Cinsel sağlık da beden sağlığı gibi bozulabilir ve düzelmesi için tedavi gerekebilir. Cinsel işlev bozuklukları da fiziksel hastalıklar kadar yaygındır. Genç yaşlı, kadın erkek, herkes hayatının bir döneminde cinsel bir rahatsızlık yaşayabilir. Ne var ki cinsel sağlık sorunları genellikle fark edilmez ya da bu sorunlu davranış ve tutumlar, kişilik veya karakter özelliği olarak düşünülerek dikkate alınmaz. Oysa cinsel sağlıktaki sorunlar, insanın kendisiyle ve çevresiyle ilişkisinin belirleyicisidir ve öncelikle kişinin kendisi, sonra ailesi ve yakın çevresi, nihayetinde de toplum açısından olumsuz sonuçlar ortaya koyabilir. Bu nedenle cinsel sağlık sorunlarının tedavisi, fiziksel hastalıkların tedavisi kadar önemlidir. Beden sağlığındaki bir sorun, ağrı, acı gibi somut fiziksel belirtiler sayesinde anlaşılır. Ancak cinsel sağlıktaki sorunların anlaşılması bu kadar kolay ve çabuk olmaz ve bu sorunlar insanın yaşamını her düzeyde olumsuz etkiler. Cinsel sağlık rahatsızlıkları sadece psikiyatrik hastalıklarla sınırlı değildir. Yaşama isteği olmayan, mutsuz, uyumsuz, çevresiyle iyi ilişkiler kuramayan, hırçın, kavgacı, uyumsuz olan ve bu gibi başka olumsuz özelliklere sahip insanlar da aslında cinsel sağlık sorunları nedeniyle bu durumdadırlar.
BEN DELİ MİYİM?
Beden sağlığı bozulduğunda hemen tedavi arayışına girişilir, doktora başvurulur ama cinsel sağlık söz konusu olduğunda aynı şey geçerli olmaz. Bunun birincil nedeni, kişinin yaşadığı cinsel soruna ilişkin farkındalığının olmaması, yani cinsel sağlığının bozulduğunu anlayamamasıdır. Bunu anlayabilen ya da çevresindekiler tarafından uyarılan kişilerin önündeki engel ise “Ben deli miyim?”, “Cinsel terapiste deliler gider” şeklinde toplumda yaygın olan yanlış algıdır. Kişinin bu engeli de aşarak bir cinsel terapiste başvurmak istemesi durumunda da nereye başvuracağını, nasıl destek alacağını bilememesi söz konusu olabilir. Bazı kişiler de bir cinsel terapiste başvuracaklarını bilseler de yabancı bir kişiyle cinsel sorunları, duyguları ve hayatı hakkında konuşmayı istemezler. Bazı kişiler ise, cinsel terapinin faydalı olamayacağını düşünürler çünkü bir hastalığın ya da rahatsızlığın ilaç kullanmadan düzelebileceğine inanmazlar.
SAĞLIK HEM BEDENİMİZ HEM DE RUHUMUZ İÇİN GEÇERLİDİR
Cinsel sorunların da fiziksel sorunlarımız gibi çözüme ihtiyacı vardır. Çünkü sağlıklı olmak demek yalnızca fiziksel bir hastalığın olmaması demek değildir. Genel anlamda“sağlık”, bedensel ve cinsel iyilik durumu olarak tanımlanır. “Cinsel sağlık” da, en genel anlamıyla insanın duygu, düşünce ve davranışlarının bir bütünlük içinde bulunduğu, kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olduğu, iyilik halidir, rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu sanatı iyi icra eden ve iyilik halinde olan, yani cinsel sağlık yerinde olan kişinin belli başlı özellikleri şunlardır: Şehvetli ve tutkulu cinsel birleşmeleri olur; sonucu değil süreci keyifli yaşar; kendini olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle kabul eder; kendinden memnundur; nedeni belli olmayan, cinselliğe dair kuşku, kaygı ve korkular hissetmez; partneriyle iletişimi ve ilişkileri sorunsuzdur; yaşadığı toplumla uyumlu davranış ve tutumlar sergiler; toplumsal cinsel rollerini yerine getirmede istekli ve başarılıdır; seks yapma kararını kendi alır ve uygular, cinsel yaşamında söylediklerinin ve yaptıklarının sorumluluğunu alır; geleceğine umutla bakar, hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için çabası vardır; sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamı vardır; karşılaştığı zorluklarla baş etme, sorunların üstesinden gelme gücüne sahiptir… Cinsel sağlık yerinde olmayan kişinin ise, cinsel tatminsizlik, cinsel korkular ve kaygılar, çatışmalı bir partner ilişkisi, günlük yaşamını ve kişiler arası ilişkilerini bozacak nitelikte, sürekli ya da tekrarlayıcı şekilde duygu, düşünce ve davranışlarında tutarsızlıklar, aşırılıklar ve uygunsuzluklar vardır.
