Kadınlar yaşamlarının herhangi bir döneminde cinsellikle ilgili sorunlarla karşılaşabilir. Bu sorunlar, belirli bir duruma bağlı olarak geçici olabildiği gibi, kalıcı ve tekrarlayan cinsel işlev bozuklukları da olabilir. Kadınların cinsel sorunlarının temelinde kimi zaman fizyolojik faktörler yatsa da duygular, deneyimler, inançlar, yaşam tarzları ve ilişki durumlarıyla ilgili faktörler daha baskındır. Bu faktörlerden biri ya da birkaçı cinsel istek-yanıt döngüsünde çeşitli aksaklıklara neden olarak cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI VE NEDENLERİ…
Kadınların genel olarak yaşadığı ve her yaşta ortaya çıkabilen cinsel işlev bozuklukları dört ana kategoride toplanır:
1- CİNSEL İSTEK BOZUKLUĞU
Cinsellikle ilgili arzu ve ilginin olmamasıdır. Cinsel istek eksikliği fiziksel ve psikolojik birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Fiziksel faktörlerin en başında hamilelik, emzirme ve menopoz dönemlerinde oluşan hormonsal değişiklikler, diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklar, bunlar için kullanılan ilaçlar ve yorgunluk gelir. Depresyon, anksiyete, stres, olumsuz beden imgesi gibi psikolojik faktörlerin yanı sıra, cinsellikle ilgili olumsuz algılar, yanlış bilgiler, duygusal ilişkide yaşanan sorunlar, monoton cinsel yaşam, işte sıkıntılar ve yoğun çalışma, çocukların bakımı gibi yaşam tarzıyla ilgili faktörler de cinsel isteğin azalmasında önemli rol oynar.
2- CİNSEL UYARILMA BOZUKLUĞU
Cinsel ilişki için arzu olmasına rağmen uyarılmanın kolay olmaması ya da hiç olmamasıdır. Kadınlarda cinsel uyarılma, hem erotik fiziksel uyaranlar hem de romantik duygusal uyaranlar aracılığıyla olur ve uyarılma gerçekleştiğinde, psikolojik olarak heyecanlanma, fiziksel olarak klitoriste kabarma ve vajina kayganlaşma olur. Cinsel ilişki öncesinde yeterli erotik dokunuşun olmaması, duygusal rahatlamanın sağlanamaması durumunda vajinal kayganlık oluşmaz, cinsel ilişki sırasında da cinsel heyecan duyulmaz. Cinsel uyarılmayı engelleyen diğer nedenler, depresyon, anksiyete, stres gibi psikolojik faktörler ve vajinaya kan akışının azalmasına yol açan kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon vb. gibi kronik hastalıklar, hamilelik, emzirme ve menopoza bağlı hormon değişimleri sonucunda klitoris hassasiyetinin azalması ve vajinal kuruluktur.
3- BOŞALMA VE ORGAZM BOZUKLUĞU
Cinsel uyarılma ve cinsel ilişki sonucunda boşalmakta veya orgazma ulaşmada güçlük çekilmesi ya da boşalmanın gerçekleşmemesidir. Bu sorun büyük ölçüde yeteri derecede uyarılmamaktan kaynaklanır. Ayrıca anksiyete, suçluluk duygusu, cinsel bilgi eksikliği ve taciz, tecavüz gibi olumsuz deneyimler de boşalmaya veya orgazma ulaşmayı engelleyen önemli faktörlerdir. Kronik hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlar da orgazmı geciktirici ya da engelleyici etki gösterir.
