İlk gece korkusu nedir?
Konunun anlaşılabilirliği açısından “ilk gece” deyimi yerine “ilk cinsel ilişki” deyimini kullanmak daha doğru olacaktır. Yeni evlenen çiftin ilk cinsel girişim denemelerinde başarılı olamamasına yol açabilen ilk gece korkusu, bizim toplumumuzda sıklıkla yaşanan bir korkudur. Daha çok heyecanlı ve içe dönük kişilerde görülen ilk gece korkusu; gerdek gecesi ilk defa cinsel ilişkiye girme konusunda çiftin duyduğu endişe, korku veya kaygıyı ifade eder. İlk cinsel deneyim, sonraki cinsel yaşamda en önemli belirleyici etkenlerden biridir. Çünkü ilk başarısızlıklar çiftin bütün cinsel hayatına yansıyabilir.
Bu kabusu daha çok kadınlar mı yoksa erkekler mi yaşıyor?
İlk gece kabusunu kadınlar erkeklere göre daha çok yaşıyor. Türk toplumunda kızlık zarına abartılı bir önem verilmektedir. İlk gece kadın canının yanmasından, acı ve ağrı duymaktan ve kanama olmasından korkar. Kanama beklentisi hem kadında hem de erkekte vardır. Kadın ilk gece hem kanama olmasından, hem de olmamasından korkar, çünkü çocukluğundan itibaren “kızlık zarı ilk cinsel ilişkide kanar” denilerek yetiştirilmiştir ve kanamaması da önemli bir sorundur. Toplumda sanki ilk gece kadının başına kötü birşey gelecekmiş gibi davranılır, bu nedenle de kadın ilk gece korkusu yaşar. Ama gerçekte cinsel ilişkide alınan hazzın ön planda olduğu bir ilişkide, kızlık zarında meydana gelen açılmanın beynin üst merkezlerinde bilinçli olarak algılanması ve sonradan hoş olmayan bir anı olarak hatırlanma olasılığı da yoktur.Erkeğin ilk geceye dair farklı kaygıları vardır, kadın canının yanmasından korkarken erkek de başarısız olmaktan korkar. Cinsel güç, cinsellikteki başarı erkeklikle özdeşleştirildiği için ilk gece ereksiyon sorunu ya da erken boşalma yaşamak erkeklerin sık görülen kabuslarından biridir. Hem kadının hem de erkeğin korkuları birleşince ilk gece çoğu çift için sıkıntılı bir şekilde yaşanır.
Düğünden hemen sonra gerdeğe girmeyi çiftlere tavsiye ediyor musunuz? Yoksa balayında mı yaşanmalı?
Düğünden sonra çift yorgun olur, bir de o gece cinsel ilişkiye girme mecburiyeti olunca üzerlerinde baskı hissedebilirler. Daha geleneksel ailelerde anne-babaların, akrabaların da baskısı olabilir. Kapıda bekleyenler, telefon edenler olabilir. Bu konuda çifti rahat bırakmak gereklidir. Neyi ne zaman yaşayacaklarına onlar karar vermelidir. İlk gece çok yorgunlarsa sarılıp uyuyabilirler. Sonuçta önemli olan kadın ve erkeğin birbirine ve cinselliğe alışmasıdır. O gece dinlendikten sonra ertesi gün herşey daha keyifli olacaktır.
İki tarafta çok heyecanlıysa ne yapmaları lazım?
Eğer kadın ve erkeğin daha önce cinsel bilgi ve deneyimleri yoksa, birbirlerini evlilik öncesinde fazla tanıma fırsatı da bulmadılarsa heyecanlı olmaları doğaldır. Bu heyecanın nedeni aslında ilk cinsel ilişkiyi gözlerinde çok büyütmeleri ve abartmalarıdır. Kadın ve erkek eğer çok heyecanlıysa önce konuşup birbirlerini rahatlatmalı, endişelerni ve kaygılarını birbirleriyle paylaşmalıdır. Çift cinselliği birlikte öğrenecekse, birbirine karşı açık olmalıdır. Kadın ve erkek eğer birbirlerine destek olur, her endişelerini paylaşır ve cinsel konularda bilgilenirlerse sorun olmayacaktır. Başarılı bir ilk gece için erkek, kadının gevşemesi ve rahatlaması için elinden geleni yapmalı ve çok sabırlı olmalıdır. Çift uzun bir önsevişme yapmalı ve hazır olduklarında yani kadında vajina ıslandığında ve klitoris sertleştiğinde, erkekte ise penis sertleşip penis ucundan şeffaf zevk suyu geldiğinde çift cinsel birleşmeye geçilmelidir.
