Günümüzde aile içi huzursuzluklar ve boşanmalar giderek artıyor. Peki, evlilikler neden yıkılıyor? Ekonomik sıkıntılardan mı? İletişim sorunlarından mı? Kıskançlıktan mı? Yoksa sadakatsizlikten mi?
Bunların hepsi ve daha fazlası birer nedendir aslında. Gerçek sebep ise sevgi, saygı ve güven bağlarının zayıflamasına yol açan evliliğin 10 şartının yerine getirilmemesidir. İslam’ın ve imanın şartlarıolduğu gibi evliliğin de şartları var. Ancak bu şartlar yerine geldiğinde sağlıklı ve mutlu bir evlilik yürütülebiliyor. Evliliğin şartları yerine getirildiğinde yaşanan sorunlar deveyken, pire olarak görülür, getirilmediğinde pireler deve yapılır. İşte uzun ömürlü ve sevgi dolu bir evliliğin 10 şartı:
EVLİLİĞİN 10 ŞARTI
1-Baş başa, el ele ve göz göze sohbet etmek
2-Birlikte vakit geçirmek
3-Sevişmek
4-Birlikte yatmak ve birlikte banyo yapmak
5-Armağan vermek
6-Hizmet etmek
7-Suçlamak yerine istemek
8-Takdir etmek, övmek ve onaylamak
9-Aile büyüklerine saygı göstermek
10-Ahde vefa
BAŞ BAŞA, EL ELE VE GÖZ GÖZE SOHBET EDİN…
1-Baş başa, el ele ve göz göze sohbet etmek
Çift kafasını karıştıran, kendilerini üzen konuları, ihtiyaçlarını, isteklerini, duygularını ve sınırlarını dürüstçe ve açık olarak ifade etmeli, doğruları ilişkilerini zedelemeyecek biçimde söylemeye dikkat etmelidir.Konuşurken göz teması sürdürülmeli, dinlerken başka bir şeyle meşgul olunmamalı, duyguların açığa çıkmasına özen gösterilmeli, vücut dili gözlemlenmeli ve konuşanın sözü kesilmemelidir. Nitelikli sohbet yalnızca anlayarak dinlemeyi değil, aynı zamanda kendini açıklamayı da gerektirir.
2-Birlikte vakit geçirmek
Birlikte vakit geçirmek, çiftin ilgi duyduğu her şeyi kapsayabilir. Esas olan çiftin odaklanmış ilgiyle birbirine bütün dikkatini vermesi, birlikte kaliteli ve nitelikli vakit geçirmesidir. Amaç birlikte bir şey yaşamak, bu yaşantıyı tamamlamak ve gelecekte yararlanılacak bir hatıra bankası oluşturmaktır. Bu banka sevginin sembolü ve sesi olacaktır.
BİRLİKTE YATIN VE BİRLİKTE BANYO YAPIN…
3-Sevişmek
Evlilik; yakınlık, cinsellik ve sevgi için duyulan gereksinimleri karşılamak üzere tasarlanmıştır. Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Çünkü sevişmek, dokunmak ve fiziksel temas, sevgiyi iletme yollarından biridir. Hatta bazı çiftler sevişme ve temas olmadan sevildiklerini hissetmezler.
4-Birlikte yatmak ve birlikte banyo yapmak
Çiftin hem duygusal hem de bedensel olarak yakın olmalarının yolu birlikte yatmalarından ve birlikte banyo yapmalarından geçer. Bu durum aynı zamanda çok kadim bir evlilik kuralıdır. Ancak “Sen yat, ben birazdan gelirim!” sözü son yıllarda çiftler arasında sıkça kullanılmaya başlandı. Bu durum da boşanmaların artmasına yol açıyor.
SEVDİĞİNİZE HİZMET EDİN VE ARA SIRA ARMAĞAN ALIN…
5-Armağan vermek
Her kültürde armağan vermek, sevginin ifade edilmesi ve evlilik sürecinin bir parçasıdır. Çünkü armağan kişinin kendisini hatırlama düşüncesinin bir sembolüdür. Birisine armağan vermek için onu düşünüyor olmak gerekir. Armağanın maddi değeri veya para ile alınıp alınmadığı çok önemli değildir, önemli olan armağanı fiilen alma ve onu bir sevgi ifadesi olarak sunmaktır.
6-Hizmet etmek
Çift birbirinin sevdiği ve hoşlandığı şeyleri yapmalı, birbirine hizmet ederek memnun etmeye, birbirleri için bir şeyler yaparak sevgilerini ifade etmeye çabalamalıdır.
