Yakın ilişkiler ya da evliliklerde süre uzadıkça kadın ve erkek doğaları gereği bazı davranışlar sergiler. Bu süreçte karakterlerini bilen ancak yaradılışlarının getirilerini anlayamayan kadın ve erkek birbirlerini yanlış değerlendirir. Özellikle kadınlarda “Artık arzulanmıyorum” hissi yoğun bir şekilde kendini gösterir. Onlara göre partnerleri artık eskisi gibi kendileriyle ilgilenmezler. Erkek kadından uzaklaşmıştır. Kadın bu durumda sebepleri düşünmeye başlar ve aradığı cevapları bulamadığında paniğe kapılır ve belki de çok basit bir şekilde çözüme kavuşacak sorunları büyüterek içinden çıkılmaz hale getirebilir. Oysa kadın ‘arzulanmama sendromu’ndan sıyrılabilirse ve sorunun ne olduğuna dair akılcı bir yaklaşım geliştirirse, partnerinin kendisine yönelik ilgisini ilk günkü tazeliğinde üstüne çekebilir. Yeter ki kadın bunun için birkaç küçük değişiklikle olabileceğine inanabilsin.
ARZULANMAYAN KADININ 6 EVRESİ
Artık arzulanmadığını düşünen kadınlar aslında yalnız değillerdir. Bu gerçek, Türkiye'nin en örgütlü cinsel sağlık derneği olan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından düzenlenen ankette çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ankete katılan 3 bin 290 evli kadına ‘Kocanızın sizi ilk günkü gibi arzuladığını düşünüyor musunuz?” sorusu sorulmuştur. Katılımcıların yüzde 72’si bu soruya ‘Hayır’ yanıtını vermiştir. Bu çarpıcı sonuç, aslında kadınların ciddi bir çoğunluğunun, evliliklerinin bir döneminde kocaları tarafından artık arzulanmadığını hissettiğini gün yüzüne çıkarması açısından önemlidir. Arzulanmadığını düşünen kadınların ortak özellikleri sadece bu fikirlerinde yalnız olmadıkları değildir ve süreç içinde benzer tutumlar sergilerler. Arzulanmadığını düşünen kadınların 6 evresi vardır. Cinsel olarak arzulanmayan kadın tıpkı Yunan tragedyalarındaki gibi evrelerden geçer. Birinci evrede kadın önce kendini suçlar. "Ben çirkinim. Bedenim çekici değil. Artık eskisi gibi seksi değilim ve kocama yetmiyorum" diye düşünür. İkinci evrede eşini suçlamaya başlar. ‘Beni anlamıyor, dinlemiyor. Artık bana yeterince ilgi göstermiyor’ der. Üçüncü evre ‘paranoya hali’dir. Eşinin kendisini aldattığını, başka bir kadın olduğunu düşünür. Hatta daha da ileri gider ve dördüncü evrede eşinin eşcinsel olduğundan bile şüphelenir. Bu fırtınalı düşünceler sonunda kadını beşinci evreye yani depresyona girer ve ağır bir depresyonun pençesine inler. Son evrede kadın kabullenme ve bir seçim yapmak zorundadır. Ya eşinden boşanacaktır, ya bu hali kabullenip yoluna devam edecektir ya da bir cinsel terapiste gitmeyi deneyecektir.
ÖNCE YÜZLEŞME…
Seksin anlamı kadınlar ve erkekler için farklıdır. Çoğu zaman kadının derdi seks yapmak değildir, arzulanmaktır. Erkeğin şehvetini tüm bedeninde hissetmektir. İşte o zaman kadın "Ben güzelim, ben özelim, ben değerliyim, ben seviliyorum, ben seksiyim" diyebilir. Kadın erkekten seksi arzulamasını değil, kendisini arzulamasını ister ve bu ikisi arasındaki derin farkı çok iyi bilir. Bu nedenle kadın-erkek ilişkisini diğerlerinden ayıran ‘erotik sevgi’dir. Erkek sertleşmeyi ve boşalmayı isterken kadın arzulanmayı ister. Çünkü kadının ilişkide istediği şey sekste performanstan ve skordan ziyade ‘erkeğin arzu nesnesi’ olmasıdır. Yani kadın ‘arzu’nun, ‘arzulanma’nın peşindedir. Kadının dişiliğini hissetmesi, kadınlık, çekicilik, hayranlık gibi duyguları derinden yaşaması, hayatındaki erkeğin ona tuttuğu çok özel şehvet aynası ile mümkündür. Kadın şehvet aynasında yani erkeğin gözünde, dokunuşlarında, öpüşlerinde, iltifatlarında, nefesinde gördüğü kendini daha çok sever, daha çok beğenir ve canlanıp daha da güzelleşir. Aksi bir durumda arzulanmayan ve sevişilmeyen kadın tıpkı bir çiçek gibi kuruyup solar. Arzulanmayan kadının, çeşitli evrelerin kabusu içinde kıvranmaktan ziyade öncelikle durumun tespitini yapabilmek için kendisine ‘doğru soruları sorması’ gerekir. Sorulacak en doğru sorular “Evliliğimde bir sorun mu var?” veya “Evliliğimde ters giden nedir?” olmalıdır. Bir zamanlar size kendinizi kraliçe gibi hissettiren kocanıza ne olmuştu? Çiçekler alan, iltifatlar yağdıran, romantik sürprizler hazırlayan, tutku ve şehvetle yaklaşan kocanız şimdi nasıl böyle ilgisiz, ruhsuz, uzak bir yabancıya dönüşebildi? İşte bunlarla öncelikle yüzleşmeniz gerekir. Artık arzulanmayan, eşi kendisinden uzaklaşan kadın için evliliğin yolunda gitmediğini görmesi gerekir.