Çiftlerin, gerçekten vajinusmus ya da iktidarsız oldukları ne kadar denemeden sonra anlaşılır?
Bir sorun eğer belli bir süre boyunca her cinsel ilişkide sürekli ve yineleyici biçimde ortaya çıkıyorsa o zaman onu sorun olarak kabul edebiliriz. İlk cinsel ilişkide kadın korkularından dolayı kendini kasabilir ya da erkek aşırı heyecandan dolayı ereksiyon sorunu yaşayabilir, bu onların vajinismus ya da iktidarsız oldukları anlamına gelmez. Ancak kadın her ilişkide kendini kasıyorsa, eşini yanına yanaştırmıyorsa, erkek vajinaya her yaklaştığında sanki bir duvar varmış gibi vajina kasılıyorsa o zaman vajinismustan söz edebiliriz. Vajinismus diğer cinsel işlev bozukluklarına göre daha erken anlaşılabilir, biz çiftlere ilk bir hafta içinde ilişki gerçekleşmezse bunun nedenlerini araştırmalarını öneriyoruz. İktidarsızlık tanısı için de kişinin en az 3 ay boyunca her ilişkide ereksiyon sorunu yaşıyor olması gerekiyor. Ara sıra her insan ereksiyon sorunu yaşayabilir, bunu çok büyütmemek gerekir, ama sürekli hale geldiyse o zaman tedaviye başvurulmalıdır.
Seks konuşmak yararlı mıdır? Yoksa ilişkinin büyüsünü bozar mı?
Cinsellikten konuşmak çift için çok yararlıdır. Bizim toplumumuzda herşey el yordamıyla yapılıyor, ortada sorun olmadığı sürece konuşmaya da gerek duyulmuyor. Oysa ki konuşmak için illaki sorun olması gerekmez. En özel şeylerini paylaşan çift bunları konuşmaya çekinir, biz her zaman konuşmayı öneriyoruz. Konuşmak cinselliğin en önemli adımlarından biridir. Kadın da erkek de cinsellikle ilgili isteklerini, arzularını, beklentilerini ve kaygılarını birbirine ifade ederse hem aralarındaki güven gelişir hem de cinsel yaşamlarında daha mutlu olurlar.
İlk gece doğum kontrolünde kim korunmalı?
İlk gece kimin korunacağına çift evlilik öncesinde karar vermelidir. Biz her çiftin evlenmeden önce cinsel danışma ve rehberlik hizmeti alması gerektiğini savunuyoruz. Bu ne demektir? Çiftin evlenmeden önce ilk gece, cinsel ilişki, cinsel organların yapısı ve doğum kontrol yöntemleri ile ilgili bilgi alması demektir. Böylece çiftin ilk geceye yönelik kaygıları da azalacaktır. Çift birlikte bir hekime veya cinsel terapiste başvurarak, cinsel konularda bilgi alabilir. İlk gece kadın doğum kontrol hapı kullanabilir, ancak doğum kontrol hapına belli bir süre önceden başlamak gerekir, bunun için bir uzmandan bilgi almak en doğrusu olacaktır. Ya da erkek prezervatif kullanabilir, buna çift konuşarak karar verebilir.
Kadın regliyse geciktirici kullansın mı?
Adet tarihini ötelemek için kullanılan geciktirici haplar hormon içerdikleri için bilinçsiz kullanıldığında hormonal dengeyi bozabilir, kadın önce muayene olmalı ve doktorunun önerisine göre hareket etmelidir.
Erkek bu gece hakkında bilmediklerini kimle konuşmalı? Kadın bu gece hakkında bilmediklerini kiminle konuşmalı? En doğrusu arkadaş mı, aile mi?