MUTLU OLMAK İÇİN ÖNCE EŞİNİZİ MUTLU EDİN…
7-Suçlamak yerine istemek
Arzuların ve isteklerin suçlamadan ifade edilmesi çok önemlidir. Arzular ve istekler suçlamalarla talepler olarak algılandığında yakınlık olasılığını azaltır ve çift birbirinden uzaklaşır, fakat ricalar şeklinde belirtildiğinde iletişimin çok daha rahat kurulur. Ricalar sevgiye yön verir ama talepler sevgi akışını engeller. Suçlamalar, talepler ve eleştiriler, sevgi için yalvarmanın etkisiz bir yoludur. Bu nedenle çift suçlamalara tekiyle karşılık vermek yerine, daha yapıcı bir şekilde yaklaşmalı ve her suçlamanın ardında gizli olarak yatan isteği, ricayı ve temenniyi duymalıdır.
8-Takdir etmek, övmek ve onaylamak
Çiftin birbirini olduğu gibi kabul etmesi için takdir etmesi, onaylaması ve övmesi gerekir. Böyle çift duygusal ihtiyaçlarını karşılamış olur. Çünkü sevgiyi duygusal olarak ifade etmenin yolu, onu oluşturacak sözleri kullanmaktan geçer. Sözlü iltifatlar veya takdir sözleri sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Sevginin hedeflerinden biri, istenilen bir şeyi elde etmek değil, sevilen kişinin mutluluğu ve huzuru için bir şeyler yapmaktır. Çünkü kişinin mutluluğu partnerinin mutluluğundan geçer. Sözel iltifatlarda bulunmak partneri onaylamanın yalnızca bir yoludur. Çiftin kendilerini güvensiz hissettiği alanlardaki gizli potansiyeli cesaret verici sözlerle harekete geçebilir. Çiftin sahip olduğu ilgi alanlarını geliştirmesi için cesaret verici sözlere ihtiyacı olabilir. Sevgi sevecendir, sevecen sözlerin kullanılması gerekir. Yüksek tonda ve sert bir sesle ifade edilen sözler sevgiyi değil, bir suçlama, yargılama ve kınama ifadesini yansıtır.
EVLİLİKTE CAN EŞTİR, CANAN DİĞERLERİDİR!
9-Aile büyüklerine saygı göstermek
Çiftin aile büyüklerine ve diğer akrabalara saygı göstermesi evliliğin bir şartı olduğu kadar, örf ve geleneklerin de bir gereğidir. Akraba ilişkilerinde samimiyet, güvenilirlilik, tevazu, sadelik, nezaket, sevgi ve saygı esastır. Aile büyüklerinin güvenini kazanmak, onlara saygı duymak ve dürüst olmak, güzel ahlakın bir özelliğidir. Birbirine ve aile büyüklerine güvenmeyen ve saygı duymayan bir çiftin geleceğinden emin olunamaz. Saygı ve güven duygusu evlilik hayatında tuğlaları birbirine kenetleyen harç gibidir. Harç olmazsa duvar her an yıkılabilir, saygı ve güven duygusu olmayan evliliklerde birlik ve beraberlikten, huzur ve mutluluktan söz edilemez. İnsan sevgi, saygı ve merhamet duyguları sayesinde mutlu olabilir. Bu duyguların olmadığı yerde hüzün ve keder vardır.
10-Ahde vefa
Sevgiyi sürdürme ve sevgi bağlılığı anlamına gelen vefa; sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık anlamlarına gelir. Yani vefa göstermek, çiftin birbirine verdiği sözlere sadık kalmasıdır. Bu açıdan bakıldığında vefa; tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Atalarımız “Önce can, sonra canan!” demişlerdir. Burada can, eştir, canan ise diğerleridir. Çift önceliği birbirine vermeli, bu konuda bencil olmalı, cana kıymet vermeli ve kaybedilmesi göze alınamaz olarak görmelidir. Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce partnerini, sonra diğer sevdiklerini ve yakınlarını düşünmelidir. Başkalarına gösterilen nezaket, ilgi, saygı ve hürmet eşten esirgenmemelidir. Sadık ve vefalı çift başlarına her ne gelirse gelsin, hep aşkla “BİZ” der. Nikâh memurları; “İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta birbirinizi seveceğinize, koruyacağınıza söz veriyor musunuz?” diye sorar ve çift de sıra ile “Evet!” der. Ahde vefa, verilen sözde durmak, yapılan anlaşmaya sadık kalmaktır.