Bahar geldi, dallara su yürüdü ama bahar en güzel haliyle yüzünü göstermeye başladığında, kimi insanlar beklentilerin aksine hiç de mutlu olmuyor, aksine sabahları yataktan kalkmaya güçlerinin olmadığını fark ederek şaşırıyor. Kimi zaman cinsel güçsüzlük, cinsel isteksizlik hali tüm gün sürüyor; mutsuzluk, iç sıkıntısı ve bir süre sonra da tam bir çökkünlük hissi yaşanıyor. Bahar yorgunluğu olarak başlayan bu ruh durumu, psikoterapistlere göre önemsenmesi gereken bir rahatsızlık; çünkü eğer tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Mevsim dönüşlerinde hissedilen bir takım ruhsal ve bedensel sorunlar baharın keyfini çıkarmanızı gölgeleyebiliyor. Daha iyi hissetmek ve bahar yorgunluğundan korunmak için neler yapacağınızı biliyor musunuz? İşte yanıtları…
CANLI CENAZE SENDROMU…
İlkbaharda kronik yorgunluk sendromu vakalarında artış olabiliyor. Kronik Yorgunluk Sendromu adı verilen durum 19. yüzyılda Kronik Nervöz Tükenme olarak tanımlanmıştır. BugünYuppie Flu veya 20. Yüzyıl Yorgunluğu olarak da biliniyor. Tıp dilinde Stres Cevabı Disregülasyon Bozukluğu olan Kronik Yorgunluk Sendromu veya Canlı Cenaze Sendromu terimi bugün modern tıptaki yerini almış gibi görünüyor. Kronik Yorgunluk Sendromu, sürekli veya tekrarlayıcı seyreden, sakatlayıcı, iyi anlaşılamayan ve birçok sistemi tutan bir ruhsal durumu tanımlamak için kullanılıyor. Tek bir sebebi yok… Bu tür bir yorgunluğu viral bir enfeksiyonun tetiklediği beyinin çalışmasındaki düzensizlikler, strese bağlı vücudumuzdaki dengesizlikler ve vücudun savuma sisteminin bozulması sonucu aşırı derecede aktifleşen bağışıklık sistemimizi içine alan bir durum olduğunu kabul etmek gerekiyor. Kronik yorgunluğun en ayırt edici belirtisi yatak istirahatıyla geçmemesi… Bağışıklık sistemi enfeksiyonlarla başa çıkamayınca sonuç bitkinlik oluyor. Baharın güneşli ve sıcak günlerini özlemle beklediğimiz son günlerde birçok insan halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak problemlerden yakınıyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğu ile bağlantılı… Bahar Yorgunluğu veya Bahar Çarpması da bir ruhsal durum olarak tanımlanabiliyor. Bahar yorgunluğu önlem alınmazsa Kronik Yorgunluk Sendromu'na dönüşebiliyor. Bahar yorgunluğu ve kronik yorgunluk dışında bir deMutsuzluk Yorgunluğu denilen bir yorgunluk türü var… Şikayetler bedensel bir rahatsızlıktan değil, psikolojik sorunlardan kaynaklanıyor. Kendini sürekli bitkin, halsiz, isteksiz, yorgun hissedenler bu gruba giriyor. Bu kişilerin yorgunluk hisleriyle mutsuzlukları arasında bağlantı var… Mutsuzluk yorgunluğu, doğal olarak, insanın psikolojisiyle çok yakından ilgili… Bu sendrom duygusal tükenmişlik ve bireysel beceride azalma nedeniyle; bireysel ya da kurumsal düzeyde, insanın iç dünyası ile ilgili duyguları, amaçları, istekleri ve beklentileri etkileyen psikolojik bir deneyim… Bu kişiler yaşadıkları sorunlar, baskı hissi, huzursuzluk ve işlev bozukluğu sonucunda işlerinden ve ailelerinden olabiliyor. Bu sorundan kurtulmak için öncelikle kendimizi, doğayı ve hayatı sevmek, yorgunluklarımızın, tükenmişliğimizin, mutsuzlukların, hayal kırıklıklarının gelip geçici olduğuna inanmak gerekiyor.
İLKBAHAR AŞK MEVSİMİDİR…
Aşk mevsimi olan ilkbaharda havadaki elektrik yükünün artıyor. Bahar mevsiminin başladığı bugünlerde birçok kişide, cinsel isteksizlik, cinsel güçsüzlük, sertleşme sorunları, genel bir bitkinlik, güçsüzlük, yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk, huzursuzluk gibi şikayetler görülüyor. Çünkü; küçük kasabalarda ve doğayla iç içe olan yerlerde havadaki pozitif iyonların artması insana zindelik verirken, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde yoğun olan negatif iyonlar ise; cinsel isteksizliğe, cinsel güçsüzlüğe, sertleşme sorunlarına, gerginliğe, duygusal iniş çıkışlara, uykusuzluğa, iştahsızlığa, eklem ağrılarına ve yorgunluğa yol açıyor. Havada elektrik yükü büyük şehirlerde çok fazla… Maalesef sanayi atıkları ve trafik bu yükü artırıyor.
