Depresyon Unutkanlığa Neden Oluyor

Unutkanlık, yediden yetmişe herkesi etkileyen gündelik sorunların başında geliyor. Çünkü her geçen gün artan aşırı cep telefonu kullanımı, sosyal medya hesapları, e-postalar, trafik keşmekeşi, iş yoğunluğu, aşırı stres, kalabalık ve kaotik şehir hayatı, dengesiz beslenme alışkanlıkları derken, unutkanlık pek çok kişi için, şiddeti giderek artan bir problem halini alıyor. Bu nedenle gündelik hayatta belli bir orandaki unutkanlığı herkes yaşayabiliyor. Evin anahtarını arabada bırakmak ya da yakın bir dostun doğum gününü unutmak gibi durumlar can sıkıcı ve sinir bozucu olabiliyor. Ancak basit unutkanlıklar üst üste ve çok sık olmaya başladığında unutkanlık can sıkıcı olduğu kadar da endişe verici bir hal alabiliyor ve hemen Alzheimer hastalığı ya da bunaklık benzeri hastalıklar akla gelmeye başlıyor. Oysa unutkanlığın depresyon gibi olağan ve kolayca çözüm bulunabilecek nedenleri olabiliyor.

DİPTEYİM SONDAYIM DEPRESYONDAYIM…

Mevsim geçişlerinde, hemen hemen herkesin Depresyondayım! demesine aşikârız. Hayattan zevk alamama, içe kapanma, uyuşukluk ve sürekli kendini üzgün hissetme, herhangi bir şey yapmak istememe ve bu isteksizliğinin nedenini belli başlı bir olaya ya da duruma bağlayamama depresyonun temel belirtileri arasında yer alıyor. Depresyon bireyin bedenini, düşüncelerini ve duygu geçişlerini an ve an etkileyebiliyor. Bununla birlikte, beynin ön tarafında ve görme merkezine yakın alın bölgesinde ortaya çıktığı bilinen depresyon, unutkanlığa da yol açan ruhsal bir sorun… Dolayısıyla, unutkanlık probleminin nedenleri standart gibi görünse de, B12 vitamini eksikliği, zekâ geriliği, diyet, beyin hastalıkları, metabolizmadaki yavaşlama, yorgunluk veAlzheimer nedenlerinin dışında, depresyon da unutkanlığa neden olan önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.   

 

DEPRESYONUN SÜREKLİLİĞİ UNUTKANLIĞI ARTIRIYOR…

Bu aralar her şeyi unutur oldum!”, “Hafızam gücünü yitirdi!”, “Neyi nereye koyduğumu unutuyorum!”, “Son zamanlarda bir şeyleri eksik yapıyorum!” gibi cümleler sık kuruluyorsa, kişi depresyonda olabiliyor… Yapılan araştırmalar depresyon yaşayan bireylerin çoğu zaman bazı şeyleri unuttuğunu gösteriyor. Bu noktada önemli olan bir şey daha var ki, bu da depresyonun etkilerinin, diğer bir değişle hissedilen durgunluk, yorgunluk ve unutkanlık halinin sürekliliği… Yani depresyonun sürekliliği unutkanlığı artırıyor. Bu nedenle, depresyona bağlı psödodemans yaniyalancı bunama'nın hangi seviyede olduğunun öğrenilmesi ve tedavi yollarının belirlenmesi için mutlaka hekim kökenli bir psikoterapiste başvurulması gerekiyor.

 

PSİKOTERAPİ GEREKİYOR…

Unutkanlığın ciddi bir soruna dönüşüp dönüşmediğini anlamak her zaman kolay olmayabiliyor. Unutkanlığın yanında (1) yükümlülüklerini yerine getirememe, (2) bazı becerilerin kaybolmaya başlaması, (3) olumsuz yönde mizaç ve huy değişiklikleri, (4) çok iyi bilinen ve hep gidilen bir adresin yolunu karıştırılmaya başlanması, (5) tanıdıkların isimlerini ya da yüzlerini çıkaramama, (5) cevap alınmasına karşın aynı soruyu tekrar tekrar sorma, (6) zaman, tarih, mekan veya insanlar hakkında kafa karışıklığı yaşama, (7) tanıdık yerlerde kaybolma veya (8) aynı hikayeyi tekrar tekrar anlatma gibi diğer belirtiler ciddi bir durum olduğundan şüphelenilmesine yol açabiliyor. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak pek çok nedeni olabilen unutkanlığın tedavisinde ise doğru teşhis büyük önem taşıyor. Bu nedenle, bireyde meydana gelen unutkanlığın ruhsal bir bozukluk olup olmadığının anlaşılabilmesi için unutkanlığın iyi bir şekilde gözlemlenmesi, unutkanlığın ne şekilde seyrettiğinin takip edilmesi ve kişinin bu süreçte psikoterapi alması önem taşıyor.

 

UNUTKANLIĞI YENMEK İÇİN…

Unutkanlık kader değil, üstesinden gelinebiliyor. Bunun için; (1) bol sebze ve meyve tüketilmesi, (2) bol su içilmesi, (3) güzel vakit geçirilmesi, (4) stresten uzaklaşılması, (5) fındık, ceviz, badem, çekirdekli kuru üzüm, yeşil sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, üzüm suyu, elma, kepekli pirinç ve balık tüketimi ile folik asit takviyesini ihmal etmemek, (6) düzenli egzersiz yapmak, (7) sigara ve alkolden uzak durmak, (8) yeni hobiler edinmek, (9) bulmaca çözmek, (10) kitap okumak, (11) müzik dinlemek, (12) sosyal ilişkileri geliştirmek, (13) hatırlamak için ajanda kullanın ve not almak, (14) sosyal sorumluluk projelerinde görev almak, (15) sağlıklı beslenmek önem taşıyor.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE MİKROBİYOM DENGESİNİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINA ETKİSİ

Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…

4 hafta ago

AŞKIN DERİN CİNSEL BİLGELİĞİ VE LONGEVİTY SEKS

Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…

4 hafta ago

ANTİ-ENFLAMATUAR DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…

4 hafta ago

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…

4 hafta ago

CİNSEL İŞEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE ANDULASYON TERAPİSİ

“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…

4 hafta ago

ALKALİ DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…

1 ay ago