CİNSEL TERAPİ NEDİR?
Cinsel sorunlardan dolayı bozulan ruhsal dengeyi düzeltmek, düşünce ve duygu alışverişi kurmak, bireylerin kendilerini tanımalarını sağlamak, iç çatışmalarını çözümlemek, bu çatışmalardan doğan kaygı ve gerginlikleri azaltmak, cinsel ilişkileri iyileştirip olgunlaştırmak için kullanılan tüm teknik ve yöntemlere “cinsel terapi” adı verilir. Bir başka deyişle cinsel terapi, zihinsel ve duygusal sorunları olan ve cinsel sorunlarıyla baş etme gücü yetersiz kalan kişilere, belli bir amaç ve plan doğrultusunda belli teknik ve yöntemlerin uzman kişilerce uygulandığı profesyonel yardım hizmetidir. Cinsel, zihinsel ve duygusal sorunları olan kişilerle zihinsel ve duygusal bağlantı kurularak yürütülen tedavi etme bilim ve sanatı olan cinsel terapi, bireylerin cinsel yaşamlarında duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, cinsel sağlıklarının geliştirilmesini ve korunmasını amaçlar.
CİNSEL TERAPİ PSİKİYATRİDEN AYRI BİR BİLİM DALIDIR
Psikiyatriden ayrı bir bilim dalı olan cinsel terapi, bir kişinin cinsel işlev sorunlarından kaynaklanan şikayetleri olduğunda gereklidir. Cinsel işlev bozuklukları, cinsel, psikolojik ve bedensel cinsel uyum sorunları ve partner ilişkilerinde sorunlar olarak kendini gösterebilir. Cinsel terapi, cinsel terapistin kendisi ile danışan arasında profesyonel olarak yapılandırdığı terapötik ilişki ve bu ilişki çerçevesinde belli aralıklarla yapılacak görüşmelerle gerçekleştirilir. Cinsel terapide genellikle ilaç kullanılmaz. Cinsel terapi cinsel işlev bozukluklarını iyileştirmek ya da hafifletmek amacıyla bilimsel olarak doğrulanmış ve etkisi kanıtlanmış teknik ve yöntemlerin kullanıldığı planlı ve kontrollü bir tedavi sürecidir.
CİNSEL TERAPİSTE NE ZAMAN BAŞVURULUR?
Herkes zaman zaman içinde bulunduğu koşullar nedeniyle inişli çıkışlı ruh halleri ve çeşitli cinsel sıkıntılar yaşayabilir ve kendi başına bu tür ruh hallerinin üstesinden gelebilir. Çoğunlukla sıkıntı yaratan koşullar değiştiğinde ya da ortadan kalktığında her şey normale döner. Bu durumdaki kişiler, sıkıntılarını parnerleriyle paylaşarak içsel dengelerini tekrar sağlar. Ancak bazen güven duyulan kişilerle yapılan görüşmeler yeterli olmaz ve kişinin cinsel sorunları kendi başına çözmeyeceği kadar karmaşıklaşır ve içinden çıkılmaz bir hal alır. Sürekli endişeli, bitkin ve halsiz hissetme, cinsel hayattan zevk almama, bunalım, içine kapanma, yaşamak istememe gibi ruh hallerinin birkaç haftadan uzun sürmesi ya da organik nedenleri bulunmayan ağrılı cinsel ilişki, tatmin olamama, cinsellikten soğuma, sertleşme sorunları, erken boşalma, orgazm olamama, baş ağrısı, kalp çarpıntısı, mide ve sindirim sorunları gibi fiziksel rahatsızlıkların olması durumunda yapılması gereken bir cinsel terapiste başvurmaktır. Örneğin, 6 aydan uzun bir süre, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünü isteksiz geçiren, sürekli bitkin olan ve cinsellikle ilgili hiçbir şeye ilgi duymayan, cinsellikten zevk almayan birinin cinsel terapiye ihtiyacı var demektir ve muhtemelen ona cinsel isteksizlik tanısı konulabilir. Cinsel tatminsizlik veya sertleşme kaybı, çok şiddetli üzüntü, bitkinlik, umutsuzluk veya öfke ve çaresizlik duygularına yol açabilir. Bu normal bir psikolojik reaksiyondur. Kişinin cinsel sorunlarının üstesinden gelmesi, farklı süreler gerektirebilir; bu süre "cinsel sorunu kabullenme süreci" olarak adlandırılan ortalama 3-6 aylık süreyi de aşabilir. Cinsel sorun yaşayan kişi, kaybettiği cinsel özgüveni veya cinsel başarısızlıklarını hatırladıkça acısı tazelenir ama yaşanan acı ve diğer duyguların şiddeti zamanla azalır. Eğer böyle olmazsa ve uzun bir süreden sonra da kişinin normal duyguları ve günlük hayatı hâlâ üzüntüsünün etkisi altındaysa bu kişinin cinsel terapist yardımına ihtiyacı var demektir.
