İnternetin dünyanın en ıssız köşelerine bile erişme konusundaki sınırsız yeteneği insan ilişkilerinin dinamiklerini çarpıcı bir şekilde değiştirdi. Tıpkı internetin “wireless” yani kablosuz, diğer bir ifadeyle arada “görünür bir bağ olmadan” sunduğu etkileşim ve iletişim kurma yolu, ilişkilerin de bir bağ oluşmadan başlaması ve bitmesine adeta bir model oluşturdu. Bunun sonucunda da hayatımıza ilişkilerle ilgili pek çok yeni kavram girdi. Bunlardan biri de çevrimiçi flört uygulamalarının yaygınlaşmasıyla flört trendlerinde meydana gelen büyük kültürel değişimin getirdiği bir kavram olan “ghosting”…
GHOSTING NEDİR?
Ghosting, biriyle kişisel bir ilişkiyi, herhangi bir görünür uyarı veya gerekçe olmaksızın tüm iletişim ve teması hiçbir açıklama yapmadan “aniden keserek sonlandırmak” ve karşı tarafın herhangi bir iletişim girişimine yanıt vermemektir. İngilizcede “hayalet” anlamına gelen “ghosting”, sanki ilişki hiç var olmamış gibi davranmak ve hiç iz bırakmadan hayalet gibi ortadan kaybolmaktır. Daha çok “kayıtsız güvensiz bağlanma stiline sahip” erkeklerin eğilimli olduğu ghosting, karşı tarafta olanlar için son derece incitici duygulara neden olan bir nevi pasif-agresif bir duygusal istismar biçimidir. Ghosting’in, dijital çağda ortaya çıkan bir flört veya romantik ilişkiyi sona erdirme stratejisi olarak, doğrudan yüzleşmeden kaçınmanın ve partnerle ilişki durumunu tartışmadan sonlandırmanın bir yöntemi olarak çoğunlukla erkekler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Hayalet partner, karşı tarafın telefon aramalarına veya metin mesajlarına cevap vermemek, sosyal ağ platformlarında onu engellemek gibi teknolojik yolları da kullanarak ilişkiyi ve iletişimi birden keser. Ghosting’in birçok ilişkinin mobil uygulamalar aracılığıyla başladığı bir dönemde, giderek daha fazla insanın karşılaşacağı bir olgu olduğunu varsayabiliriz.
ERKEKLER NEDEN GHOSTING’İ TERCİH EDİYOR?
Ghosting “kayıtsız güvensiz bağlanma stiline sahip” erkeklerin genellikle kendi duygusal rahatsızlıklarından kaçınmak için başvurdukları bir yoldur, çünkü biriyle teması kesmek çoğu zaman onunla yüzleşmekten çok daha kolaydır. Hayalet, zor duygularla yüzleşmek yerine ilişkiyi terk eder ve korkmuş bir çocuk gibi kaçar. Sonuç olarak, duygusal olarak olgunlaşmamış olduğundan, kendi rahatsız edici duygularıyla yüzleşmek yerine kaçmayı ve saklanmayı tercih eder. Sahte bir görünmezlik pelerini giymek, yolları ayrıldıktan sonra suçluluk duygusu çekmeyeceğini düşündürür. Bunun yerine, bu suçluluğu ve “derinlerde bir kadına duyduğu öfke ve nefreti” kurbanına, yani partnerine aktarır. Hayalet erkeklerin benlik saygıları düşüktür. Benlik saygısı yüksek olan biri tipik olarak kendine güvenen, memnun ve iddialı iken, benlik saygısı düşük olanlar genellikle kaygılı, kendini küçümseyen ve kendine daha az güvenen kişilerdir, ilişkilerini sona erdirmek için partnerleriyle doğrudan iletişim kurma konusunda cesaretleri yoktur. Hayalet erkekler iletişim ve empati konusunda da zayıftırlar. Empati bir ilişkide daha fazla istikrar ve doyum deneyimine ve ilişki çatışmalarında başarılı çözümler kullanılmasına katkıda bulunan etkili bir beceridir. Daha çok “narsisistik kişilik örgütlenmesi”nde görülen “empati eksikliği” erkeklerin ilişkilerini sona erdirirken partnerleriyle yüzleşmek yerine iletişimi kesmesini kolaylaştırır. Empati, bireylerin başkalarının duygularını aktif olarak anlama yeteneğidir. Başkalarının duygularını ve bakış açılarını anlayabilen kişiler, ortadan kaybolmak ve partnerlerini yalnız bırakmak yerine, ilişkilerin sona erdirilmesine empatik bir şekilde yaklaşırlar.
