Cinsel açıdan mutlu olunmasının yolunun eğitimden geçiyor. Oysa ülkemizde cinsellik hala bir tabu olarak görülüyor, ayıp, yasak ve günah olarak algılanıyor. Bu nedenle de cinsellikle ilgili doğru ve güvenilir bilgi edinmek zorlaşıyor. Bilgisizlik ve deneyimsizlik kaçınılmaz olarak mutsuzluğu beraberinde getiriyor.
ÖNCE KİŞİ KENDİ BEDENİNİ TANIMALI…
Cinsel mutluluğun sağlanmasında kişinin, önce kendi bedenini sevmesi ve tanıması gerekiyor. Ancak kişi önce kendi bedenini tanımıyor ve bilmiyor, bu nedenle diğer bedenleri nasıl tanısın ve cinsellikten nasıl zevk alabilsin? Yani yine aslında işin ucu cinsel eğitime dayanıyor. Kendi bedenini tanıyan, nelerden zevk aldığını bilen, cinsellikle ilgili olumlu düşünce ve duygulara sahip bir insan cinsellikten keyif alabilir. Ayıp, yasak, günah duygularıyla dolu ve yaptığı eylemlerden dolayı suçluluk duyan bir insan ise cinsellikten zevk alamaz. Bu nedenlerden dolayı insanımızın cinsel açıdan mutlu olduğunu söylemek güç gibi görünüyor.
CİNSEL EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR, OKULDA DEVAM EDER
Cinsel sorunların çoğunun temelinde bilgisizlik, olumsuz duygu ve düşüncelerin yanı sıra ön yargı, suçluluk ve günahkarlık duyguları yatıyor. Toplum olarak bizim en büyük eksiklerimizden biri, ülkemizde cinsel eğitimin olmamasıdır. ABD’de okullarda cinsel eğitim verilmesi tartışmalarının 1880’lerde başladığını ve şu an Avrupa’nın çoğu ülkesinde anaokulundan itibaren cinsel eğitim verildiğini düşünürsek, bizim bu konuda ne kadar geride kalmış olduğumuz da daha iyi anlaşılacaktır. Çocuklar 3-4 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar ve genellikle bu sorular karşısında aileler paniğe kapılıp, ne diyeceklerini bilemez. Çünkü kendileri de bu konularda ailelerinden bir şey öğrenmemişlerdir. Bu nedenle bu soruları ya duymazdan gelirler ya da geçiştirirler. Oysa ki çocukların sorularına onların yaşına ve düzeyine uygun bir şekilde cevap verilmelidir. Çünkü aileden cevap alamadıkça bu defa arkadaşlar, dergiler ya da internetten yaşlarına ve düzeylerine uygun olmayan bilgiler edinebilmektedirler.
HALA TUTUCUYUZ…
Ne kadar serbest ve rahat görünülürse görünülsün aslında cinsellik konusundaki tutuculuk hala devam ediyor. Bu nedenle geçmişten bugüne cinsellik konusunda ülkemizde olumlu gelişmeler kaydedildiğini söylemek pek mümkün olmuyor. Bunların giderilmesi için toplumun cinsel yönden eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor.