İlişkide Yaş Farkı Sorun Olur Mu?

Estetik uygulamaların ve tıbbi gelişmelerin yaygınlaşmasının yaş ve dış görünüş arasındaki farkı arttırdığı günümüzde artık yaşımızdan daha genç görünebilmemiz mümkün. Ancak takvim yaşından daha genç bir görüntüye sahip olmak ile genç hissetmek aynı anlama gelmez. Çünkü yaş sadece yaşadığımız yılların toplam sayısını göstermez, bir de ruhumuzun yaşı vardır. Olumlu ve iyimser bakış açısına sahip kişiler, fiziksel olarak yaşlarını gösterseler de kendilerini daha genç hissederken, bıkkın ve kötümser kişiler gerçekte olduklarından çok daha yaşlı hissederler. Ruh yaşı da insanın yaşam stilini ve kurduğu ilişkileri doğrudan etkiler. Yaşın önemli olduğu konulardan biri de “Aralarında çok yaş farkı olan çiftlerin ilişkileri, yaş farkı olmayan ya da az olan çiftlere kıyasla daha kötü ya da daha iyi mi olur?” sorusu ile ilgilidir.

 

ŞİMDİ ÖNEMİ YOK AMA DAHA SONRA OLUR MU?

İlişkinin başında yoğun duyguların etkisiyle yaş farkı çok önemli görünmeyebilir. Ancak zaman ilerledikçe sorunlar gün yüzüne çıkmaya başlayabilir. Başlangıçta genç biriyle birlikte olmak yaşlı partnerin kendisini daha genç hissetmesini sağlayabilir ama bir süre sonra partnerinin genç görünüşü kendi yaşı ve görünüşüyle ilgili memnuniyetsizlik yaratabilir. Bu durumun bir sonucu olarak yaş farkı çok olan çiftlerin en büyük problemi kıskançlık ve güvensizliktir. Genellikle yaşlı partner, genç partnerinin bir gün kendi yaşındaki birine ilgi duyacağı endişesi yaşar.

 

YAŞAM DÖNGÜSÜ

Bir ilişkinin başarısı, partnerlerin benzer değerleri, inançları ve hedefleri ne ölçüde paylaştığına bağlıdır. Kişisel hedeflere ulaşmada birbirlerini desteklemek, ilişki taahhüdü, güven, samimiyet ve sorunları yapıcı yollarla çözmek her ilişki için önemli faktörlerdir ve bu faktörler yaşla yakından ilişkilidir. Yaş dönemlerimize göre farklı aşamalardan oluşan bir yaşam döngüsü içinde yaşarız ve her aşamanın yerine getirmemiz gereken belirli yaşam görevleri vardır. Çünkü yaşamda fiziksel, psikolojik veya toplumsal bir karşılığı olan tutum ve davranışlar, yaşamın çeşitli evrelerinde birbirlerinden farklıdır. Örneğin, yaşam dönemlerini oluşturan bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk, yaşlılık dönemlerinde ihtiyaçlar, öncelikler, beklentiler ve bunların karşılanma biçimleri farklıdır. Bu farklılık duygu, düşünce ve davranışlarımıza da yansır. Bu nedenle farklı yaşam dönemlerinde olan partnerlerin (örneğin birinin gençlik, diğerinin yaşlılık döneminde olması gibi) ilişkiden beklentileri ve hedefleri farklı olacağından, bunları uyumlu hale getirmek ve ortak bir zemin oluşturmak kolay olmayabilir. Bunun sonucunda da ilişkide çatışmalar ve sorunlar kaçınılmaz olarak ortaya çıkabilir.

 

SOSYAL ONAY

Genellikle çok yaş farkının olduğu ilişkiler, öncelikle partnerlerin ailelerinin tepkileriyle karşılaşır ve sosyal olarak kabul görmez. Çevreden gelen eleştiriler ve ilişkilerinin yakınları tarafından onaylanmaması çift üzerinde fazladan baskı oluşturabilir. Çoğu zaman, sosyal onaylanmama, ilişkiye bağlılığın azalmasına ve ayrılma riskinin artmasına neden olabilir. Ayrıca dahil oldukları sosyal çevre de yaşlarına göre farklılık göstereceğinden kendilerinden yaşlı veya genç partnerlerinin yaşıtlarına, kültürel referanslarına ve sosyal etkileşimlerine uyum sağlayarak ortak bir sosyal yaşam oluşturmaları zor olabilir.