MEVSİM DEĞİŞİMLERİ İNSAN BİYORİTMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR…
Hava ve mevsim değişimleri insanın biyoritmini olumsuz etkiliyor. Dışarıda hava ne kadar güzel olursa olsun yataktan çıkmakta zorlanıyor, çok uyuduğunuz halde kendinizi yorgun hissediyor olabilirsiniz. Çünkü kış şartlarına uyum sağlayan vücudunuz, baharda havanın ısınmasıyla birlikte uyum sürecine giriyor ve şaşırıyor. Ayrıca bünyenin ihtiyaçlarını ve enerjisini kontrol etmenin getirdiği bir kaygı da yaşanabilir; bu nedenle de bu sorunların ortaya çıkışı tetiklenebiliyor.
BÜYÜK ŞEHİRLERDE İNSANLAR YOĞUN STRES ALTINDA…
Mevsim değişikliklerinde artan şikayetler rutin yaşantımızı etkilemediği sürece sorun yok… Ancak bu şikayetler güneşe ve yaydığı pozitif enerjiye rağmen çevreyle ilişkilerinizi etkiler hale döndüyse bir uzmana gitmek gerekiyor. Çünkü normal şartlar altında baharın gelişi ve doğanın uyanışını görmek harika bir olay… Ağaçlar ve çiçekler açıyor. Oysa günümüz insanı ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yaşıyor ve çok büyük stres altında, doğayı göremiyor. Uyanıp servislere biniyor, işine gidiyor ve maalesef işyerleri de suni olarak aydınlatılıyor.
İLKBAHARDA İNTİHARLAR ARTABİLİR…
Mevsim ve hava durumu da intihar oranlarını etkiliyor. Özellikle ilkbahar aylarında intihar vakalarına daha yüksek oranlarda rastlanıyor. Maalesef beyindeki seratonin maddesindeki azalma intihar olasılığını arttırıyor. Bahar aylarında doğanın canlanması ile insanlar da canlanıyor, ancak küçük bir olumsuzlukta büyük kırgınlıklar yaşayarak sıkıntıya da girilebiliyor. Hayata küsen ve ruhsal sıkıntılar yaşayan bazı kişiler çok yanlış bir şekilde intihar yolunu seçebiliyor. Yaptığımız anket çalışmalarına göre; intihar girişiminde bulunmayı düşünenlerin yüzde 38'i ilkbahar aylarında, yüzde 27'i sonbahar aylarında, yüzde 20'i kış aylarında ve yüzde 15'i de yaz aylarında intihar girişiminde bulunmayı düşünüyor. Ayrıca intihar vakalarında en önemli nedenlerden biri de ekonomik sorunlar ve olumsuz yaşam şartları olarak karşımıza çıkıyor.
CİNSEL İSTEKSİZLİĞE VE BAHAR YORGUNLUĞA ALTIN GİBİ ÖĞÜTLER…
Bahar yorgunluğuna bağlı şikayetlerin üstesinden günde 5-6 porsiyon sebze-meyve tüketerek, içilen su miktarını artırarak, açık havada yürüyüş yaparak, bol bol güneşlenerek, iyi ve kaliteli bir uykuyla gelinebiliyor. Isınan hava vücudun su ihtiyacını artıracağı için günlük içilen su miktarının 3 litre civarında tutulması gerekiyor. Sabahları aç karnına en az 5 dakika yürümek ve 10-15 dakika aç karnına jimnastik yapmak zindelik sağlıyor. Yeşil çay içilmesi, C, A, B ve E vitaminleri, potasyum, selenyum ve omega 3 kullanılması ve sentetik yerine pamuklu kumaştan üretilen kıyafetler tercih edilmesi, her gün akşam ya da sabah duş alınması, bağırsak sistemini güçlendirdiği için özellikle mevsim geçişlerinde probiyotik ve prebiyotik içeren içeceklerin bol tüketilmesi, spor yapılması tavsiye ediliyor. Cinsel isteksizlik ve bahar yorgunluğu ile mücadelede dengeli beslenme, iş yerlerinin ve evlerin yeteri kadar aydınlatılması, çalışılan mekanda yeteri kadar pencerenin olmasının da önemli…
ALKOL TÜKETİMİNİ AZALTIN…
Bahar yorgunluğunda kişinin kendisini kötü haberlere, uyuşukluğa teslim etmemesi, alkol tüketimini azaltması, hoşlandığı insanlarla görüşmesi ve hoşlandığı etkinliklerde bulunması, geleceğin getireceklerini bilmemenin kaygısını yaşamak yerine sürprizlerin güzel olduğunu düşünmesi sürecin etkilerini hafifletebiliyor. Bahar yorgunluğu ve buna bağlı ortaya çıkan diğer sorunlar bir psikoterapistin desteği ve uygun yöntemlerin uygulanması sonucunda büyümeden çözüme kavuşturulabiliyor. Bu nedenle kişinin daha önce yapabildiği işleri yaparken zorlanması, karar verme ve plan yapma açısından zorlanacak kadar zihinsel karışıklık içinde bulunması, ilişkileri olumsuz etkileyecek boyutlarda sinirlilik ve alınganlık, aşırı yorgunluk, uykuya eğilim, sabah kalkamama, sosyal faaliyetlerden kaçınma, cinsel istekte belirgin azalma, cinsel güçsüzlük, sertleşme sorunları, aşırı unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü, belirgin kilo değişiklikleri gibi sorunların varlığında, bir psikoterapiste başvurulması gerekiyor.