Corona Salgını ve Ruh Sağlığı

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de corona virüs salgını hızla yayılıyor. Ancak corona virüsten daha tehlikelisi var. Kimseye güvenememe, hiçbir kanıt olmasa da tehdit altında olduğuna inanma, aşırı şüpheci olma, yetkililerin kesin bir şeyler saklandığına inanma, bu inançtan dolayı her söylenene şüpheyle yaklaşma, temelsiz komplo teorilerine inanma, insanların sözlerinde başka anlamlar arama gibi daha pek çok kötü ve gerçek dışı “paronayak düşünce” insanlar arasında corona virüsten daha hızlı bir şekilde yayılıyor, ben buna “coronayak ruh hali” diyorum. Muhakemede bozulma ve aşırı duyarlı olma hali olarak tanımladığım “coronayak ruh hali”, kişilerin olmayan olaylara olmuş gibi ikna olmalarına, coronafobi gibi çok özel bir kaygıya, yiyecek depolama, evden çıkamama, silahlanma, kuralları çiğneme, hayatını tehlikeye atma gibi abartılı ve anormal davranışlarda bulunmalarına yol açabilir. Her insan korkar ve endişelenir, bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü korku ve endişe, corona virüs salgını gibi bizi tehlikeli durumlara karşı uyaran anlamlı ve önemli reaksiyonlardır. “Coronafobi” durumunda ise, kişinin hem sosyal hem özel hem de iş hayatını fazlasıyla olumsuz etkileyebilecek ve ciddiye alınması gereken “abartılı ve gerçek dışı bir korku ve kaygı durumu” söz konusudur. Ancak her şüphe her korku her kaygı elbette bir coronayak ruh hali belirtisi veya coronafobi değildir. Sağlıklı insanların da zaman zaman şüpheci yaklaşımlarından kaynaklanan “corona virüs gerçeği” gibi haklı ve gerçekçi “endişeleri” olabilir. Coronayak ruh hali içindeki kişilerde ise, abartılı kuşku, güvensizlik, kurgu yapma, huzursuz, şüpheci ve öfkeli olma hali, günlük hayatın kalitesini bozacak kadar yoğun ve abartılı olabilir.

 

CORONA KAYGISININ DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

Tetikte olmamız için içimizden gelen bir uyarı olan “endişe”, yaklaşan gerçek bir tehlike için bizi uyarır ve tehdit öğesi ile baş etmemiz için panik yapmadan önlemler almamızı sağlar. “Dost olan” endişe bizleri çözümler ve stratejiler üretmeye yönlendirir. “Dost olmayan” ve kontrolden çıkan endişe olarak bilinen “kaygı” (anksiyete) ise, bizi tekerleğin içinde dönen hamster gibi yapar, sürekli aynı gerçek dışı döngüde dönüp durmamıza ve gerçekçi çözümler üretemememize yol açar. Belirsizlik ve ölüm tehdidi kaygıyı ve endişeyi arttırır. “Ilımlı duygusal bir stres” yaratan endişe, kafamızın içinde, daha “ciddi bir duygusal stres” yaratan kaygı ise, bedenimizde gerçekleşir.

 

CORONA SALGININ AKIL SAĞLIĞI ÜZERİNDE DERİN ETKİLERİ OLACAK

Corona virüs salgınının şimdi ve gelecekte insanların ruh sağlığı üzerinde “derin” etkileri olacaktır. Geleceğe dair belirsizlik, yalnızlık ve sosyal izolasyon nedeniyle bu dönemde panik atak ve takıntı hastalığı gibi kaygı bozukluklarında, depresyonda, kendine zarar verme ve intihar girişimlerinde, evlilik ve ilişki sorunlarında, cinsel işlev bozukluklarında, aile içi şiddette, sanal aldatmalarda, alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanımında, sosyal medya, telefon ve tablet bağımlılığında, ürtiker, migren, boyun ve sırt ağrıları gibi psikosomatik hastalıklarda, kendi sağlık durumumuz ve coronaya maruz kalma ihtimali olan sevdiklerimizle ilgili korku, kaygı ve endişe duymada, uyku ya da yeme düzeninde bozulmalarda ve konsantre olmakta zorlanmalarda artış olabilir.

 

HAYATI FELCE UĞRATAN VİRÜS DEĞİL GEREKSİZ PANİKTİR!

