Vajinismus ve erken boşalma gibi en sık görülen cinsel işlev bozukluklarının kökeninde cinsel mitler var. Cinsel mitler kadınlarda cinsel isteksizlikten vajinismusa, erkeklerde ise erken boşalmadan iktidarsızlığa kadar birçok cinsel işlev bozukluğuna neden olabiliyor. Cinsel mitler aynı zamanda çatışmalı evlilik ilişkilerinin de nedenleri arasında gösteriliyor. Mutsuz evlilik, mutsuz toplum anlamına geliyor. Zira mutsuz evlilik yaşayan aileler toplum için zararlı bireyler yetiştiriyor.
Cinsel mitlerin cinsel sapkınlıklara da yol açabiliyor. Ne yazık ki biz cinsel mitleri duymaktan bıktık ama toplum onlara inanmaktan bir türlü vazgeçmiyor. Mitler, yeni mitleri doğuruyor. Mitleri doğru kabul eden gençlerde cinsel özgürlük adına sapkınlıklar ve cinsel eylemde bulunma zorlantıları ortaya çıkabiliyor. Bu mitler yüzünden cinsellik hem yanlış algılanıyor hem de geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi çarpık bir cinsel hayata yönlendiriyor.
Toplumumuzda yaygın olan cinsel mitler şunlardır:
1-Erkek cinsel ilişkiye her zaman hazırdır: Cinsellik mekanik şekilde yaşanılacak bir süreç değildir. Stres ve hastalık gibi olumsuzluklar kadının da erkeğin de cinsel yaşantısını olumsuz etkileyebilir.
2-Tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişme ile sonuçlanmalıdır: Cinsel birleşme, partnerlerin karşılıklı keyif almalarını sağlayan yöntemlerden biridir. Ama keyif almanın tek yolu değildir. Cinsel birleşme dışındaki, karşılıklı keyif alınabilecek diğer yönlerinin ihmal edilmesi, cinsel ilişkide yakınlık, sıcaklık gibi duygusal yönlere daha çok gereksinim duyan kadını hayal kırıklığına uğratabilir, kadının cinsel ilişkiye katılımını ve zevk almasını engelleyebilir. Fiziksel yakınlık; dokunmak, sarılmak, öpmek sadece cinsel ilişki isteğinin değil aynı zamanda sevgi, güven, saygı ve şefkatin de ifadesidir.
3-İyi bir sevişme orgazm ile sonlanmalıdır: İyi sevişme, karşılıklı haz alabilmeye dayanır. Orgazmın yaşanmaması o ilişkiden haz alınmadığı, tatmin olunmadığı anlamına gelmez. Bu mit, partnerlerin ilişkinin başından itibaren orgazmın yaşanıp yaşanmayacağına odaklanmalarına, bu da yaşanan hazzın sürdürülememesine ve orgazmın ulaşılamaz hale gelmesine neden olabilir.
4-Cinsellik hakkında konuşmak ve düşünmek ayıptır: Toplumda cinselliğe yüklenen olumsuz düşüncelerle cinselliği ayıp, yasak ve günah üçgeninde yaşamak cinselliğin konuşulmasına engeldir. Ancak çiftlerin cinsellikten beklentilerini konuşmaları, cinsellik ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşmaları cinsel sağlığı olumlu yönde etkileyecek bir unsurdur. Ayrıca cinsel kimliğin oluştuğu dönemde önce aileden sonra okullardan alınacak doğru cinsel eğitim, bireylerin kendi bedenlerini, kendi cinselliklerini sağlıklı bir şekilde tanımalarını sağlayacağı için ileride yaşayacakları cinselliğe olumlu katkılar sağlar.
5- İki tarafın da aynı anda orgazm olması gerekir: Orgazm, uzun süreli cinsel uyarı sonucunda ulaşılan ve kişiye zevk veren fizyolojik ve psikolojik bir durumdur. Kadının ve erkeğin cinsel yanıtlarının fizyolojik farklılığı nedeniyle çiftler orgazm olacakları anı tam olarak belirleyemezler. Birbirlerinin yanıtlarını tam olarak ve anında bilememeleri gibi birçok nedenle de çiftler aynı anda orgazm olamazlar. Birlikte orgazm olmak, iyi bir cinsel ilişki için zorunlu ya da daha çok zevk almak için gerekli de değildir. Aynı anda orgazm olmanın mutlaka gerekli olduğu düşüncesi, kadın ve erkeğin beklenti düzeyini artırır ve o an yaşayacakları hazzı kaçırmalarına neden olur.
