Teknolojinin şu anda insan aklının ulaşabildiği son noktaya geldiği çağımızda da corona virüs salgını, coronayak ruh hali ve coronafobi tüm dünyada büyük bir hızla yayılmaya devam ediyor. Peki corona virüs insanlığın sonunu mu getirecek yoksa onunla yaşamaya adapte olacak mıyız?
CORONA İNSANLIĞIN KARŞILAŞTIĞI NE İLK NE DE SON VİRÜS
Veba, çiçek, tifüs, tifo, kolera, influenza, sıtma, AIDS, SARS gibi bulaşıcı hastalıkların insan toplulukları arasında hızla yayılarak salgın haline gelmesi, tarih boyunca insanların kitleler halinde ölümlerine ve bireysel, toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlarına köklü değişikliklere neden olmuştur. COVID-19 adı verilen bu yeni virüs de insanlığın karşılaştığı ne ilk ne de son virüs olacak. Örneğin grip virüsünün ilk olarak 1580 yılında Asya’da başladığı ve sonrasında zamanla küresel bir salgına dönüştüğü biliniyor. Salgın hastalıların çoğu için tedavi yolları ve aşılar geliştirilmesine rağmen çeşitli yollarla mutasyona uğrayan mikroorganizmalar insanlık için tehdit olmaya devam ediyor.
CORONA VİRÜS İLE MÜCADELE BAĞIŞIKLIĞIN ÖNEMİ…
Öyle görünüyor ki bu corona virüsün er geç bizleri ya da yakınlarımızı etkileme ihtimali giderek artıyor. Artık virüse hiç yakalanmamayı değil, “olabildiğince geç yakalanmayı düşünmek” zorunda kaldık. Tıpkı geçmişteki salgın yaratan virüslerde olduğu gibi gelecek yıllarda bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Hatta bugüne kadar pek çok kişi bu hastalığa yakalanmış ama fark etmeden atlatmış bile olabilir. Örneğin, Japonya’da corono virüs salgını nedeniyle 4 Şubat’tan bu yana Tokyo yakınlarındaki Yokohama limanında karantinada tutulan “Diamond Princess” adlı turistik yolcu gemisindeki 3700 kişinin 700’ünde test pozitif çıkmıştı. Ancak bu 700 kişinin 350’si hastalığı hissetmemişlerdi. Bunun nedeni bu kişilerin bağışıklık sisteminin güçlü olması ve virüsle savaşta galip gelmesiydi… Yani bu hastalıkta en önemli şey “bağışıklık sistemin güçlü olması”dır. Virüsün insandan insana geçtiğinde zayıfladığı ve mutasyona uğradığı, yani insan üzerinde varlığını sürdürebilmek için evrim geçirdiği belirtiliyor. Bu sırada da virüsü yenmek için gereken antikorlara sahip insanların artmasıyla virüse karşı bağışıklık kazanma süreci, yani “doğal aşılama süreci” başlıyor.
CORONA’YA KARŞI KENDİNİZİ SAVUNUN!
Corona virüs de hızla mutasyon geçirerek virüs bulaştığı kişiyi öldüremeyecek duruma gelecek. Bu nedenle şu an yapılması gereken en önemli şey, “corona virüsüyle olabildiğince geç karşılaşmak”… Bunun için de öncelikle “evden çıkmamak” ve “hijyene dikkat etmek”, sonra da “bağışıklık sistemimizi güçlendirmek” ve güçlü tutmak için gerekli şekilde “sağlıklı beslenmek”, “düzenli egzersiz yapmak ve hareket etmek” hayati önem taşıyor. Tüm bunların yanı sıra, bağışıklık sisteminin sağlamlığı için psikolojik dayanıklılığın da arttırılması, gereksiz stres, korku, kaygı ve panik yapılmaması gerekiyor. Unutmayın, bilgisizlik sizde daha fazla korku ve kaygı yaratır. Bunun için “nefes ve gevşeme egzersizleri”, “yoga ve meditasyon” yapın, “kitap okuyun”, “müzik dinleyin”, “sevdiklerinizle sohbet edin ve onları sevdiğinizi yine, yeni, yeniden söyleyin”… Lütfen asılsız haberlere inanmayın, gereksiz kaygıya sürüklenmeyin, önlem alın ama panik olmayın. Hayatınızı felce uğratan corona virüs değil gereksiz panik ve bilgisizlik olacaktır. Bir süre normal günlük hayatınızı yaşamaya devam edemezsiniz ama hem rehavete düşmeden hem de paniğe kapılmadan sağlığınız için gerekenleri yapabilirsiniz.