GHOSTING VE BAĞLANMA STİLLERİ
Yaşamımızın ilk yıllarında anne babamızın bize verdiği tepkiler temelinde oluşan kendimize ve diğerlerine ilişkin zihinsel temsillerimiz ve ilişki kalıplarımız ilerideki evlilik ve cinsel yaşam gibi yakın ilişkilerimize rehber olur, seçimlerimizi, söylemelerimizi ve davranışlarımızı belirler. Çocuklukta gelişen ve yetişkinlik ilişkilerinin ana teması haline gelen 4 bağlanma stili vardır. (1) Güvenli bağlanma, (2) kaygılı bağlanma, (3) korkulu bağlanma, (4) kayıtsız bağlanma. “Güvenli bağlanma” stiline sahip kişiler, kendine ve partnerine güvenir, terk edilme konusunda aşırı endişe duymadan, güvenlik aramak için eşlerine mümkün olduğunca bağlanma eğilimindedir. Duygularını ve ihtiyaçlarını kolaylıkla ifade eder. Partnerine kolaylıkla yaklaşabilir ve onlara bağlı olmaktan mutludur. “Kaygılı bağlanma” stili olan kişi kendine güvenmez ama partnerine güvenir, kendisini değersiz ve olumsuz algılar, sevilmeye değer bulmaz, yakın ilişkilerinde kendisini sürekli kanıtlama çabası içinde olur, ilişkilerinde gerçekçi olmayan beklentiler içine girer. Saplantılıdır, terk edilmekten korktuğu için ilişkilerinde yapışmaya ve bağımlı olmaya eğilimlidir. “Korkulu bağlanma” stilinde kişi hem kendine hem de partnerine güvenmez, kendine saygısı düşüktür, kendisini sevilmeye değer görmez ve diğer insanların güvenilmez ve reddedici olduklarına inanır. Bağlanmaktan ve terk edilmekten korkar ve kaçınır. Başkalarının onu sevmeyeceklerini, istemeyeceklerini düşündüğü için hiç yaklaşmamayı ve hatta onlara yaklaşan insanları da reddetmeyi tercih eder. “Kayıtsız bağlanma” stiline sahip kişi kendine güvenir ama partnerine güvenmez, şişirilmiş bir özsaygıya sahip olur, özerkliğine aşırı düşkün olur, başkalarına olan gereksinimini ve yakın ilişkiler kurma ihtiyacını inkâr eder, yakınlık istemez, bağımsızlığa önem verir. Partnerine güven duymaz, insanların kendisine bağlanmış olduğu duygusu gerginlik yaratır. Ghosting eğilimi en yüksek olan erkeklerin bağlanma stili genellikle kayıtsızdır. Çünkü bağlanmadan kaçınma düzeyi daha yüksek olan erkekler, duygusal yoğunluğu önleyebildikleri için bir ilişkiyi bitirirken hayalet olmayı tercih ederler. Yakınlığının ve bağlılığın yüksek olduğu ilişkilerde erkekler ilişkideki sorunları çözmek için çaba gösterme ya da ayrılma kararını konuşarak almayı tercih ederler.
GHOSTING PARTNERİ NASIL ETKİLER?
