Kadınlar kimsenin namusu değildir

Son dönemlerde medyada namus cinayetlerine sıkça rastlanmaya başlandı. Kadınlarımız vahşice öldürüldü. Bu tür insan hakları ihlallerinin yapıldığı olaylar karşısında sessiz kalınmamalıdır.

Namus cinayetine göz yuman ve elinden geleni yapmayan herkes eşit oranda suçludur

Toplumsal cinsiyet eşitliği Türkiye’de uygulanamadı. Kadına yönelik şiddet ve töre-namus cinayetleri; kadınları kontrol altında tutan ataerkil toplum düzeninden, bu düzenin savunduğu “onur” kavramından, ekonomik ve sosyal koşulların ve geri kalmışlığın yol açtığı yoksunluklardan, ailelerin çocuklarını yetiştirme biçimlerinden, olayların ve sosyal baskıların kişileri çaresiz hale getirmesinden besleniyor. Türkiye’de erkekler namuslarını, genellikle kadınların kontrolü aracılığıyla tanımlıyor. Namusa aykırı davranışlar, kadın, kadın cinselliği, kadın bedeni üzerinden belirleniyor. Kadınlar ve kız çocukları üzerindeki baskı her geçen gün genişleyerek artıyor. Bu nedenle toplumsal bir sorun haline gelen namus cinayetleri ve kadınlara yönelik şiddet konularında bir an önce acil tedbirlerin alınması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda verilen eğitimler, yasal düzenlemeler ve diğer çalışmalar çok yetersiz. Namus cinayetlerini kabul edilebilir gören zihniyet değiştirilmediği sürece, namus adına işlenen korkunç cinayetler önlenemez. Bu son derece önemli konuda, devletimizden ailelerimize, sivil toplum örgütlerinden din görevlilerine, kamu görevlilerinden eğitimcilere ve medya mensuplarına, halkın da içinde yer aldığı ortak bir çalışma başlatılması gerekiyor. Çünkü namus cinayetine göz yuman ve elinden geleni yapmayan herkes eşit oranda suçludur. Kadınların emeğini yok sayan, yabancılaştıran, yalnızlaştıran, onları katleden ataerkil sistem suçludur. En son medyada yer alan, büyük tartışma yaratan ve sürmanşette çarpıcı bir fotoğrafla verilen haberde, erkek karısını aldattığı için hunharca bıçaklamıştı. Bu aldatma ve ardından bıçaklanma olayında önemli olan, gizli ve üstü örtülü bir şekilde kadının aldattığında alması gereken cezanın ölüm olduğu mesajının verilmesidir. Bu önemsiz gibi görünen detay bizce daha önemlidir ve asıl mesele de burada gizlidir.

 

Çoğu zaman kadınlarda namus cinayetlerini destekliyor

Erkeklerin namuslarını temizlemek için ellerini kana bulamaları ataerkil toplumun bir sonucudur. Namuslarını temizlemek için elini kana bulayan erkekler kendilerini aşağılanmış hissediyorlar, hatta çoğu zaman cinayeti işlemelerine rağmen öldürdükleri kişiye karşı hırsları geçmiyor. Töre ve namus cinayeti işleyenlerin çoğu pişmanlık duymuyor, aksine, çok onurlu bir iş yaptıklarını düşünüyorlar. Bu durum cezanın ağırlaştırılmış olmasının caydırıcı olmadığını gösteriyor. Bu nedenle cezaları ağırlaştırmanın yanında eğitim ve sosyoekonomik politikalarında geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü bu cinayetler toplumsal bir baskı sonucu işleniyor. Töre ve namus cinayeti işleyenler hem cezaevinde hem de dışarıda büyük takdir görüyorlar, cezaevlerinde ağalar gibi karşılanıyorlar, toplumda da kahraman ilan ediliyorlar. Ve üzülerek söylüyoruz ki, bu takdiri ve onayı sadece erkekler değil başta erkek evlat anneleri olmak üzere kadınlarımız da yapıyor. Çoğu zaman kadınlarda namus cinayetlerini destekliyor. Son olarak CİSED’in 3 yıldır saha çalışmaları ve internet üzerinden yaptığı “Cinsel Şiddet” anketinden çarpıcı sonuçlar çıktı. Ankete katılan kadınların yarısından çoğunun sık sık eşleri tarafından cinsel şiddete maruz kaldıklarını tespit ettik. Kadınların yarısı fiziksel şiddete maruz kaldığını söylerken, birçoğu tokatlama, yumruk atma, tekmeleme ve itip kakmayı fiziksel şiddet olarak sınıflandırmadı. Ayrıca cinsel şiddete maruz kalan kadınların yarısından çoğunun sessiz kaldığını gördük. Anketin ayrıntıları aşağıdadır:

 

CİNSEL ŞİDDET ANKETİ SONUÇLARI

 

1- Ankete Katılan Toplam Kişi Sayısı
6000 Kişi

 