6-Erkekte cinsel organın boyu çok önemlidir: Erkek tarafından en çok takıntı yapılan konulardan biri penis boyutudur. Penis boyu ortalama 14 santimetre olmakla beraber 10-18 santimetre arası da normal boyutlarda kabul edilmektedir. Sanıldığının aksine, penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Ayrıca vajinal uyarı vajinanın 1/3 kısmında yoğunlaşır. Bu da penis boyuna yönelik takıntıları temelden yıkmaktadır. Buradan yola çıkarak söylene bilinir ki, mutlu ve tatmin edici bir cinsel yaşam için penis boyu tek kriter olamaz. Çiftlerin birbiriyle açık ve samimi bir iletişim kurmaları, birbirilerinin arzu, istek ve beklentilerine değer vermeleri, doyurucu ve sağlıklı bir cinsel yaşam için oldukça önemlidir.
7-İlk cinsel ilişki kadına çok ağrı verir ve kanama olur. İlk ilişkide kanama olmazsa kadın bakire değildir: Cinsel ilişki ağrı ve acı yapmaz. Kadın cinsel ilişki sırasında uyarılmışsa, ne ilk ilişkide ne de sonraki ilişkilerinde ağrı ve acı olmaz. Kızlık zarı vajina girişinin hemen yakınında, doğuştan delik olan, esnek bir yapıdır ve ilk ilişki sırasında kızlık zarında hafif bir açılma olur. Aslında kanama olmaması normalde beklenen bir durumdur. Normal şartlar altında, normal bir kızlık zarı ister ilk gece olsun, ister yüzüncü gece olsun, kanamaz, delinmez, patlamaz, yırtılmaz. İlk cinsel ilişki sırasında kızlık zarında hafif bir açılma olur. Ayrıca kızlık zarından gelen kan, parmağın kanaması gibi değil, belli belirsiz bir sıvıdır. Bu da rahat bir cinsel ilişkide hiç fark edilmeyebilir.
8-Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulabilir: Kişinin kendi kendini cinsel doyuma ulaştırması durumu olan mastürbasyon, aşırıya kaçılmadığı ve normal bir cinsel ilişkiye tercih edilmeği sürece zararlı bir şey değildir. Tamamen kişisel bir seçimdir. Vajinaya parmak veya başka bir cisim sokmadan yapılan mastürbasyon kızlık zarına zarar vermez.
9-Adet döneminde ve gebelikte cinsel ilişkiye girilmez: Çift rahatsız olmuyorsa adet dönemlerinde cinsel ilişkiye girmekte çoğu zaman bir sakınca yoktur. Enfeksiyon riskine karşı prezervatif kullanmak önemlidir. Kanama ya da düşük riski yoksa hamileyken de cinsel ilişkiye girilmesinde bir sakınca yoktur. Normal bir hamilelik sırasında seks yapmak çocuk sağlığını olumsuz etkilemez. Ayrıca hamilelik dönemi, kadının hem bedensel hem de psikolojik açıdan hassas olduğu bir dönemdir. Bu dönemde eşinden her zamankinden fazla destek görmeye, sevildiğini, arzulandığını ve bu haliyle de beğenildiğini duymaya ihtiyacı olan kadın bu yaklaşımla rahatlayabilir ve güven duygularını pekiştirebilir.
10-Mastürbasyon cinsel isteği ve gücü azaltır: Türk toplumunda zararlı ve günah olarak vurgulanır ancak mastürbasyon, kişinin rahatlamasına ve kimseye zarar vermeden cinselliği yaşamasına yardımcı olduğu için doğal bir süreçtir. Mastürbasyonun cinsel gücü azalttığına dair söylenenler ise yanlıştır. Zararlı olan mastürbasyon değil, ona eşlik eden ayıp, günah gibi olumsuz inançlardır. Mastürbasyon kişinin kendisiyle barışık olduğunun temel göstergelerindendir. Doğru yapıldığında kişinin cinselliğine olumlu katkılar sağlayan bir süreç olur. Ancak yakalanma korkusuyla ve günah işliyorum duygusuyla yapıldığında erkeği erken boşalmaya programlayabilir, suçluluk duygusu ileride sertleşme sorunlarına ve cinsel isteksizliğe yol açabilir.
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…