Hayatımızdaki çoğu ilişkinin bir başlangıcı ve bir sonu olacaktır. İnsanlar gelişir, koşullar değişir, birileri hayatımıza gelir ve gider. Hepsi insan deneyiminin bir parçasıdır ama yine de hayatımızdaki biriyle bir ilişkiyi bitirmek asla kolay değildir. İster romantik bir ilişki ister bir arkadaşlık olsun, neredeyse her zaman bir tarafta ya da diğerinde incinmiş duygular vardır. Ama bazı sonlar diğerlerinden daha kötüdür. Taraflardan birinin ilişkiyi sürdürme beklentisi ve arzusunun olduğu ilişkilerde, birinin açıklama yapmadan ortadan kaybolması, yani ghosting son derece acı vericidir. Hayalet erkekler öncelikle kendi duygusal rahatsızlıklarından kaçınmaya odaklanırlar ve bunun partnerlerini nasıl hissettirdiğini düşünmezler. İletişimi tamamen koparır ve partnerlerinin iletişim kurma çabalarına karşılık vermezler. Ghosting, her zaman “tek taraflı bir davranış”tır. Bu duruma maruz kalan kişi sessizlik nedeniyle ilişkinin bitip bitmediğinden emin değildir. Bir süre beklentide kalır ve yaşadığı belirsizlik bir süre sonra olumsuz bir duygu selini tetikler. Sonunda kendini terk edilmiş, dışlanmış ve reddedilmiş hisseder, öfkelenir. Ghosting’in en sinsi yönlerinden biri, kişinin sadece ilişkinin geçerliliğini sorgulamasına değil, kendini sorgulamasına ve suçlamasına, öfke ve nefret hissetmesine neden olmasıdır. Bu süreç kişin özdeğerini ve özsaygısını olumsuz etkiler ve öfke sağlıklı ifade edilmezse ve bedene dönerse depresyona zemin hazırlar. Ghosting acımasız bir reddetmedir. Bu partner için acı vericidir çünkü hiçbir gerekçe, nasıl ilerleyeceği konusunda hiçbir yönerge yoktur ve geride kendi başına çözmesi gereken bir yığın duygu kalmamıştır. Reddedilme, beyinde fiziksel acıyla aynı acı yollarını harekete geçirir, çünkü fiziksel ve duygusal acı, beyinde aynı sinir yolu üzerindedir. Bu nedenle kişi vücuttaki ciddi bir yaralanmanın neden olacağıyla aynı düzeyde duygusal acı duyabilir.
TEKNOLOJİNİN İLİŞKİLERE ETKİSİ
Flört ve romantik ilişkiler kendini tanımayı teşvik eder, sosyal destek kaynakları sunar, cinsel keşiflere izin verir ve bireyin kimliğini geliştirir. Flört ilişkileri, bireysel özellikler, önceki flört ilişkilerinin deneyimleri, romantik ilişkiler hakkındaki tutumlar ve fikirler, sosyal gelişimler yoluyla öğrenilen aşk ve cinsellik ve hatta ilişki aramak için çevrimiçi flört platformlarının kullanımı dahil olmak üzere birçok faktör tarafından şekillendirilir. Bu faktörler flört ilişkilerinin gelişimiyle ilgili sadece olumlu değil, olumsuz etkiler de doğurur. Özellikle teknolojinin, flört ilişkilerinde vazgeçilmez hale geldiği günümüzde telefon görüşmeleri, mesajlaşma uygulamaları, e-postalar veya sosyal medya aracılığıyla mobil iletişim şekli yaygınlaştı. Teknoloji insanların romantik partnerlerle tanışmasının yaygın bir yolu olan çevrimiçi flört olarak adlandırılan romantik bağlar kurma yollarında da bir fark yarattı. Bir örnek, popüler çevrimiçi flört için geliştirilmiş “Tinder” uygulamasının son araştırmada dünya çapında 57 milyon kullanıcıya sahip olduğunun bulunmasıdır. Bu rakam, çevrimiçi flört uygulamalarının romantik ilişkiler aramada önemli ve etkili bir rol oynadığını gösterir. Mobil flört uygulamalarının ortaya çıkmasıyla birlikte kullanıcılar, birbirlerini gerçekten tanımadan önce kullanıcı profillerine göre seçim yapabilmektedir. Sosyal medya profilleri, kişinin geçmişi ve günlük yaşamı hakkında, insanların özel bir sohbet başlatmak isteyip istemediklerine karar vermelerine yardımcı olabilecek birçok bağlamsal bilgi sağlar. Aynı zamanda, bu tür aracılı iletişimin belirsizliği, kullanıcıların ilgilendikleri kişileri gizlice gözlemlemenin yanı sıra flört etmelerine de olanak tanır. “Yaşandı ve bitti saygısızca” mottosunu esas alan çevrimiçi flört uygulamaları, kullanıcıların ilişkilerini başlatmasını ve sonlandırmasını daha kolay hale getirir. Çevrimiçi flört edenler, ciddi bir ilişki başlatmak için aralarından bir seçim yapmadan önce birden fazla partnerle aynı anda flört durumunu koruyabilirler. Ayrıca, çevrimiçi iletişim, çevrimiçi flört edenler için bir anonimlik duygusuna izin verir, böylece, başkalarını açıklama yapmadan görmezden gelmek gibi gerçekte olduğundan daha özgür davranabilirler. Bu nedenlerle teknolojik iletişim, duygusal desteği, yakınlığı, bağlılığı ve ilişki memnuniyetini artırıyor gibi görünse de ilişkilere yeni potansiyel çatışma kaynakları getirdi ve daha az ilişki doyumuna ve bağlılığın azalmasına yol açtı.