Evli ya da uzun süre birlikteliği olan çiftler cinsel isteksizliğin faturasını genellikle partnerlerine veya stresli yaşam koşullarına çıkarırlar ama cinsellik için her zaman isteğe gerek yok. Doğru şeyler yapıldığında beden cinselliğe her zaman hazır olabilir ve kişi istemese de seks yapabilir.
Cinsellik kişinin istediğine bağlı bir durum değil. Çünkü beden adeta bir makine gibi "uygun mekan, uygun partner ve uygun uyarı" ile her zaman cinselliği hazır hale gelebilir.
Cinsellik, diğer tüm güdüler gibi bazen içgüdüsel bazen de beyin tarafından salgılanan hormonlarla başlayan kompleks bir süreçtir. Seks dürtüsünü harekete geçiren ve hareketli tutan en önemli unsur testosteron miktarıdır ve kadınlarda bu hormonun vücuttaki oranı erkeklere göre çok daha azdır. Yorgunluk ve stres, testosteron miktarını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Hurafelerden (cinsel mitler) dolayı çiftlerin cinsel hayatı sosyal, kültürel ve durumsal gerçeklere dayalı olarak şekil değiştirebiliyor ve bu durum ilişkilerde tehlike çanlarının çalmasına da yol açabiliyor. Çiftlerin “Seks doğal olarak başlamalı, isteğin yoksa ne yapabilirsin ki?” inanışları, cinsel ve ilişkisel sorunları içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor.
GÖREV DİYE ALGILAMAK YANLIŞ DEĞİL!
Uzun birlikteliklerde yıllar içinde her şeyde olduğu gibi cinsel olarak uyarılma şekilleri de değişebiliyor. Doğru yöntem ise duruma uygun olarak kişinin yeni bir cinsel yaklaşım geliştirmesidir. Şunu da kabullenmek gerekiyor: "Cinsel istek cinsel temas başlamadan önce sizi yakıp tutuşturan türden olmasa bile çoğu zaman olay başladıktan sonra gelişecek ve alacağınız zevk eskisinden farklı olmayacak. Yani uygun mekan, uygun partner ve uygun uyarı ile seks görev olarak da başlıyorsa sekse bir zararı yok. Görev olsun diye cinsel ilişkiye başlayan çiftlerin çoğu bu aktiviteyi büyük zevk alarak noktalayabiliyorlar. Öyleyse cinsel aktivite, görev olarak başlayıp zevkle bittiği sürece amacına ulaşıyor demektir.”
İSTEMESENİZ DE YAPIN!
İlerleyen yıllar içinde çiftlerin sekse karşı körelmeye başlayan ilgiyi canlandırabilmesinin anahtarı düşüncelerindedir. Sürekli cinsel teması başlatmaya çalışan ve sürekli reddedilip gururu kırılan kişi, bir zaman sonra partnerine bunu sormamayı tercih ediyor. Bu da ilişkilerin uzun vadede ciddi hasarlar almasına neden olabiliyor. İlerde yaşanması muhtemel cinsel işlev bozukluklarının önüne geçmek için cinselliği istemek beklememeli, çift istemese de seks yapmalıdır. Seks yapmak demek ille de penis-vajina birlikteliği değildir, bazen sevişmek, okşamak, öpüşmek, erotik masaj yapmak, birlikte banyo yapmak veya sarılarak uyumaya çalışmak da seks yapmaktır. Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır.
Peki cinsel soğukluktan yakınan çiftler bunun üstesinden nasıl gelebilir?
İŞTE ÇOK SICAK TAVSİYELER…
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…