CİNSEL TERAPİ ALMA ZAMANI GELDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ?
Cinsel işlev bozuklukları yaşadığınızda, kendinizi cinsel yaşamda özgüvenli ve mutlu hissetmediğinizde bu durumdan kendi başınıza veya partnerinizle kurtulma çabalarınız da sonuç vermediğinde sizin için cinsel terapi gerekip gerekmediğini anlamanız için kendinize soracağınız ilk sorular şunlardır:
CİNSEL TERAPİDE NELER OLUR?
İlk seansta cinsel terapist ve danışan/çift bir araya gelir ve birbirlerini tanımaya yönelik ilk adımları atarlar. Bu adımlar, aynı zamanda cinsel terapi süreci devam ettiği takdirde, kurulacak olan “terapötik ilişki”nin temelini oluşturur. İlk seansın gidişatını belirleyen, danışanın/çiftin o an oradaki ihtiyacıdır. Bu nedenle, cinsel terapist tamamen danışanın/çiftin açtığı yoldan onunla/onlarla birlikte ilerler. Bazen ilk görüşme yoğun duygu paylaşımı içinde geçebileceği gibi bazen duyguların daha geri planda tutulduğu bir bilgi alma ve cinsel terapi süreci hakkında bilgi verme şeklinde de geçebilir. Cinsel terapist danışanı cinsel terapi odasına aldıktan sonra öncelikle kısa bir form üzerinde onunla ilgili bazı kişisel bilgileri (yaşı, eğitimi, aile bilgileri, telefon numarası, vb.) not eder. İlk görüşmede, danışanı yardım arayışına yönlendiren sorunların ya da konuların neler olduğu üzerinde durmak amacıyla cinsel terapist, “Size nasıl yardım edebileceğimi düşünüyorsunuz?”, “Sizi buraya getiren nedir?”, “Sizi dinliyorum…” gibi ifadeler kullanır. Danışanın/çiftin cinsel sıkıntılarını, cinsel, ilişkisel ve aile öyküsünü, kendi sözleriyle anlatmasına olanak verir. Cinsel terapist sadece açıklanması gereken konuları açmaya çalışır. İlk görüşmenin ilk 30 dakikası genellikle danışanın/çiftin kendini/kendilerini anlatmasıyla geçer ve son 15 dakikada cinsel terapist konuşur. Cinsel terapist danışanın/çiftin cinsel hayatı, neler yaptıkları, nerede ve kimlerle yaşadıkları ve cinsel sorunlarının ne olduğuyla ilgili fikir sahibi olur. Danışanın/çiftin anlattıklarının ne olduğu ile olduğu kadar, bunu nasıl anlattığı ile de ilgilenir. Neleri önemsediğini, neleri seçtiğini, nelerin neleri çağrıştırdığını dikkatle takip eder. Bazen danışanın bir görüşmenin başında söylediği bir şeyin nedeni, seansın sonuna doğru anlaşılır. Dolayısıyla, sürecin takibi, cinsel terapistin satır aralarını doğru okumasını sağlar. Ayrıca ilk görüşmelerde danışanın bağımsız ve eşit bir kişiliği olduğunun hissettirilmesi önemlidir ve bu nedenle ona “siz” diye hitap edilir. İlk görüşmede danışanın cinsel duygusal ihtiyaçların arkasında neler yattığı henüz belli olmadığı için bunlar karşılanmaz ama ifade edilmesi için teşvik edilir. Çünkü dinamik bir görüşmede her zaman iki boyut birlikte ele alınır; “olaylar ve duygular”. Cinsel olaylar belirtilmeden duyguların, duygular belirtilmeden de cinsel olayların anlamı olmaz. Cinsel terapist, danışanın