Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, tutku ve saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olur.
Sevgi, saygı, paylaşma ve hoşgörü ile yürütülen aile ve evlilik ilişkilerinde, düzenli beslenme, düzenli seks yapma, uyum gösterme yeteneği ve aile sıcaklığı insan ömrünü uzatan en önemli faktörlerin başında geliyor. Evli olmanın avantajları arasında sayılabilecek stresin paylaşılması, düzenli seks hayatı ve mutlu aile tablosu sonucu artan endorfin hormonunun ömrü uzattığı da bir gerçektir. Bu nedenle 40 yaşına evli girmek ömür uzatabilirken, bekârlık ve yalnızlık erken ölüm riskini artırabiliyor.
DUYGUSAL PAYLAŞIMLAR STRESİ AZALTIYOR…
Ömrü uzatabilmek için yalnızca bedensel sağlığa odaklanmak yetmez. Bunun yanında, duygusal ve zihinsel sağlığımıza da önem vermek gerekir. Duygusal ve fiziksel bağların en güçlü olduğu evlilik kurumu, yaşam kalitesi ve süresi üzerinde oldukça etkili bir faktördür. Diğer bir değişle, evli olmak ve evli olmamak yaşam kalitesini derinden etkilemektedir. Nikâh masasına oturulduğu zaman sorulan ve “İyi günde ve kötü günde…” cümlesiyle başlayan o klişeleşmiş söz yabana atılmamalıdır. Kucaklaşmak, öpüşmek, eşin omuzda gözyaşı dökmek, hayatın stresini paylaşmak, her şeye birlikte göğüs germek, baş sıkıştığında ya da hasta olunduğunuzda eşin yanında olduğunu ve dışarıdan gelindiğinde evde bekleyen bir eşin ya da çocukların varlığını bilmek ve aşk, insanoğlu için paha biçilmez bir servettir.
YAŞAM KALİTENİZİ VE SÜRENİZİ UZATIN!
Evliliğin bir diğer avantajı da düzenli hayattır. Kişi eve geldiğinde huzurlu bir ortam buluyorsa, düzenli bir cinsel yaşamı varsa ve her akşam yatağına yattığında sarılıp uyuyabileceği, her sabah uyandığında yanağına bir buse kondurabileceği bir eşi varsa, bu güzel anları uzun süre daha yaşayacağından emin olabilir. Çünkü düzenli aile ve seks hayatı sonucu vücudun salgıladığı endorfin hormonu (mutluluk hormonu) ömre ömür katar. Kalbin, dolayısıyla yaşam kalitesi ve süresinin en büyük düşmanı olan stres, uykusuzluk, yalnızlık, anksiyete ve depresyona karşı bağışıklık sistemini güçlendiren endorfin hormonunu artırmak varken, yaş kemale erdiğinde hala bekâr gezmek neden?
BEKÂRLIK BAŞA BELA…
Bekâr olmak, tatmin edilmemiş bütünleşme ihtiyacıyla kişinin kötümserleşmesine, bunalım ve sıkıntıya düşmesine, kronik yalnızlık yaşamasına, depresyon haline girmesine, sigara ve alkol kullanımını arttırmasına, düzensiz bir yaşam sürmesine ve kilolu olmasına yol açabiliyor. Tüm bu faktörler de teorik olarak yaşamı ve yaşam süresi olumsuz etkileyebiliyor.