30 yıldır insanlığı tehdit eden AIDS hastalığı için ne dünyada ne Türkiye’de hala etkili ve organize bir strateji yok. Bu durumu endişeyle karşılıyoruz.
AİDS tanısının ilk kez konulduğu 1 Aralık 1981 yılından bu yana geçen 30 senede, dünya üzerinde 33 milyon insanda görüldü. Halen kesin tedavisi olmayan AIDS’ten etkilenen Türkiye’de kayıtlı hasta sayısı ise 4 bin 826. Çoğunlukla cinsel yollardan bulaşan bu öldürücü bu hastalığın uzun vadeli etkilerini bertaraf etmeye yönelik halen tüm dünyada etkili ve organize bir strateji belirlenmedi.
Tüm dünya için giderek önemli bir tehlikeye dönüşen AIDS, sadece bir hafta değil, devamlı ciddiye alınması gereken bir konudur. Çünkü AIDS hastalığının önlenebilmesi için yılda 10 milyar dolar harcanıyor. Bu rakam hastalığın yayılmasını önlemede ve bilgilendirmede kullanılsa hem insan sağlığı ve nesli korunmuş olacak hem de daha az maddi kaynak ayrılmış olacaktır.
AIDS’in özellikle kadınları ve gençleri tehdit ediyor. CİSED tarafından 15-25 yaş arası bin 480 genç üzerinde yapılan araştırmada bazı sonuçlar çok düşündürücü. “Cinsel yönden aktif misiniz?” sorusuna ankete katılan her 100 gençten 16′sı “evet” yanıtını verdi. Cinselliğin yaşanma yaşının tüm dünyada olduğu gibi 18 yaşın altına Türkiye’de de düşmesi, başta AIDS olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkların daha hızlı yayılmasına yol açmaktadır. Bu nedenle CİSED olarak, cinsel eğitimin kademeli olarak anaokulundan itibaren biyolojik değişiklikler ortaya çıkmadan verilmeye başlanmasını tavsiye ediyoruz. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın en etkin yolu prezervatif kullanmaktır. Ayrıca her türlü enjeksiyon için yeni bir enjektör kullanılması ve asla enjektör paylaşılmaması da önemlidir. “Düzenli bir doğum kontrol yöntemi kullanıyor musunuz?” sorusuna gençlerimizin yüzde 75′i “hayır” yanıtı vermiştir. Bu tablo çok vahimdir. “Neden düzenli bir doğum kontrol yöntemi kullanmıyorsunuz?” sorusuna ise gençlerimizin yüzde 35′i “Gerek duymuyorum”, yüzde 30′u “Düzenli ve sık cinsel ilişki kurmuyorum”, yüzde 15′i “Gebe kalacağımı düşünmüyorum”, yüzde 14′ü “Partnerimin gebe kalacağını düşünmüyorum”, yüzde 5′i “Doğum kontrolüne inanmıyorum” ve yüzde 1′i de “İnançlarıma aykırı” yanıtlarını verdi.
Cinsel sağlık ve cinsel eğitim, hayatımız boyunca öğrendiğimiz ve önemsenmesi gereken önemli bir süreç olmasına karşın, üniversitelerimizin Tıp Fakültelerince, Psikolojik Danışma ve Rehberlik vb. cinsel sağlık konusuyla ilgili eğitim veren diğer fakültelerince, Sağlık Bakanlığımızca, ailelerimizce, öğretmenlerimizce ve diğer eğitimcilerimizce üzerinde yeterince durulan bir konu maalesef olamamıştır. Ancak 1 Aralık Dünya AİDS Günü’nde tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: “Cinsel eğitim şart”