güvenini, bilgisizliğini, saflığını, çaresizliğini ya da ekonomik sıkıntılarını istismar etmez, tedavinin başarısıyla ilgili uygun olmayan vaatlerde veya cesaret kırıcı ifadelerde bulunamaz. Uygulayacağı yöntem ve teknikler için danışanın onayını alır, tedavi hakkında açıklayıcı bilgi verir ve danışanı şu konularda aydınlatır: Tedavinin türü, cinsel terapi planı, varsa tedavi yöntemi alternatifleri, tedavinin olası riskleri, seansların süresi ve sıklığı, tedavinin öngörülen toplam süresi ve ücretlendirme…
CİNSEL TERAPİDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIR?
Cinsel terapi, danışanın bozulan cinsel dengesini ve çiftin cinsel uyumunu yeniden kazanabilmesi ve güzel sevişme sanatını öğrenebilmesi için ona yardımcı ve rehber olma sürecidir. Cinsel terapi, danışanın cinsel ve duygusal çatışmalarını çözümlemek; bu çatışmaların neden olduğu erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, ağrılı cinsel ilişki gibi cinsel sorunlarını ortadan kaldırmak; kendisi, partneri ve partner ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi, hayatla barışık ve mutlu yaşayabilmesi için becerilerini geliştirmek üzere uygulanan tedavi yoludur. Cinsel terapi, danışanın kendisini tanıması; duygu, düşünce ve davranışlarını anlaması, yaşamına dair farkındalık kazanması için cinsel terapistin danışana tuttuğu bir aynadır. Cinsel terapi, danışanı değiştirmeye, dönüştürmeye, farklılaştırmaya çalışmadan, ona kendini ve cinsel yaşamını doğru algılaması ve anlaması, kendinin fakında olması ve onu cinsel terapi odasına getiren cinsel sorunu ortadan kaldıracak koşulları sağlama becerisi kazanması için, cinsel terapistin, danışanın yoluna ışık tutmasıdır. Cinsel terapi, en genel anlamda danışanların duygusal, davranışsal ve cinsel sorunlarının çözümüne yönelik uygulanan tekniklere ve yöntemlere verilen addır. Cinsel terapi yöntemlerini 5 ana başlık altında toplayabiliriz: (1) Analitik Yönelimli Cinsel Terapi, (2) Derinlik Psikolojisine Dayanan Cinsel Terapi, (3) Bilişsel Davranışçı Terapi, (4) Birey Odaklı Cinsel Terapi ve (5) Sistemik Cinsel Terapi…
1-ANALİTİK YÖNELİMLİ CİNSEL TERAPİ
Analitik yönelimli cinsel terapi yöntemi, klasik psikanaliz geleneğine bağlıdır. Analitik yönelimli cinsel terapide, kişisel deneyimlerin cinsel sıkıntıların ortaya çıkmasına veya mevcut cinsel rahatsızlıkların uzun süre boyunca iyileşmemesine neden olabileceğini varsayılır. Çünkü yaşam deneyimlerimiz, diğer insanlarla olan ilişkilerle beraber şekillenir ve bu açıdan yaşamın ilk yılları çok önemlidir. Bu deneyimlerimiz içselleşmiş ve bilinçdışı olarak, insanın kendisi ve başkalarıyla ilgili oluşturduğu “imge”yi (algılama şekli) ve aynı zamanda kendisine ve diğer insanlara karşı “temel tutumunu, zihniyetini” etkiler. Ayrıca, şiddetli ve psikolojik olarak zor hazmedilen yaşanmışlıklar ve bunlardan kaynaklanan korku, utanma ve saldırganlık gibi duygular, bilinçdışından kişinin yaşamını ve ilişkilerini biçimlendirmesini etkiler. Bunun sonucunda da yaşamımız süresince bilinçdışından duygu, düşünce ve davranışımızı etkileyen davranış kalıpları oluşur. Yaşam deneyimlerinin bilinçdışında çatışmalara neden olması sonucunda psikolojik ve bedensel rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Analitik yönelimli cinsel terapide, kişinin bu bilinçdışı süreçlerinin farkına varmasına ve böylelikle anlaşılmaz