Vücut imajının daha güzel ve mükemmele ulaştırılmasını sağlamak günümüzün trendi gibi görünüyor. Bu amaçla yapılan estetik cerrahi operasyonlar özellikle kadınların ilk tercihi olmaya devam ediyor. İnsanların yaşam standartlarının yükselmesine bağlı olarak “güzellik” kavramının önemi arttı ve yüz, göğüs, kalça ve karın gibi bölgelere uygulanan estetik ameliyatlar giderek yaygınlaştı. Kişinin görünümünü düzeltmenin yanında sağlık amacıyla yapılan burun, çene ve elmacıkkemiği gibi estetik operasyonlar beden sağlığı açısından gerekli olabiliyor. Ancak istek doğrultusunda yapılan kalça ve göğüs estetiği gibi ameliyatlar, sadece kişiyi güzelleştirmek için yapıldığından ciddiye alınması gereken önemli bir problem haline gelebiliyor.
Dünya genelinde, estetik operasyonların %90’ını güzellik ve beğenilme hissini daha yoğun yaşamak isteyen kadınlar oluşturuyor. Bu kadınların çoğunun ortak özelliği eşten ya da sevgiliden ayrılma, aldatılma, ihmal edilme, beğenilmeme kaygısı ve hem hemcinsleri tarafından hem de karşı cins tarafından beğenilme arzusudur. Özellikle erkeklerin kadınlar üzerindeki odak noktaları kadın vücudunun en merkezi bölümü olan göğüsler ve kalçalar olduğu için, kadınlar çoğunlukla bu bölgelerini büyütmek, dikleştirmek ve şekil verdirmek amacıyla bıçak altına yatıyor. Her şeyin fazlasının zarar olduğu bu hayatta, aşırı büyüklükteki göğüsler ve kalçalar psikolojik açıdan kadınlar üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor.
Meme büyütme operasyonu sonrası uzun süren bir alışma ve iyileşme dönemi yaşanacağı için, bu durum önce kadının sonra çiftin cinsel hayatına zarar verebiliyor. Memeye enjekte edilen veya yerleştirilen dokunun (silikon, vb.) her zaman olmasa da vücuda uyum sağlamaması nedeniyle, kadının üst üste geçireceği cerrahi operasyonlar ve kalacak olan yara izleri, büyük olasılıkla kadının psikolojik travma geçirmesine neden olabiliyor. Çünkü kimse görmese de kadın bunu kafasına takabiliyor, bazen de yara izlerinin sutyenden ve dekolteden taşma olasılığı olabiliyor. Meme büyütme operasyonlarında meme ucu dokusunda bir miktar his kaybı olabiliyor ve bu durum cinsel yaşamda memeden alına hazzı azaltabiliyor. Ayrıca erkekler memelerin yeni şeklinden memnun olsalar bile, hem ameliyata hem de partnerlerine zarar vermemek adına memeye dokunurken tedirgin olabiliyorlar ve bu nedenle mememden aldıkları haz azalabiliyor. Meme ameliyatlarında süt üreten bezler ve sütü meme ucuna taşıyacak kanallar mutlaka etkileneceğinden hamilelik döneminde meme silikonları çıkarttırılıyor.
Fiziksel yapısının taşıyamayacağı büyüklükte memeye sahip olmak için operasyon geçiren yeni estetiğin suyunu çıkaran kadınların ciddi bir psikolojik destek almaları gerekiyor. Kadının isteği doğrultusunda yapılan operasyon sonucu aşırı büyütülen göğüsler, kadının omurga sistemini bozarak bel ve sırt ağrısı çekmesine hatta zamanla kambur olmasına neden olabiliyor. Çok büyük memeler ameliyat sonrası yatış pozisyonunda sağa sola veya aşağı yukarı doğru zorlamalar nedeniyle ağrılara yol açabiliyor. Kişi yüzükoyun yatamıyor, ağır cisimler kaldıramıyor ve sigarayı bırakmak zorunda kalabiliyor. Hatta ameliyat sonrası kişi ara sıra kanama, kapsül oluşumu ve enfeksiyon kapma riski yaşayabiliyor. Ayrıca vücudunun taşıyamayacağı büyüklükteki göğüsleri nedeniyle kişi daha çabuk yorulacağından, zamanla duruş şeklini değiştirebiliyor ve bu durum iskelet sisteminin yapısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bunun sonucunda kadının psikolojik travma geçirmesi kaçınılmaz oluyor. Ayrıca daha çok body tarzında kıyafetleri seçmek zorunda kalacağından kişi kıyafet konusunda zorluk çekebiliyor.
Brezilya poposu olarak bilinen bir kalçaya sahip olmak için yapılan estetikler sonucu, fiziksel yapının kabul etmeyeceği yükseklikte, dolgunlukta ya da yuvarlaklıkta bir kalça, her an kadının korkulu rüyası haline gelebiliyor. Çünkü her kadının istediği ideal kaça ölçüsü 90 cm’dir ve 90 cm her fizikte farklı durur. Bir de buna operasyondan sonra doku alışıncaya kadar devam ödem eklenince pişmanlık kaçınılmaz bir son olabiliyor. Ayrıca kalça operasyonu, meme operasyonu gibi silikon özlü bir operasyon olmadığından, kalça operasyonunda yağ enjekte etme ve yağ alma yöntemi kullanılacağından, fazla kilo alıp verme, spordan uzak bir hayat yaşama, yaşlanma, yer çekimi ve metabolizmanın çalışması sonucu kalça çeklinde bozulmalara ve daha fazla selülite neden olabiliyor. Ayrıca vücudun belli bölgelerinden özellikle karın bölgesinden alınıp kalçalara enjekte edilen yağların bir kısmı vücut tarafından kabul edilmeyerek eritilebiliyor. Bu da, fiziksel görünüşte deformasyonlara neden olabiliyor. Bu durum da kadının kendine güvenini azalabiliyor, kıyafet seçeneğini daralabiliyor ve cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilenebiliyor.
Sonuç olarak, tamamen değişme odaklı yapılan estetik operasyonlar kadınların hem cinsel hayatlarını hem fiziksel görünüşlerini hem de partnerlerinin cinsel yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Unutmayın, estetik operasyonlar ne giden sevgiliyi ya da eşi ne de onlarla birlikte yaşanılan eski güzel günleri geri getiriyor.