybettik ve onlarca insanımız yaralandı. Yeni yıla girerken, 2017’nin huzur ve barış getirmesi dileklerimiz daha henüz dudaklarımızdan dökülürken yine masum insanlar kurban edildi… Acımasız terör ile varlığımız ağır tehdit altında! Yeni yılımızı, umutlarımızı Reina’da kana buladılar. Hedefi topyekûn insanlık olan ve insanlıktan çıkmış, cehaletiyle gözü dönmüÅŸ bir cani silahıyla sadece masum insanları deÄŸil, yeni yıla dair umutlarımızı da taradı. Sadece yılbaşı eÄŸlencesine karşı deÄŸildi bu hain kurÅŸunlar, aynı zamanda insana, insanlığa, barışa, kadim kardeÅŸliÄŸimize, geleceÄŸe dair hayallerimize, ortak deÄŸerlerimize,Mevlana’ya, Yunus Emre’ye, Hacı BektaÅŸi Veli’ye, samimi ve hoÅŸgörülü inananlara da doÄŸrultuldu... YüreÄŸimiz yanıyor…
ACININ ŞİDDETLİ OLUÅžU DEĞİL SÜREKLİ OLUÅžU YORUYOR BİZİ...
Bu yılbaşı gecesi, alışık olduÄŸumuz yılbaşı gecelerine benzemiyordu. Ortalıkta garip ve derin bir sessizlik vardı, tehdit vardı. Sanki herkes kötü bir ÅŸeyler olacağından endiÅŸeliydi. Çünkü uzun zamandır, çok yanlış bir ÅŸekilde, bir kesimin benimsediÄŸi deÄŸerlere, bir yaÅŸam tarzına karşı ayrımcı, saygısızca ve saldırgan bir tutum ve yılbaşı kutlamalarını hedef gösteren tehlikeli bir yaklaşım vardı güzel yurdumuzda... Sonra yine kötülük ve kötüler iÅŸbaşına geçti. Ve yine bu hain saldırıda ölenlere rahmet, yaralılara acil ÅŸifalar dilemekten baÅŸka bir ÅŸey gelmiyor elimizden... Ama OÄŸuz Atay’ın dediÄŸi gibi “Acının ÅŸiddetli oluÅŸu deÄŸil sürekli oluÅŸu yoruyor bizi...”
KADİM KARDEŞLİĞİMİZ TEHDİT ALTINDA...
Türkiye büyük bir ülkedir. Bizi yıkamazlar. Ülkemizde kardeÅŸ kavgası çıkartamazlar. Kadim kardeÅŸliÄŸimizle terörün de üstesinden gelmeyi baÅŸarabiliriz ama terör saldırısında yaÅŸamını yitirenlere “Geberdiler” diyen zihniyeti nasıl deÄŸiÅŸtiririz? Bu ayıbı nasıl önleriz? İşte asıl sorun budur. Bu ayıbı yapanlara, terör destekçilerine, terör sevicilerine, timsah gözyaÅŸları döken vicdansızlara kanmamalıyız, aldanmamalıyız! Çatışmayı tetikleyen kirli oyunlarının baÅŸarıya ulaÅŸmasına asla izin vermemeliyiz!
CEHALET HASTALIĞINA ŞİFA BULMAMIZ LAZIM...
Her sözünde ve eyleminde kavga ve pislik akan, yaÅŸarken ölen, merhamet ve lütfu olmayan, kulağı sağır, kalbi mühürlü, gözü kör olan, arkadaÅŸlık yapana yolunu kaybettiren, insanı her saadetten mahrum eden cahil; hep hastalıklıdır, hastalığı tedavi edilmezse insanlık çabuk hastalanır ve sonunda ölür... Cehalet hızla büyüdüÄŸünde de önce akıl sonra insanlık ölür. Cahilde eksik olan beyin deÄŸildir, o genelde kurnazdır, eksik olan ahlaktır, vicdandır. Bu nedenle yenilmesi gereken en büyük düÅŸmanın cehalet olduÄŸunu ve hiçbir ÅŸeyin eyleme geçen cahillik kadar korkutucu olamayacağını, cehalet ateÅŸinin yakmadığı bir ormanın kalmayacağını asla unutmayalım... Çünkü bilgisizlik ve cahillik daima caniliÄŸi ve terörü doÄŸurur. Toplumun sosyal fay hatlarını tetikleyenlerin zulmü arttıkça bizim de birlik, beraberlik için inancımız ve gücümüz artmalıdır. Ulu önder Atatürk’ün dediÄŸi gibi “Bu güç damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur”. Yeter ki kuruluÅŸ felsefemize geri dönelim, Atatürk'ün yolundan gidelim, akıl ve bilim ışığında politikalar izleyelim, toplumun ayrıştırılmasına son verelim.
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ...
Güzel günler gelecek, huzur, barış ve mutluluk getiren rüzgar gün gelip başımızda esecek, yüreÄŸimizde büyüyen toplumsal barış çiçeÄŸi gün olup tomurcuk olacak, yeÅŸerecek önce gönlümüzde sonra güzel yurdumuzda...