Çok eskiden sağdıçlık adını verdiğimiz bir kurum vardı. Sağdıçlar evlenmeden önce hem kadına hem de erkeğe ilk gece nasıl davranması gerektiğini anlatırmış. Ancak böyle gelenekler artık yok gibi ve çoğu çift ilk gece hiçbirşey bilmeden yatağa gidiyor. İnternet kullanımının artmasıyla internetten edinilen yanlış bilgiler ve porno filmlerdeki abartılı görüntüler de özellikle erkeklerin cinsellikten ve eşlerinden beklentilerini arttırabiliyor. Erkekler tabi ki bu konuyu onlara anlatabilecek birileriyle konuşmalı, bu arkadaş da olabilir bir aile büyüğü de olabilir. Toplumumuzda kadınlara bilgi veren daha az, çoğu kadın cinselliği kimse ile konuşamıyor. Benim önerim yine çiftin evlilik öncesinde bir cinsel terapistten bilgi ve danışmanlık almasıdır. Uzmanlara başvurmak için mutlaka sorun yaşıyor olmak gerekmez, sorunlar ortaya çıkmadan önemlemini almak daha doğru olacaktır.
Çiftlerden biri ilişki istemiyorsa, diğer taraf hiç talepkar olmamalı mı?
Çiftlerden biri ilişki istemiyorsa bunun nedeninin araştırılması gerekir. Bu kişinin kendisiyle ilgili bir sorun mu yoksa eşinin ona karşı davranışı ve yaklaşımı ile mi ilgili, bunların değerlendirilmesi gerekir. Kişi eşine nasıl yaklaşması gerektiğini bilmeli, sorunun ne olduğunu sormalı ve çift duygularını birbirileriyle paylaşmalıdır.
Utangaçlık ile hiç istememenin sınırı nedir? O sınırı kim çizebilir?
Utangaçlık farklı birşeydir, cinsel ilişkiyi istememe ise uzun vadede bir cinsel işlev bozukluğudur. Bu ikisini aynı cümlede değerlendirmek doğru olmaz, çünkü utandığı için cinsel ilişkiyi istememe gibi bir duruma rastlamıyoruz aslında. Özellikle kadın cinsellik konusunda ne kadar tutucu yetişmiş olursa olsun, ilk gece de dahil fazla utangaçlık yaşamıyor. Aslında kadının cinselliğe olan tavrını erkeğin davranışları belirliyor. Erkek karısına yatakta nasıl yaklaşacağını, nasıl davranacağını, onun ruhunu nasıl okşayacağını bilmelidir. Eğer erkek eşine doğru bir şekilde yaklaşırsa utangaçlık söz konusu bile olmuyor, olsa bile çabucak geçebiliyor.
En doğrusu, kendi aralarındaki uyumu sağlamaları için evlenmeden deneme yapmaları mı?
Toplumumuzda evlilik öncesi ilişki çok hoş karşılanmadığı için, “evlenmeden önce deneyin” deme hakkına sahip değiliz. Cinsel sorun yaşayan çiftlere baktığımızda bir genelleme yapmak da mümkün olmuyor. Bazen 5-10 yıl flört etmiş bir çift de sorun yaşayabiliyor, hiç birbirini tanımadan evlenen, evlenmeden önce el ele bile tutuşmamış çiftler de bize başvurabiliyor. Cinsel sorunlar çok boyutlu; kişisel özellikler, duygular, düşünceler, algılar, çiftin ilişkisinin samimiyet, sevgi, saygı düzeyi hepsi cinselliği etkiliyor. Çiftlere evlenmeden önce kendi ahlaki yargı ve sınırları içersinde birbirilerini tanımalarını önerebiliriz. Cinselliği belirli sınırlarda yaşayabilirler, bu zaten bir ihtiyaçtır, dürtüdür, çok fazla bastıramazsınız. Bastırdığınızda daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Çift evlilik öncesi konuşmalı, birbirini cinsel açıdan tanımaya çalışmalı, bu konuda bilgi edinmelidir. Neyi, ne kadar yapacaklarına kendileri karar veriler zaten.