Corona günlerinde “önlem almak” ile “panik olmayı” birbirine karıştırmamamız gerekir. Corona virüsü salgını konusunda “bilinçli ve bilgili olmak” en etkili korunma yöntemidir. Bu nedenle kaygı ataklarının en iyi ilacı “kendi çarpık gerçeklik algımızın” yerine “gerçek gerçekliği ve bilimsel verileri” hâkim kılmamız ve beden farkındalığımızı arttırmamızdır. Çünkü bilgisizlik bizde daha fazla korku ve kaygı yaratır. Hayatımızı felce uğratan corona virüs değil gereksiz panik ve bilgisizlik olacaktır. Hepimiz grip olduk ve emin olun corona virüs salgını da kuş gribi, domuz gribi ve diğer grip salgınları gibi geçecek ve geçmişin tozlu raflarındaki yerini alacaktır. Unutmayın, hiçbir virüs, korku, kaygı ve gereksiz panik kadar hızla buluşamaz, yayılamaz ve mutasyona uğrayamaz. Lütfen corona virüs korkusunun ve kaygısının corona virüs gerçeğinden daha büyük olmasına ve paniğe dönüşmesine müsaade etmeyelim, gelişmemizi engelleyen batıl inançların ve kör taassubun karşısında olalım. Corona virüs salgını nedeniyle bir süre normal günlük hayatımızı yaşamaya devam edemeyeceğimiz gerçeğini kabul edelim ama hem rehavete düşmeden hem de paniğe kapılmadan sevdiklerimiz ve sağlığımız için gerekenleri yapalım. Ve son olarak; sadece corona virüsten korunmaya çalışmayalım, sanki corona virüs hastasıymışız gibi başkalarına bulaştırmamak için de elimizden geleni yapalım.

 

CORONA MEKTEBİ

Corona virüsü, “her şerde bir hayır vardır” dedirtircesine bize hayatımıza çekidüzen vermeyi, ihmal ettiklerimizin, vazgeçtiklerimizin önemini, fiziksel ve ruhsal sağlığımızın tüm maddi değerlerimizin üstünde olduğunu çok çarpıcı bir şekilde, adeta yüzümüze sert bir tokat atarak hatırlattı. İçinde bulunduğumuz durum, her yaştan, her ırktan, her cinsten, her kültürden tüm insanları “Corona Mektebi”nin öğrencisi yaptı ve bu mektep bizlere şunları öğretti:

1- Kendine gel; sipariş gündemlerle uğraşırken kendini, kendinden sürgün etmişsin…

2- İçine ve hakikate doğru yürümeye başla…

3- Kendinle yalnız kalmayı öğren. Başkalarının gözünden nasıl göründüğünü görme fırsatını yakala…

4- Herkes gibi olarak var olmayı öğrettiler sana; bu vesileyle hiç kimse gibi olabileceğini öğren…

5- Öncelediklerini ertele, ertelediklerini öncele…

6- İhtiyaçlarını yeniden tarif et…

7- Eşinle, çocuklarınla ve diğer yakın akrabalarınla tanış, belki iyi insanlardır…

8- Yakın ilişkilerini yenile: Yeniden ebeveyn ol ve sil baştan eş olmayı dene…

9- Sevdiklerin ve doğa için bir şeyler yapmaya başla…

10- İnsan ilişkilerini nicelik üzerinden değil nitelik üzerinden kur…

11- Hayatı keşfet; az şeyle mutlu olmak mümkün, bunu hatırla…

12- Basit şeylerdeki büyüyü gör; suyu yeniden tat, nefeslerini derin al, ekmeğe hürmet et…

13- Yaşadığın varoluşsal bir deneyimdir; varlığını fark et, kendince ve hakikatle var edildiğini gör…

14- Hayret ve minnet duygularını keskinleştir…

 

HUZURLU VE ÇATIŞMASIZ KARANTİNA GÜNLERİ İÇİN ÖNERİLER

Corona günlerinde çiftler ve aileler patlamaya hazır birer bomba haline geldi, bu nedenle şimdi sayacağım öneriler karantina sürecinde günlerimizi huzurlu ve mutlu bir şekilde geçirmemize yardımcı olacaktır.