olanları bilinçli deneyimler olarak erişebilir hale getirmesine yardımcı olunur. Cinsel terapist, danışana aklından geçen düşünceleri ve hissettiği duyguları tarif ettirirken, herhangi bir yargılama ya da eleştiri yapmadan sadece ne söylediğini analiz eder. Cinsel terapi sırasında danışanın bilinçdışından kendisine ve başkalarına yönelik davranış kalıplarını ortaya çıkarır. Ayrıca, danışanın önceleri anlamlı olan bu davranışlarının, bugünkü hayatına uygun olup olmadığına veya devam ederek uygunsuz deneyim ve davranışlara veya cinsel sıkıntılara neden olup olmadığına açıklık getirir. Cinsel terapi sürecinde danışan hem kendi için hem de diğer insanlarla olan ilişkileri için derin bir anlayış geliştirebilir ve yaşadığı cinsel çıkmazlardan çıkış yolunu bulabilir. Analitik cinsel terapide genelde, danışan cinsel terapistle göz teması olmayacak şekilde bir divana uzanır. Bunun yararı, danışanın düşüncelerinin ve duygularının daha serbest olması ve iç dünyasına, düşüncelerine, duygularına ve içinizdeki imgelere daha yoğun bir şekilde yönelme fırsatı vermesidir. Analitik cinsel terapi uzun süreli bir terapidir ve haftada iki veya üç seans olmak üzere iki-üç yıl sürer.
2-DERİNLİK PSİKOLOJİSİNE DAYANAN CİNSEL TERAPİ
Derinlik psikolojisine dayanan cinsel terapide de analitik cinsel terapide olduğu gibi cinsel yaşamımızı sadece irademiz aracılığı ile düzenlemediğimizi, aynı zamanda hissettiğimiz, düşündüğümüz ve kararlaştırdığımız her şeyin, bilinçdışı psikolojik etkenlere bağlı olduğunu varsayılır. Çocukluk yıllarında oluşan algılayamadığımız ve etkileyemediğimiz içsel çatışmalar ve cinsel travmalar cinsel hayatımızı belirleyen en önemli faktörlerdir. Çocuk, bir yandan bağımsız ve özerk olmanın, diğer yandan da şefkatli bir ortamda ve korunmuş olmanın doğal çatışmasını yaşar. Bazen ya anneyi ya da babayı kaybetmekten korktuğu için böyle bir çatışmayı çözemez. O zaman bu dayanılmaz çatışma, ondan korunmak için bastırılıp bilinçdışına taşınır ve oradan duygularını, düşüncelerini, özellikle de diğer insanlarla olan ilişkilerini etkiler. Hayatının daha sonraki yıllarında, örneğin cinsel bir sorun yaşadığında, bu bilinçdışı çatışmalar duygularının ve davranışlarının üzerinde büyük bir etki yapar ve hatta psikolojik olarak cinsel sıkıntılara yol açabilir. Derinlik psikolojisine dayanan cinsel terapide, cinsel sorunların bir başka nedeninin yaşamın ilk yıllarında görülen ağır ihmal, şiddet veya duygusal soğukluk gibi deneyimler olduğunu varsayar. Bu olumsuz yaşam deneyimlerini yaşayan kişiler, çoğunlukla kendileri ve diğer insanlar hakkında tüm olumlu ve olumsuz özellikleriyle bir imge oluşturamaz, sağlıklı ilişkiler kuramaz, kendi davranışlarına hakim olamazlar. Bilinçdışı çatışmaları cinsel terapistle olan ilişkiyi de belirler. Derinlik psikolojisine dayalı yöntemi uygulayan cinsel terapistler, danışanların cinsel rahatsızlıklarının bilinçdışlarındaki nedenlerini anlamalarına yardımcı olurlar. Çatışmalarını çözmelerine ve böylelikle yaşamlarını daha sağlıklı ve kolay şekillendirmelerine destek olurlar. Derinlik psikolojisine dayanan cinsel terapi, genelde haftada bir veya iki olmak üzere bireysel görüşmeler olarak veya grup halinde yapılır ve üç aydan iki yıla kadar sürebilir. Bu tedavi yöntemi, sanat, müzik veya vücut terapisi gibi yaratıcı terapi yöntemlerini de içerebilir.