ERKEN TESPİT İLİŞKİ KURTARIR
Sorunlar kadının ve erkeğin doğalarından kaynaklanan özelliklerinin evliliğe yansımasını yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Evliliğin ilk zamanlarında her şey romantizmin büyüsü içinde, şehvetli, heyecanlı, eğlenceli ve renklidir. Zamanla heyecan, tutku ve büyü bozulur. Ancak sanılanın aksine bu durum gayet doğaldır. Bunun nedeni, zamanla evliliğin bir alışkanlık haline getirilmesi ve çift tarafından rutine bağlanmasından kaynaklanır. Oysa evlilik bir zorunluluk değildir, özgür ve yetişkin bir iradeyle yapılan çok özel bir seçimdir. Evliliğin doğal seyrinde inişler ve çıkışlar yaşanabilir. Önemli olan bunlara zamanında gerekli müdahaleyi yapmak, etkin bir iletişimle sorunları karşılıklı konuşmak, karşı tarafı dinlemek ve her zaman açık bir dille istemektir. Kocanın, karısına karşı duygusal ve fiziksel olarak uzaklaşması da evlilikte yaşanabilecek iniş-çıkışlardan biridir. Bu durum, geçici ve erkek doğasına has bazı tutumlardan kaynaklanabileceği gibi evlilikle ilgili çözülmesi mutlak gerekli bir sorunun da işareti olabilir.
ERKEK NEDEN UZAKLAŞIR?
Evlilikte erkeğin eşinden uzaklaşmasına neden olan etkenlerin başında genellikle bir nedenden ötürü erkeğin eşine duyduğu öfke veya kırgınlık gelir. Kocanın öfke ve kırgınlık duygularına teslim olduğu, eşine karşı unutma ve bağışlama tutumunda zorlandığı söylenebilir. Koca, sürekli eleştirilen, asla takdir edilmeyen, başkalarıyla kıyaslanan, yaptıkları onaylanmayan, sık sık terslenen, sürekli şikayet edilen bir adam haline getirilmişse karısından uzaklaşması mümkündür. Çünkü erkeklerin doğasında eşi tarafından onaylanmak, teşvik edilmek pohpohlanmak, bu sayede özgür ve güçlü bir kurt olduğunu hatırlamak ve özgüvenini ayakta tutmak vardır. Tavır ve davranışlarıyla kocasını hayal kırıklığına uğratan bir kadın için bir süre sonra ‘arzulanmayan kadın’ haline gelmek de erkek doğasına uygun bir davranıştır.
KOCANIZI GERİ KAZANMAK İÇİN…
Arzulanmadığını düşünen kadının eşinin kalbini yeniden kazanması ve onu geri getirmesi mümkün müdür? Bazı tavır ve davranışlardaki köklü değişiklikler, aslında kadını erkeğin gözünde yeniden arzulanan kadın haline getirmeye yeterlidir. Tavır ve tutumlarda şu tip değişiklikler yapmak mümkündür:
1- ONA İHTİYAÇ DUYDUĞU 6 ŞEYİ VERİN
Erkekleri mutlu etmenin 6 yolu vardır. Bunları, ‘yaptıklarını fark edip takdir etmek’ , ‘sizi mutlu etmeyi başardığını ona gülümseyerek göstermek’, ‘varlığına ve sunduklarına ihtiyaç duymak’, ‘erotizm sunmak’, ‘ihtiyaç duyduğunda yalnız kalmasına müsaade etmek’ ve ‘aşkla hizmet davranışlarında bulunmak’ olarak sıralayabiliriz.
2- SORUNLARINIZI AÇIKÇA KONUŞUN
Sorunları halının altına süpürmekle onlardan kurtulamazsınız. Açıklık, dürüstlük ve iletişim, mutlu bir evliliğin yapı taşlarıdır. Kocanıza sizden uzaklaşmasıyla ilgili duygularınızı ve durumu değiştirme isteğinizi açıkça anlatın.