  1. Endişelerinizi ve korkularınızı içinize atmayın, dile getirin, paylaşın. Birbirinizin anlayışına ve desteğine ihtiyacınızın farkında olun.
  2. Yeni bir rutin oluşturun. Normal rutininizin dışına çıktığınızı kabul ederek birlikte her gününüzü planlayın. Unutmayın, corona salgını “kötü ama yeni bir durum”, yerine “iyi ama yeni bir durum” koyarak onunla baş etmek mümkün… “Yaşamı ve yeni aktiviteleri deneyimleme yöntemi” sayesinde ölüm ve ölme ihtimaliyle ilgili endişe duymak yerine yaşamdan nasıl zevk alabileceğinizi keşfedebilirsiniz.
  3. Kendinize özel zaman ve özel alan ayırın. Her gün yalnız kalacağınız bir süre belirleyin ve kendinizle baş başa kalın, tefekkür yapın. Birbirinizin bireysel alanına saygı gösterin.
  4. Sağlıklı bir beslenme planı oluşturun, abur cubur yemekten kaçının. Spor ve düzenli egzersiz yapın. Sabahları hep birlikte yapacağınız spor egzersizleriyle güne zinde başlabilirsiniz.
  5. Kaliteli bir uyku; stresi, paniği ve kaygıyı yönetmenize yardımcı olur. Bu nedenle yeterli ve dinlendirici bir uyku almaya dikkat edin.
  6. Nefes ve gevşeme egzersizleri, yoga, meditasyon ve mindfulness egzersizleri gibi stresi yönetme ve kaygıyı azaltma tekniklerini kullanın.
  7. Ev işlerini işbölümü yaparak paylaşın. Birlikte yeni yemek, pasta ya da tatlı tariflerini denemeye çalışın.
  8. Kitap okuma saatleri belirleyin ve okuduğunuz kitaplardan beğendiğiniz sözleri birbirinizle paylaşın. Okumak düşüncelerinizi dağıtarak stresinizi ve kaygınızı azaltmanıza yardımcı olacaktır.
    9. Aileniz ve sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirerek corona günlerini fırsata çevirin. Birlikte müzik dinlemek ya da “satranç”, “monopoly” ve “tabu” gibi oyunlar oynamak stresinizi azaltmanın en iyi yollarından biridir. Ailecek izleyeceğiniz filmlerin listesini çıkarıp her akşam bir film izleyin ve sonrasında filmle ilgili sohbet edin. Resim yapmaya, şarkı söylemeye, dans etmeye veya bir müzik enstrümanı çalmaya çalışın.
  9. Sosyal çevrenizle iletişimde kalın. Teknoloji sayesinde, fiziksel mesafenizi koruyarak akrabalarınız ve dostlarınızla iletişim kurmanın “görüntülü sohbet etmek” gibi birçok yolu var.
  10. Coronalı günlerde kendinize “endişelenme süresi” tanıyın, corona salgını için endişelenecekseniz gün içinde kendinize “10 dakika” ayırın. Bunu her gün, aynı saatte yapın, diğer zamanlarda asla yapmayın.
  11. Evin iç dekorasyonunu değiştirin, farklı bir ortam yaratın, eşyalarınızı gözden geçirin ve işinize yaramayanları ihtiyaç sahiplerine vermek üzere paketleyin.

13- Zamanın ruhu psikoterapistleri yüz yüze terapinin dışında psikolojik danışmanlık ve psikolojik destek verecekleri yeni sistemlere yönlendirdi. İnternet üzerinden yapılan “online terapi” ve telefonla yapılan “teleterapi”; bulunduğunuz yerden ayrılmadan bir psikoterapiste ulaşabileceğiniz ve psikolojik yardım alabileceğiniz en sağlıklı ve pratik yöntemlerdir, gerekirse online terapi almaktan çekinmeyin.

 

“SENİ SEVİYORUM” DEMEKTE GEÇ KALMAYIN!

Mutluluk yaşadığımız an’dadır. An’ın ve o an’da yaşamımızda olanların değerini bilmemiz gerekir. Ailemiz, dostlarımız ve tüm sevdiklerimizle kurduğumuz “sevgi ve gönül bağı” en büyük gücümüzdür. Sevgi besler, sevgi büyütür, sevgi yüceltir, sevgi iyileştirir, sevgi güçlendirir. Sevginin bize sağladığı duygusal güvenlik ve umut, kötü günlerde ayakta kalmamızı sağlar, bizi sakinleştirir, korkularımızı ve kaygılarımızı azaltır. Yaşamın anlamını sorguladığımız şu zor günlerde, yaşamımızda sevgiden, sağlıktan ve umuttan daha değerli bir şey olmadığını ve her kötü şeyin bir şekilde geçip geride kalacağını unutmayalım. Sevmekten, sevgimizden korkmayalım. Belki ben belki siz belki bir sevdiğimiz bugün veya yarın sonsuza dek susabiliriz. Bu yüzden şunu bilin istiyorum: “Hepinizi çok seviyorum!” Lütfen siz de sevdiklerinize ve dostlarınıza şimdi, “Seni seviyorum” deyin, yarın çok geç olabilir. Kardeşlik sevgisiyle, sağlıkla ve umutla kalın…

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

VAJİNİSMUS: “BİR KAÇINMA VE ERTLEME BOZUKLUĞU”

“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…

6 ay ago

GEÇ BOŞALMA

Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…

6 ay ago

CİNSEL FANTEZİLER VE CİNSEL AŞK OYUNLARI

“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…

6 ay ago

PENİSİ TAKINTI YAPMA BOZUKLUĞU

Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…

6 ay ago

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

7 ay ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

7 ay ago