3-BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI CİNSEL TERAPİ
Cinsel terapi cinsel rahatsızlık veya sorunları sözel etkileşim yoluyla çözme ve davranışları değiştirme tekniğine verilen genel addır. Bilişsel davranışçı terapide öncelikle kişinin güncel cinsel sorunlarına odaklanır, süre olarak daha sınırlı ve daha çok sorun çözme ve özel bir takım beceriler öğretme hedeflidir. Bu beceriler çarpık düşünceleri ve cinsel mitleri saptamak, inançlarını değiştirmek, çevreyle ve partnerle yeni ilişkiler kurmak ve davranış değişikliğidir. Çünkü cinsel sıkıntılar spesifik olaylara anlam vermek ve yorum yapmak için yaratılan düşüncelerden ve hatalı davranışlardan oluşur. Duygularımız ve davranışlarımız, olayları algılama biçimimizden oluşur. Başka bir ifadeyle insanlar olaylardan değil, olaylara bakış açılarından ve onlara yaptıkları yorumlardan etkilenirler. Düşüncelerin altında da, çocukluğumuzdan beri kendimize kazandırdığımız bazı kök inançlar ve tepkiler yatmaktadır. Bu düşünceler danışan tarafından keşfedilebilir, sorgulanabilir ve kendine göre en uygun şekilde, işlevsel olarak değiştirilebilir. Bilişsel davranışçı terapi, yaşam boyunca ortaya çıkan psikolojik ve sosyal özellikler, genetik ve bedensel faktörler nedeniyle insanların cinsel sıkıntılar için farklı duyarlılığı olduğunu varsayar. Bu çerçevede stres veya yoğun sıkıntı verici deneyimler, cinsel bir sıkıntının ilk tetikleyicisi olabilir. Öte yandan, güvenilir ve istikrarlı ilişkiler, kendini ve başkalarını doğru algılama yeteneği ya da hayata ve sorumluluklarına yüklenen anlam gibi insanı cinsel sıkıntılardan koruyabilen faktörler de vardır. Cinsel sorunlara çevrenin tepkisi, kişinin sorunlarla başa çıkma konusundaki tutum ve davranışları cinsel sıkıntıların dinamiklerini ve gidişatını etkiler. Bilişsel davranışçı terapide cinsel terapist, önce danışanla beraber cinsel rahatsızlığın nedenini ve neden kendiliğinden düzelmediğini açığa çıkardıktan sonra, somut terapi hedefleri üzerine anlaşmaya varıp sorunun nedenleri ve ortaya çıkmasına etki eden koşullardan yola çıkarak tedavi planını hazırlar. Cinsel terapist, danışanı başkalarını algılama biçimini veya bazı durumlarda sergilediği cinsel davranışlarını daha iyi inceleyip bunların onu durumunu nasıl etkilediğini sorgulamaya teşvik eder. Örneğin, olumsuz düşünceleri ve o düşüncelerin duygu ve cinsel davranışları üzerindeki etkisini algılamasını sağlayıp, günlük yaşamında faydalı düşünceleri ve farklı cinsel davranış şekillerini denemesine yardımcı olur. Bu yöntemde, danışan, kendisine cinsellik yaşanırken korku veren düşüncelerini, kendisini nasıl algıladığını ve ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini cinsel terapistle beraber analiz eder. Cinsel terapist, danışanın hayatı boyunca edinmiş olduğu cinsel davranış kalıplarını daha iyi anlayıp onları sıkıntılarınızı hafifletecek şekilde değiştirmesine destek olur. Bilişsel davranışçı terapide cinsel terapistle danışan karşı karşıya oturur. Cinsel terapi seanslarının sayısını ve sıklığını sorunun türüne göre cinsel terapist, danışanla birlikte belirler. Tedavi genellikle altı ay ile bir yıl arasında ama gerekirse daha uzun da sürebilir.