3- İLİŞKİNİZİN DİNAMİKLERİNİ DEĞİŞTİRİN
Kocanızla aranızda anlaşmazlık çıkaran, çatışma yaratan konuları tek tek masaya yatırın ve kendi hatalarınızı kabul ederek birlikte çözüm yolları arayın.
4- ONU OLDUĞU GİBİ KABUL EDİN
Kocanızı olduğundan farklı birine dönüştürmeye çalışmayın. Baskıcı, kontrolcü değil, duyarlı olun. Ona özen gösterin ama bunaltmayın, onunla ilgilenin ama sıkmayın.
5- İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYİN
Kocanıza somut isteklerde bulunun. ‘Beni sevmiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun’ gibi soyut kavramlarla konuşmayın. ‘Bu akşam eve geldiğinde 5 dakikanı bana ayırmanı ve bana sarılmanı istiyorum’ şeklinde ifadelerle isteğinizi somut bir şekilde dile getirin.
6- DEĞER VERDİĞİNİZİ HİSSETTİRİN
Kocanızı beğendiğinizi, ona değer verdiğinizi, saygı duyduğunuzu gösterin. İletişiminizi artırın; onu dinleyin, onaylayın, takdir edin, asla başkalarıyla kıyaslamayın ve kesinlikle aşağılamayın.
7- GEÇMİŞTE YAŞAMAYIN BUGÜNE ODAKLANIN
Kocanızın geçmişte yaptığı hataları tekrar tekrar gündeme getirip onu yargılamayın, yaptıklarını başına kakmayın. Kendi hatalarınız için özür dileyin, onun hatalarını bağışlayın ve geçmişi geride bırakarak bugüne odaklanın. Bağışlama, yaşamınıza sevgi, güven ve samimiyeti kucaklayarak devam etmek için yapacağınız bilinçli bir seçimdir.
8- OLUMLU OLUN VE OLUMLUYA ODAKLANIN
Sürekli yakınan, sitem eden, her şeyden şikâyetçi olan birinin yanından ışık hızıyla kaçmak isteriz. Olumsuz düşünceler başkalarından önce size zarar verir ve herkesi mutsuz eder. Olumlu düşünün, olumluya odaklanın, konuşurken olumsuz sözcükler kullanmayın, olumlu cümleler kurun ve yüzünüzden gülümsemeyi hiç eksik etmeyin.
9- TENSEL TEMASINIZI ARTIRIN
Durup dururken ona sımsıkı sarılın, hiç beklemediği anda bir öpücük kondurun, televizyon seyrederken elini tutun, yanağını okşayın.
10- BİRLİKTE DAHA FAZLA VAKİT GEÇİRİN
Gelecekte hatırlamaktan mutluluk duyacağınız güzel anılar inşa edin. Birlikte yapmaktan hoşlanacağınız spor ya da hobi faaliyetleri bulun. Günlük yaşamın monotonluğundan kurtulacağınız ve baş başa olacağınız küçük gezi, yürüyüş, piknik gibi aktiviteler yapın.
11- KOCANIZA KURTLUĞUNU UNUTTURMAYIN
Erkeğin doğası gereği ‘kurt’ olduğunu ona hissettirin. Gücün timsali olan kurt; ailesine düşkündür, eşine sadık ve tek eşlidir ama hürriyet aşığıdır, asla esaret altında yaşamayı sevmez. Hürriyeti elinden alındığında, hatta kısıtlandığında isyan eder. Ayakları toprağa, elleri yeşile, gözleri maviye değmesi gereken erkekler bazen de yalnız kalmak ve sorunları çözmek için tek başına düşünmek ister. Eğer sizden yalnız kalma talebi olursa ona bu imkanı tanıyın. Unutmayın erkek bir uçurtmadır, ancak gökyüzünde özgürce uçtuğunu sanırken bir iple bir kadın bağlı olduğu gerçeğini inkar edebilir, bir kadına ait olduğu gerçeğini kabul edebilir.
12- CİNSEL YAŞAMINIZA RENK KATIN
Yaşamınızda sekse öncelik verin ve kocanızı asla geri çevirmeyin. Gerekirse partnerbasyon (eşin yaptığı mastürbasyon) yapın. Cinsel yaşamınızı rutininden çıkaracak fantezilerle süslemek için kendinizi hayal gücünüze bırakın.
13- CİNSEL TERAPİSTİNDEN YARDIM ALIN
Elinizden gelen her şeyi yaptığınız halde, kocanız size hâlâ uzaksa, cinsel yaşamınızda ve evliliğinizde sorunlar varsa, en kısa sürede bir cinsel terapiste başvurmaktan çekinmeyin.
Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…
Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…
Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…
“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…
“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…
Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…