Categories: Kişisel Gelişim

Hayatının Sorumluluğunu Alamayanlar

Hayat denen yolda yürümek istemeyenler var, yürüyecekleri yoldan korkarlar; adım atmamak için bahaneleri hazırdır, dizleri ağrıyordur. Yaşına rağmen çocuk kalmakta ısrar edenler var, büyümekten korkarlar; amaçları bellidir, çocuğu olacakları bir büyük ararlar. Hayatının sorumluluğunu alamayanlardır bu insanlar.

SUÇLAMANIN VE SUÇLANMANIN GÜCÜ ADINA…

Hayatının sorumluluğunu alamayanlar, yol ayrımına gelene kadar, şikâyet eder durur, kendileri dışındaki herkesi ve kendilerine kurban rolü biçilen kaderlerini suçlarlar: “Zengin bir ailede doğsaydım, babam bizi terk etmeseydi, daha iyi bir okula gönderilseydim, o kuruma girmek için torpilim olsaydı, bu kişi ile evlenmeme izin vermeselerdi, kaderim bambaşka olsaydı…” Mevcut olumsuz durum hep başkalarının suçudur, hatta bazen tanrının. Yol ayrımına gelip de karar vermeleri gerektiğinde yani yeni bir yol çizmek için fırsatları olduğunda ise adım atmaya güç bulamazlar. Ne yapacağına karar vermek yani seçim yapmak sorumluluk almaktır. Sorumluluk almak, işler ters gittiğinde suçlanacak kişi olmak yerine neden işlerin ters gittiğini fark etmek, anlamak ve olaylara yukarıdan bakabilmektir. Kurban olmaya devam edeceklerse bir de kendi kendilerinin celladı olmak istemezler. Bununla yüzleşecek cesaretleri yoktur, bahaneleri hazırdır, artık çok yorgundurlar, hayatın sorumluluğunu almak için vakit geçtir, onlara göre ailesi bunu hep engellemiştir ve sonuçta o sorumluluğu almazlar. Bu durumun üzerini örtmek için başkalarının ihtiyaçlarına odaklanırlar. Başkalarının hayatlarına küçücük katkılarda bulunup hiç yoktan onların sorumluluğunu almış gibi hissetmeye ve hissettirmeye çalışırlar. Öz saygıları yoktur; başkalarının saygısını, güvenini ve sevgisini bu şekilde kazanmaya bakarlar. Kendi hayatlarının sorumluluğunu almadıkları için gizli bir suçluluk hissederler. Aynı suçluluğu başkalarının da hissetmesi için istemeseler bile onlar için sürekli bir şeyler yaparlar ve onlardan da aynını bekler dururlar. Emir kipinden nefret ederler, fakat emir kipi olmadan da yapamazlar, ne de olsa biri söylemedikçe bir şey yapmaya karar veremez ve yapamazlar. Onları en çok hayatlarını kontrol etme fikri korkutur.  

ÇOCUK EGOSUNDA KALMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI…

İnsanın içinde üç ego durumu vardır; ebeveyn, yetişkin ve çocuk olmak üzere… Çocuk, sorumluluğu alınan; büyük ise çocuğun sorumluluğunu alan kişidir. Hayatın sorumluluğunu alamayanlar çocuk kalmakta ısrar ederler. Özgürlüklerinin kısıtlandığından, hiçbir şey yapamadıklarından, büyüğün uygun gördüğü hayatı yaşadıklarından, kendilerine verilen rolü oynadıklarından, büyükten bir adım uzaklaşamadıklarından, kurallardan ve emir içerikli öğütlerden bir ergen gibi şikâyetçi olurlar. Kafaları böyle konuşur; ama içlerinden bir ses “hiçbir şey başaramadın, hiçbir şey olamadın, ne bir vasfın var ne de varlığınla bir etkin” diye haykırır. “Büyük” olmasa bir “hiç” olacağını söyleyen o sesi bastırırlar; çaresiz, muhtaç ve bağımlı şekilde büyüğün vereceği kararı bekler ve büyüğün çizdiği yolda ilerlemeye devam ederler. “Büyük” aileden biri de olabilir eş veya sevgili de herhangi bir dost da. Yeter ki çocukmuş gibi elinden tutacak, onun için en iyisini düşünecek, her zaman yol gösterecek, yapılacakları onun yerine yapacak, onun yerine karar verecek, yani “çocuğun” hayatının sorumluluğunu yüklenecek biri olsun. Ne de olsa o daha bir çocuktur, kendi hayatının sorumluluğunu alamayacaktır, bu yüzden “büyüğe” bağımlılığı vardır, hayatının merkezinde “kendi” olması gerekirken “büyük” yer alır.

HAYATIN SORUMLULUĞUNU ALMAK

“Benim hayatım” diyebilmek için “kendi kararlarım, kendi seçimim” diyebilmek gerek. Kişinin kendi seçimleriyle ulaşacağı olumlu sonuç mutluluk, saygı ve özgüven getirecekse olumsuz sonuca da göğüs gerebilme cesaretini göstermek gerek. Kişinin hayatını sadece bedeni ile değil; kendi ruhu, aklı, fikri, kararları ve seçimleri ile de yaşaması gerek. Başkalarının seçimini yaşamak, başkalarının hayatını yaşamak demek. Başkalarının hayatını yaşamak neredeyse hayatta var olamamak demek.

KEŞKE'LERLE BOĞUŞMAYIN…

Hayatının sorumluluğunu alamamış ama artık almak isteyenler; öncelikle kendini tanımalı, ne istediğini bilmeli, hayattan ne beklediğini kesin olarak bulmalı. O vakte kadar kimin için yaşadığını, kimin kurallarına uyduğunu, kimin talimatlarını yerine getirdiğini, kimin robotu olduğunu net bir şekilde görmeli. O vakte kadar gerçekten mutlu olup olmadığını ya da ne zaman ve ne kadar mutlu olabildiğini kendine itiraf etmeli. Baba evinden çıkan, fakat bir türlü kabullenemediği baba evi kurallarından çıkamayanlar; eşi istediği için öyle yaşayanlar, çocuğunu bahane edip kendi hayatını yok sayanlar, hep arkadaşlarının programlarına uymak zorunda kalanlar, işsizlik sürecinden korktuğu için istemedikleri bir işte nefretle çalışanlar, komşular ne der diye düşünüp boşanamayanlar, müzik yapmak isterken ailesinin buyrukları ile hukuk okuyanlar, hayat mücadelesinden korktuğu için sevmediği birine bağımlı yaşayanlar… Hayatınızla ilgili kime sorumluluk veriyorsanız, o kişiye otorite vermiş ve hayatınızı teslim etmiş oluyorsunuz. Yaşanacak bir hayat var. Seçim yapın ve hayatınızı kendi kararlarınız doğrultusunda yaşayın. Ömür boyu içinizi yakacak “keşke”lerle boğuşmamak için hayatınızın sorumluluğunu alın.

Cem KEÇE

Share
Published by
Cem KEÇE

Yeni İçerikler

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE MİKROBİYOM DENGESİNİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINA ETKİSİ

Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…

4 hafta ago

AŞKIN DERİN CİNSEL BİLGELİĞİ VE LONGEVİTY SEKS

Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…

4 hafta ago

ANTİ-ENFLAMATUAR DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…

4 hafta ago

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…

4 hafta ago

CİNSEL İŞEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE ANDULASYON TERAPİSİ

“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…

4 hafta ago

ALKALİ DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…

1 ay ago