4-BİREY ODAKLI CİNSEL TERAPİ
Konuşma merkezli cinsel terapi olarak da adlandırılan birey odaklı cinsel terapide, insanın sağlıklı gelişimi için temel ihtiyacının olumlu ve koşulsuz bir şekilde değer görmek (özellikle de kendi ebeveynleri tarafından) olduğu varsayılır. Çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimler, kişinin kendisi hakkında olumsuz bir imge oluşturmasına ve cinsel özgüveninde azalmaya yol açar. Bu nedenle, kişinin yapıcı ve haz verici cinsel deneyimler yaşayıp kendisini gittikçe daha iyi anlama ve geliştirme yeteneği kısıtlanabilir. Bunların üzerine bir de zor yaşam şartları ve içinde bulunduğu ilişkinin veya iş hayatının sorunları eklenebilir. Birey odaklı cinsel terapiye göre, psikolojik sorunlar genelde insanın kendi kendini algılayış şekliyle çelişen deneyim ve duygularını kabullenememesi yüzünden oluşur. Birey odaklı cinsel terapide, her insanın cinsel yaşamını olumlu yönde geliştirme yeteneği olduğu varsayılır. Bu yüzden; cinsel bir sıkıntı yaşanması durumunda kendi durumunu en iyi analiz edebilecek ve cinsel sorunlarına çözüm geliştirecek olan da insanın kendisidir. Birey odaklı cinsel terapide danışan “kendi kendinin uzmanı” kabul edilir. Bu nedenle cinsel terapinin merkezinde kendini ve partnerini keşfetme vardır. Danışanın doğal gelişme ve iyileşme süreci, cinsel terapistin onu mümkün olduğunca değerlendirmeden, onunla empati kurarak, duygularını anlayarak geri bildirimlerde bulunmasıyla desteklenir. Cinsel terapist, danışanı koşulsuz bir şekilde ve olduğu gibi kabul eder, yani onun her cinsel davranışını değerlendirmeden, kişiliğini tutarlı bir şekilde görerek, cinsel sağlığına kavuşmasına yardımcı olmaya elverişli bir ortam oluşturur. Danışanın cinsel terapi sürecinde yaşadığı deneyimler ve kazandığı yeni cinsel beceriler, gelecekte karşılaşabileceği sorunlara da yaratıcı çözümler bulmasına yardımcı olur. Birey odaklı cinsel terapide, özellikle danışanın duygusal deneyimleri vurgulanarak duygularının ve düşüncelerinin değiştirilmesine odaklanır. Cinsel terapist ile danışanın karşılıklı oturduğu birey odaklı cinsel terapi, genellikle haftada bir seans olmak üzere, altı ay ile bir yıl arasında sürer.
5-SİSTEMİK CİNSEL TERAPİ
Bireysel (çocukluktan bugüne kadar olan bireysel yaşam), etkileşimsel (partnerlerle ve diğer aile bireyleriyle olan ilişkiler) ve nesiller arası (aileden miras kalan ve atacılık olarak bilinen sıkıntıların bugünü etkilemesi) olmak üzere üç sistem üzerinde çalışılan sistemik cinsel terapide, cinsel sorunların geliştiği sosyal duruma, örneğin aileye ve partner ilişkisine odaklanılır ve cinsel terapiye, danışanın yanı sıra partneri de dahil edilir. Cinsel sıkıntılarının giderilmesi için danışanla birlikte çalışırken, onun güçlü yanlarını ortaya çıkarır. Sistemik cinsel terapide, cinsel rahatsızlıkların iyileşmesinin cinsel terapi seanslarında ilk dürtüleri alarak tetiklendiğini, fakat asıl önemli değişimlerin seans aralarında olduğu varsayılır. Bu yüzden terapi seansları daha uzun aralıklarla yapılabilir. Aralıklar cinsel terapinin başlangıcında bir-iki hafta, sonuna doğru da altı-sekiz hafta olabilir. Kişiye yönelik sistemik cinsel terapi birer veya ikişer saatlik seanslar halinde yapılır ve çoğu zaman 25 terapi seansından uzun sürmez ama uzun süren durumlar da olabilir.
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…