2- Ankete Katılan Kadınların Yaşları
%34 – 18-28 Arası
%40 – 29-38 Arası
%26 – 39-48 Arası

 

3- Ankete Katılan Kadınların Eğitim Durumları
%12 – Okur-Yazar Değil
%18 – İlkokul
%22 – Ortaokul
%30 – Lise
%18 – Üniversite

 

4- Ankete Katılan Kadınların Medeni Hali
%63 – Evli
%21 – Dul – Boşanmış
%09 – Bekar
%07 – Nikahsız Birliktelik

 

5- Ankete Katılan Kadınların Evlilik Süreleri
%55 – 1-10 Yıl
%40 – 11-20 Yıl
%05 – 21-30 Yıl

 

6- Ankete Katılan Kadınların Çocuk Durumu
%70 – Evet Çocuğum Var
%30 – Hayır Çocuğum Yok

 

7- Ankete Katılan Kadınların Çocuk Sayısı
%30 – 1-2 Çocuk
%70 – 2’den Fazla Çocuk

 

8- Ankete Katılan Kadınların İş Durumu
%25 – Evet İşim Var
%75 – Hayır İşim Yok

 

9- Ankete Katılan Kadınların Cinsel Sorunları Olup Olmadığı
%70 – Evet Var
%30 – Hayır Yok

 

10-Fiziksel Şiddete Maruz Kalan Kadınların Oranı
%40 – Evet Kaldım
%60 – Hayır Kalmadım

 

11- Fiziksel Şiddet Uygulamaları
%40 – Tokatlama
%30 – Yumruk Atma
%20 – Tekmeleme
%10 – İtip Kakma

 

12- Fiziksel Şiddeti Uygulayanların Kim Olduğunun Dağılımı
%60 – Eş
%20 – Boşandığı Eş
%05 – Birlikte Yaşanan Kişi
%15 – Diğer

 

13- Fiziksel Şiddetten Hemen Sonra Cinsel Şiddete de Maruz Kalma Oranı
%36 – Evet Kaldım
%64 – Hayır Kalmadım

 

14- Fiziksel Şiddetten Hemen Sonra Ne Tür Cinsel Şiddete Maruz Kalındığının Oranı
%25 – Tecavüz
%75 – Diğer

 

15- Ankete Katılan Kadınların Cinsel Şiddete Maruz Kalma Oranı
%20 – Evet Kaldım
%80 – Hayır Kalmadım

 

16- Cinsel Şiddet Uygulamaları
%30 – Tecavüz / Cinsel İlişki Kurmaya Zorlanma
%23 – Aşırı Cinsel İlişki Kurma Baskısı
%16 – Oral İlişki
%10 – Ters İlişki
%07 – Çeşitli Aletler Kullanarak İlişkiye Zorlanma
%06 – Ensest İlişki
%05 – Çocukların Önünde Cinsel İlişkiye Zorlanma
%03 – Diğer

 

17- Cinsel Şiddete Maruz Kalma Sıklığı
%50 – Nadiren
%35 – Bazen
%15 – Sık Sık

 

18- Cinsel Şiddet Uygulayanların Kim Olduğunun Dağılımı
%60 – Eş
%20 – Boşandığı Eş
%10 – Birlikte Yaşanan Kişi
%10 – Diğer

 

19- Cinsel Şiddet Uygulayanların İş Durumları
%60 – Evet İşi Vardı
%40 – Hayır İşi Yoktu

 

20- Cinsel Şiddet Uygulayan Kişinin Ne İş Yaptığı
Her Meslek Grubundan Erkek Var

 

21- Cinsel Şiddet Uygulayan Kişinin Alkol veya Diğer Uyuşturucu Maddeleri Kullanma Oranı
%80 – Evet Kullanıyor
%20 – Hayır Kullanmıyor

 

22- Cinsel Şiddete Maruz Kaldıktan Sonra Yapılanlar
%53 – Sessiz Kaldım
%20 – Aileme veya Bir Arkadaşıma Sığındım
%15 – Mahkemeye Başvurdum
%12 – Karakola Başvurdum

 

23- Cinsel Şiddete Gösterilen Tepkiler
%30 – Karşı Koydum
%25 – Karşı Koyamadım, Pes Ettim
%24 – Korktum
%16 – Kendimi Suçladım
%05 – Kavga Ettim

 

24- Cinsel Şiddet Sonrası Psikolojik ve Tıbbi Bir Tedavi Görülme Oranı
%60 – Hayır Tedavi Görmedim
%40 – Evet Tedavi Gördüm

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE MİKROBİYOM DENGESİNİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINA ETKİSİ

Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…

1 ay ago

AŞKIN DERİN CİNSEL BİLGELİĞİ VE LONGEVİTY SEKS

Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…

1 ay ago

ANTİ-ENFLAMATUAR DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…

1 ay ago

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…

1 ay ago

CİNSEL İŞEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE ANDULASYON TERAPİSİ

“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…

1 ay ago

ALKALİ DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…

1 ay ago