 

AİLE PLANLAMASI

Kişinin ilişkiden beklentisi çocuk sahibi olup bir aile kurmak ise o zaman yaş farkı daha önemli bir konu haline gelir. Kadınların doğurganlığı doğal olarak 35 yaşından sonra azalmaya başlar. Erkekler fiziksel olarak çok daha sonrasına kadar çocuk sahibi olabilir ama 50 yaşında baba olacak bir erkeğin çocuğuyla arasında büyük bir uçurum olması ve yaş ilerledikçe artabilecek sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalırken çocuk yetiştirmenin zorluğu unutulmamalıdır. Öte yandan genç bir kadın, daha hazır olmadan hamile kalmak istemeyebilir veya daha yaşlı bir kadın ve daha genç bir erkek çiftinde, erkek kendini hazır hissetmeyebilir. Başka bir senaryo da genç erkeğin çocuk istediği ama yaşlı kadının istemediği durumdur. Yaş farkı olan çiftlerde aile kurmak ve çocuk sahibi olmak konusundaki isteklerin farklı olması çift ilişkisinin sürdürülmesi açısından önemli bir faktördür.

 

GÜÇ DENGESİZLİĞİ

Yaş farkı olan ilişkilerde iki partner arasında, güç dengesizliklerine ve kişisel değerlerle çatışmaya dayanan sürtüşmeler olabilir. Örneğin, yaşlı partner ilişkiler hakkında geleneksel inançlara sahipken, genç partnerin düşünceleri daha esnek olabilir. Ortak bir noktada buluşarak değerlerini her ikisi için de uygun olacak şekilde güncellemek zor olabilir. Yaşı büyük olan partner, tıpkı bir ebeveyn gibi davranarak diğeri üzerinde otorite ve baskı kurmaya çalışabilir. Genç partnerin önceliklerini ve isteklerini anlamakta güçlük çekebilir ve böylece aralarında psikolojik bir boşluk yaratabilir. Yaşla ilgili sorunlar nedeniyle partnerler göz ardı edildiklerini veya kontrol edildiklerini hissedebilirler. Partnerlerin arasındaki güç dengesizliğinin kaynağı doğrudan yaş farkı olmasa da dolaylı olarak yaşın getirdiği, maddi ve sosyal konum ve doğal olarak deneyim farklılıkları olacaktır.

 

YAŞAM ALIŞKANLIKLARI

Yaşam stili, günlük faaliyetler ya da boş zamanları değerlendirme konusunda da yaş farkından kaynaklı çatışmalar yaşanabilir. Genç partnerin daha aktif ve hızlı bir yaşam stili olmasının beklenen bir durum olduğu düşünüldüğünde, yaşı büyük olan partnerin daha dingin olması muhtemeldir. Önceleri buna uyum sağlamaya çalışsalar da yaşam alışkanlıklarından vazgeçmenin zorluğu nedeniyle birbirlerinin farklı alışkanlıklarına uyum sağlamakta sıkıntı yaşayabilirler.

 

CİNSELLİK

Yaşı ileri olan partner cinsel açıdan yetersiz olmaktan endişe duyarak, cinsel özgüveni kaybedebilir. Bunun sonucunda da kendini gerçekleştiren kehanet gibi gerçekten cinsel sorunlar yaşamaya başlayabilir. Bununla birlikte genç partner cinselliği daha aktif ve daha sık yaşamak isterken tatmin edici bir karşılık bulamayabilir, çünkü yaş ilerledikçe cinsel aktivitenin hedefleri olan zevk ve rahatlamanın yerini duygusal yakınlık, sıcaklık ve destek alır.

 

HASTALIKTA VE SAĞLIKTA

Yaş farkı olan çiftlerin karşılaşabileceği bir başka sorun da yaşlanan partnerin uzun vadeli sağlık bakımına ihtiyaç duyabilecek olmasıdır. Bu durumda genç partner bakıcı olmaya, belirli faaliyetlerden vazgeçmeye, sorumlulukları ve ev işlerini üstlenmeye hazır olmayabilir.

 

HER ÇİFT İLİŞKİSİ BENZERSİZDİR

İnsanlar normlardan ve birbirlerinden farklılık gösterir. Bu nedenle söz konusu insan olduğunda yapılacak genellemeler yalnızca durumun yaygınlığını gösterir, herkes için geçerli olacağı ya da olması gerektiği anlamına gelmez. Dolayısıyla yaş farkı olan kişilerin ilişkileri de kendi koşulları açısından farklılık gösterir, yani yaş farkı iyidir ya da kötüdür şeklinde bir genelleme yapılamaz. Mutlu çiftlerin bildiği gibi, sağlıklı bir ilişki için her şeyin ötesinde gerekli olan sevgi, sevgi ve uyumdur.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE MİKROBİYOM DENGESİNİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINA ETKİSİ

Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…

4 hafta ago

AŞKIN DERİN CİNSEL BİLGELİĞİ VE LONGEVİTY SEKS

Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…

4 hafta ago

ANTİ-ENFLAMATUAR DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…

4 hafta ago

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…

4 hafta ago

CİNSEL İŞEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE ANDULASYON TERAPİSİ

“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…

4 hafta ago

ALKALİ DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…

1 ay ago