Yakın ilişkilerde “mahremiyet”, kendi düşünceleriniz, duygularınız ve deneyimlerinizle kendi başınıza olmakla ilgilidir ve sağlıklı bir benlik duygusu oluşturmak için insanın temel ihtiyaçlarından biridir. “Gizlilik” ise, partnerinizin öğrenirse hoşlanmayacağı, rahatsız olacağı veya kabul etmeyeceği korkusuyla kendiniz veya yaşamınız hakkında bir şeyleri kasıtlı olarak saklamak demektir. Kişisel mahremiyet hakkınızı korurken şeffaf, açık ve dürüst olmak ile gizlilik arasında bir denge bulmak zor olabilir. Bu nedenle mahremiyet ve gizlilik arasındaki farkı bilmek önemlidir.
MAHREMİYET GİZLİLİK DEĞİLDİR…
Gizlilik ve mahremiyet arasında yakın ilişkileri ne ölçüde etkiledikleri açısından büyük farklar vardır.
“BEN” VE “SEN” İLE “BİZ” OLMAK
Gizlilik ve mahremiyet arasındaki ince çizgide kişisel sınırlar bulunur. Sınırlar, tıpkı vücudumuzu koruyan derimiz gibi, benliğimizi koruyan bir örtü gibidir. Olumlu şeylerin geçmesine izin verirken, zararlı olanları engeller. Kişisel sınırlar özerkliğimizi ve bütünlüğümüzü korur. Sınırlar olmadan yaşam kontrolden çıkar, yönetilemez ve kaotik bir hale gelir. İlişkilerde de sınırlar önemlidir, sınırların olmadığı ilişkilerde sırlar ve sorunlar vardır. Tüm sağlıklı ilişkilerin sınırlara ihtiyacı vardır. Sınırlar, partnerlerin birbirleri üzerindeki kontrolünün nerede başlayıp nerede bittiğini bilmesine yardımcı olur. Sınırlar ilişkide karşılıklı saygı, destek ve güveni korumayı sağlar. Yakın ilişkilerin üç bileşeni vardır: “ben”, “sen” ve “biz”. “Biz” olmak “ben” ve “sen”i ayırt edemeyecek kadar iç içe geçmek anlamına gelmez, ayrı bireyler olarak birbirinin sınırlarını gözeterek yakın olmak ve “iki” ile “bir”i oluşturmak, “bütünleşmek” demektir. Bunun yolu da partnerlerin birbirlerini kendi ihtiyaç ve duygularıyla farklı ve ayrı bir birey olarak görmeleri ve kişisel sınırlarına saygı duymalarıdır. Kişisel sınırları bilmek ve ihlal etmemek, çift ilişkisini güçlendirir. Sınırların korunduğu bir ilişkide kendinizi sakin, güvende, desteklenmiş, saygı görmüş, ilgilenilmiş ve koşulsuz olarak kabul edilmiş hissedersiniz.
KİŞİSEL SINIRLAR OLUŞTURMAK…
Kişisel sınırlarınızı, önce ailelerinizde, sonra da akran gruplarınızda şekillendirmeye başlarsınız. Bu sınırlar, kendi ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi dile getirme ve aynı zamanda başkalarının ihtiyaç ve istekleri için sorumluluk alma şekliniz olarak içselleştirilir. Sağlıklı sınırlar, fiziksel ve duygusal olarak sizinle diğerleri arasındaki mesafeyi belirler. Bu süreçte sağlıklı sınırlar belirleyemeyen kişiler, kendileri olmakta özgür hissedemezler. Başkalarından sevgi ve şefkat görmek için büyük bir ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için zaten zayıf olan sınırlarını tamamen kaldırırlar ve yakın ilişkide oldukları kişilerle iç içe geçerler. Sağlıklı ve güçlü kişisel sınırlar oluşturmak, davranışlarınızdan, seçimlerinizden kendinizin sorumlu olduğunu bilmekle başlar ve başkalarının sizi tanımlamasına veya hayatınızı yönlendirmesine izin vermemeyi içerir. Kişisel sınırlar, sabit duvarlar gibi değildir, zamanla değişebilir. Daha fazla yaşam deneyimi kazandıkça veya ilişkilerinizde daha rahat hale geldikçe sınırların değişmesi normaldir.
FİZİKSEL VE DUYGUSAL SINIRLAR…
Kişisel sınırlar, sağlıklı ilişkiler kurmak, benlik saygısını artırmak, stres, kaygı ve depresyondan korunmak için çok önemlidir. Sınırlar, “ben” olan ve olmayan arasında net bir çizgi belirleyerek benliğinizi korur. Sınırların olmaması, başkalarının düşüncelerinizi, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı belirlemesi için kapıyı açar. Sınırları tanımlamak, başkalarından hangi davranışları kabul edip neyi kabul etmeyeceğinizi belirler. Sınırlar, fiziksel ve duygusal sınırları içerir. Fiziksel sınırlar bedeninizi, kişisel alanınızı ve mahremiyetinizi korur. Bedeninize dokunulması, kişisel eşyalarınıza ve bilgilerinize ulaşılması gibi hangi davranışları kabul edilebilir bulduğunuzu ve hangi davranışlara tahammül etmeyeceğinizi partnerinize bildiren standartlardır. Fiziksel sınırlar ayrıca cinsellik konusundaki beklentilerinizi ve tercihlerinizi ifade eder. Duygusal sınırlar, duygularınızı partnerinizin duygularından ayırmayı sağlar. Partnerinizin duygularının sorumluluğunu almak, onun duygularının sizin davranışlarınızı kontrol etmesine izin vermek, onu memnun etmek için kendi ihtiyaçlarınızdan vazgeçmek duygusal sınırlarınızın zayıf olması anlamına gelir. Güçlü duygusal sınırlar, kendi duygu ve davranışlarınızdan sorumlu ve kendi seçimlerinizi yapma hakkına sahip bir birey olarak benlik saygınızı ve kimliğinizi korur. Kişisel sınırlar sadece özsaygınızı artırmakla ve benlik duygunuzu güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda hayatı çok daha kolay hale getirir.
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…