Aldatmanın her geçen gün arttığı günümüzde, artık kadın-erkek ya da evli-bekâr ayırımı pek yapılmaz oldu. Kabullenilmesi ve affedilmesi zor olan aldatma, ilk bakışta bir eşin diğerine ihaneti, sadakatsizliği olarak görünür. Ancak daha derinlere bakıldığında aldatmanın gerçek nedenlerine ulaşılır. Bu nedenlerin altında yatan ise, eşlerin kişisel özellikleri ve birbirlerine karşı tavır ve davranışları sonucunda ilişkide yaşanan sorunlardır. Bu açıdan bakıldığında, aldatma aslında iki tarafın da dâhil olduğu bir sonuçtur. Yani, bu sonuçta sadece aldatan değil, aldatılan da rol oynar ve bu roller erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterir.
ALDATAN ERKEK OLDUĞUNDA…
Kadınlar ve erkekler birbirlerinden biyolojik olarak farklı olduğu gibi, psikolojik olarak da farklıdır. Bir ilişkide kadın ve erkeğin istekleri, arzuları, beklentileri, duygusal dünyaları, olmasını istedikleri ya da olmamasını istedikleri şeyler farklıdır. Örneğin, yapılan araştırmalara göre kadınlar eşlerinin değişeceğini umarak, erkeklerse eşlerinin değişmeyeceğini umarak bir ilişkiye başlıyor ya da evleniyor. Daha en başından beri var olan ve daha sonra giderek artan bu farklılıkların farkında olmayan eşlerin davranışları aldatmaya giden yolun önünü açıyor. Şimdi bu duruma aldatan erkekler açısından bakalım.
ERKEKLER POHPOHLANMAK İSTER!
Erkekler doğaları gereği kendilerini hazır kıta bekleyen gladyatörler olarak görürler. Eşlerinin kendilerine danışmasından, kendilerine ihtiyaç duyduğunu görmekten ve onların isteklerini gerçekleştirmekten övünç duyarlar. Ancak bunun için de övgü dolu sözlere, desteklenmeye, kısacası gladyatör tebriklerinde olduğu gibi pohpohlanmaya ve onurlandırılmaya ihtiyaçları vardır. Eşleri tarafından kusurlarının görülmesinden ve hatalarının yüzlerine vurulmasından hoşlanmazlar. Diğer bir değişle iyi bir şey yaptıklarında, bunun hemen görülmesini ve övgü dolu sözlerle takdir edilmesini beklerler.
GÜZEL YA DA ÇİRKİN KADIN YOKTUR, GÜLER YÜZLÜ KADIN VARDIR!
Erkekler için eşlerinin güzel, seksi, cazibeli olduğu kadar güler yüzlü ve tatlı dilli olması da önemlidir. İlişkilerde başlangıçta çok daha fazla öneme sahip olan güzellik ve çekicilik geçicidir. Bunu size yaşanmış bir örnekle anlatmak istiyorum. Bir gün danışanlarımdan biri elinde, eşiyle sevgilisinin e-posta yazışmalarının olduğu birkaç kâğıtla geldi. Oldukça öfkeli olan kadının odak noktası, eşinin sevgilisine yazdıklarıydı. Oysa asıl dikkat çekici olan, sevgilisinin bir kadın olarak neler yazdığıydı. Bu püf noktayı görebilmesi için sadece kadının yazdıklarını okumasını istedim. Sevgilinin övgü dolu sözleri, tatlı dili, aşkını dile getirişi, pohpohlaması, gittiği zaman ne kadar üzüldüğünü ifade eden cümleleri ile Sultan Süleyman’a sesleniyordu adeta… Danışanıma, eşine karşı bu tür davranışları en son ne zaman sergilediğini sorduğumda, hiçbir zaman cevabını aldım. Verdiği bu cevapla her şeyin farkına varmıştı ve kocasını geri kazanmak istiyordu. Daha sonraki görüşmelerimizde, eşine karşı güler yüzlü ve sıcak davranmaya başladığını, her şeyin eskisinden daha iyi olduğunu ve eşiyle aralarında sorun kalmadığını belirtti.
ERKEKLERİN YALNIZ KALMAYA İHTİYACI VARDIR!
Erkeklerin nefes almak kadar ihtiyaç duydukları bir diğer şey de yalnız kalıp düşünme içgüdüleridir. Doğru duydunuz, “yalnız kalmak ve tek başına düşünmek” erkekler için birer içgüdüdür. Dolayısıyla, erkekler ihtiyaç duydukları zaman bunu gerçekleştirmeleri gerekir. Çünkü stres durumunda erkekler uzaklaşmayı, yalnızlığı isterler, kadınlar gibi konuşmayı ve yakın olmayı istemezler. Eşlerinin buna izin vermesini beklerler. Erkekler arada bir serbest bırakılmaya ihtiyaç duyarlar. Bu serbestliği bulamayan sürekli baskı altında hisseden erkekler, aldatmayı bir kaçış olarak seçerler.