4- CİNSEL AĞRI BOZUKLUĞU
Cinsel ilişki sırasında vajinada ağrı hissedilmesidir. Ağrılı cinsel ilişkinin nedeni, vajinada enfeksiyon, kist gibi hastalıklar ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ameliyat sonrası yaralar ya da vajinal kuruluktur. Vajinal kuruluk yeterli uyarılma olmaması nedeniyle olabileceği gibi, hamilelik, emzirme ve menopoz gibi belli dönemler yaşanan hormon değişikliklerine de bağlı olabilir. Vajinanın girişini çevreleyen kasların istem dışı kasılarak cinsel ilişkinin acılı ve imkansız olarak algılanması olan vajinismus da kadınlarda çık sık rastlanan bir cinsel işlev bozukluğudur. Vajinismus cinsel bilgilerin eksik ve yanlış olması, dini ya da kültürel inanışlar ya da geçmişteki travmatik cinsel deneyimler sonucunda cinsel ilişkiye karşı verilen bir korku tepkisidir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARININ ÇÖZÜMÜ…
Cinsellik sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Cinsel sorunlar kadın-erkek ilişkilerindeki en önemli sorunlardan biridir. Cinsel sorunların çözülmesi hem kişinin kendisinin hem de eşinin mutluluğu ve yaşam kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşır. Bunun için de sorunun altıda yatan nedenlerin belirlenmesi ve ortadan kaldırılması gerekir. Fizyolojik nedenler için hastanelerde gerekli testler yapılarak tedavi uygulanır. Psikolojik nedenlerin anlaşılması ve çözüme kavuşturulması için ise bir cinsel terapiste başvurulması gerekir. En ideal yaklaşım, çiftin ve cinsel terapistin yer aldığı bir ekip çalışması ile sorunun çözümüne odaklanılmasıdır. Bu yolu izlerken kullanılabilecek stratejiler şunlardır:
1- CİNSEL EĞİTİM VE İLETİŞİM
İnsan anatomisi, kadınların ve erkeklerin cinsel organları ve cinsel işlevleri, yaşa bağlı cinsel değişiklikler konusunda bilgi edinilmesi cinsellikle ilgili endişelerinin üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. Ayrıca eşlerin birbirlerinin vücutlarını tanımak, hoşlandıkları pozisyonları, yapmak istedikleri ya da istemedikleri şeyleri öğrenmek için birbirleriyle açık ve anlayışlı bir şekilde konuşmaları ve birlikte cinsellikten zevk alma yollarını keşfetmeye çalışmaları cinsel uyumlarının artmasını sağlayabilir. Ayrıca sağlıklı bir iletişim, sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamın vazgeçilmezlerindendir. Partnerlerin birbirleriyle seksle ilgili konularda açıkça konuşabilmesi önemlidir. Pek çok insan seks tartışmalarının yasaklandığı bir atmosferde büyür ve bu tutum bazen evlilik sırasında da devam eder. Ancak seks konusunda açık yürekli olmak gerekir ve cinsel sorunlarla mücadeleye girişilmeden önce iletişim konusunun çözümlenmesi tavsiye edilir. Çünkü cinsel tedavisi, kısmen iki partner arasında açık bir diyalog kurulmasına dayanır. Her partner nelerden hoşlandığını ve nelerden hoşlanmadığını ötekine açıkça söyleyebilmelidir.
2- PARTNER İLİŞKİSİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Çiftin sorunu birlikte çözümlemek üzere anlaşması önemlidir. Çünkü sadece bir tek kişiye ait bir cinsel yetersizlik sorunu söz konusu olamaz. Mastürbasyonun dışında seksin tüm çeşitleri iki ya da daha çok sayıda insan arasındaki bir ilişkiyi kapsar. Eğer ortada bir sorun varsa; bu sorun, sadece bir tek kişiyle değil, aradaki ilişkilerle ilgilidir. Ayrıca başarılı bir tedavi için çiftin arasında şiddetli bir düşmanlık duygusunun bulunmaması gerekir. Kin duyguları, genellikle, cinsel sorunların hem sebebi, hem de sonucudur. Bu nedenle çiftin daha fazla keyif alacağı veya yakınlaşacağı sıcak kanlı davranışları arttıracak metotlar ilişkinin zenginleşmesine yardımcı olur. Sarılmalar, elle şakalaşmalar, küçük öpücükler, el ele tutuşmak, televizyon izlerken birinin diğerinin kucağına oturması, kol kola yürüyüş yapmak gibi davranışlar sıcak kanlı davranışlara örnek verilebilir.
3- CİNSEL YAŞAMIN ZENGİNLEŞTİRİLMESİ
Kitaplar, filmler gibi erotik materyaller ve seks oyuncaklarının kullanılması cinsel uyarılmayı daha kolay ve zevkli hale getirebilir. Doğrudan cinsel birleşmeye odaklanmadan eşlerin birbirlerine mastürbasyon ve erotik masaj yapması ve cinsel fantezilerle cinsel rutinlerin dışına çıkılması orgazma ulaşmayı sağlayabilir.
4- CİNSEL AĞRININ ENGELLENMESİ
Nefes ve gevşeme egzersizleri, vajinal hastalıkların tedavisi süresince cinsel ilişkiden kaçınılması, acı verebilecek pozisyonların tercih edilmemesi, kayganlaştırıcı yağların kullanılması ve cinsel ilişkiden önce gevşemek için sıcak bir banyo yapılması cinsel ilişki sırasında ağrının engellenmesine yardımcı olabilir.