Categories: Cinsel Sağlık

Kısırlık Sorununun Psikolojisi ve Cinselliğe Etkileri

Kısırlık (infertilite), yani çocuk sahibi olamama hem bireysel hem de toplumsal sonuçları olan bir sağlık sorunudur. Kısırlık, kişide yol açtığı suçluluk, yetersizlik, değersizlik, öfke, kızgınlık, utanç, umutsuzluk ve keder gibi duygularla kişiyi psikolojik açıdan son derece sarsıcı bir şekilde etkilemesinin yanı sıra, toplumsal olarak da anne-baba olmanın evliliğin gereklerinden olarak görülmesi nedeniyle çocuk sahibi olamama yaşamı altüst eden bir sorundur. Bu sorun, sağlıklı bir insanın bütünleyici ve ayrılmaz bir parçası, yaşam kalitesinin de önemli belirleyicilerinden biri olan cinselliği de olumsuz etkiler. Cinsellik, nörokimyasal, nörofizyolojik ve psikolojik süreçlerin karşılıklı etkileşiminin sonucu olan yaşamsal bir işlevdir. Fiziksel ve ruhsal faktörler cinsel yaşamı belirgin şekilde etkilediği gibi, cinsellikle ilgili sorunlar da kişiyi hem psikolojik hem de fiziksel olarak olumsuz etkileyebilir. Kısırlık da fizyolojik ve psikolojik pek çok faktöre bağlı olabilen, psikososyal ve psikoseksüel sonuçları olan bir sorundur. Anne ve baba olma, kadınlığın ve erkekliğin bir kanıtı gibi görüldüğünden kısırlık, kişinin psikolojisinin, evlilik ilişkisinin ve cinsel yaşamının bozulmasına yol açan çok yönlü bir yaşam krizidir.

KISIRLIĞIN YOL AÇTIĞI PSİKOLOJİK SORUNLAR

Kısırlık üreme işlevinde yaşanan bir sorun olmanın ötesine geçerek, kişinin benlik saygısında azalma, yetersizlik ve suçluluk duygularını yoğun bir şekilde hissetmesine neden olarak kişinin iç dünyasında önemli sorunlar ortaya çıkarabilir. Bir yandan kısırlığın yarattığı psikolojik sorunlar, diğer yandan tedavi için uygulanan yöntemler, kişinin ve çiftin fiziksel ve duygusal enerjisini tüketerek cinsel işlev bozukluklarına ve çift ilişkisinin bozulmasına yol açabilir. Kısırlık çiftin yaşamlarının tüm alanlarını ihmal ederek yalnızca tedavi üzerine yoğunlaşmasına, bunun sonucunda da aile ve çevreleriyle ilişkilerden uzaklaşmalarına neden olarak sosyal yaşamlarını da bozabilir. Kısırlık kadınlar ve erkeklerde farklı duygusal tepkiler ortaya çıkarır. Kısırlığın neden olduğu psikolojik baskıdan kadınlar erkeklerden daha fazla etkilenir ve kadınlarda kısırlığa bağlı depresyon, anksiyete görülme sıklığı ve psikolojik semptomların şiddeti erkeklere göre daha çoktur. Bunun nedeni kısır bir kadının eşi ve ailesi tarafından suçlu görülmesi küçümsenmesi, yok sayılması, hatta evliliğin sonlandırılmasıdır.

KISIRLIĞIN CİNSELLİĞE ETKİLERİ

Kısırlık, çiftleri cinsel açıdan da olumsuz etkileyen bir sorundur. Kısırlık tedavisinin uzun süreli olması çiftin cinsel yaşamını olağan akışının dışına çıkararak olumsuz etkileyebilir. Tedavi sürecinde, cinsel birlikteliğin döllenmeye uygun zamanlarda planlı bir eylem olarak yapılması ve çiftin belli pozisyonlara yönlendirilmesi, çiftin cinselliği sadece çocuk sahibi olmak için bir görev gibi görmesine ve zamanla cinsellikten soğumalarına, erkeklerde sertleşme sorunlarına, kadınlarda orgazm sorunlarına neden olabilir. Yapılan testler, fiziksel muayene ya da ameliyatlar çiftlerin cinselliklerini gözlem ve baskı altında hissetmelerine neden olabilir ve bu yüzden yaşadıkları stres cinsel isteklerinin azalmasına yol açabilir. Ayrıca kısır olan kişi duygusal olarak hissettiği yetersizlik ve eksiklik yüzünden kendini cinsel olarak da yetersiz hissedebilir. Bunun sonucunda cinselliğe ilgisi ve cinsellikten aldığı haz azalabilir ya da tamamen kaybolabilir. Bu durum erkeklerde erken boşalma ya da sertleşme sorunlarına neden olabilir. Kadınlarda da cinsel istek kaybı, cinsel uyarılmanın gerçekleşmemesi veya orgazm olamama sorunlarını beraberinde getirebilir. Özellikle kısırlık tedavisinin birden çok kez tekrarlandığı çiftlerde olumsuz sonuçların şiddeti ve süresinde artış söz konusudur.

KISIRLIK TEDAVİSİNDE EVLİLİK TERAPİSİ VE CİNSEL TERAPİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ

Toplumumuzda kısırlık konusunda pek çok yanlış inanışa sahip olunması ve cinselliğin tabu olarak görülmesi nedeniyle çoğu zaman çiftler bu kriz sürecini kolayca atlamazlar. Bunun sonucunda da psikolojik ve cinsel sorunları daha şiddetli yaşarlar. Tedavinin süresi, şekli, kişilik özellikleri, uyum süreçleri, destek sistemleri gibi faktörler kısırlıkla ilgili olarak yaşanan psikolojik ve cinsel sorunların kapsamını belirler. Bu süreçte karşılaşılan anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar ve cinsel işlev bozuklukları, gebelik olasılığını azaltarak kısırlık tedavisini olumsuz etkileyebilir ve çiftin bir kısırdöngü içinde hapsolmasına neden olabilir. Bu nedenle çiftlerin kısırlığın tedavisi sürecinde ruhsal ve cinsel sorunlarla baş edebilmeleri için mutlaka evlilik terapisi ve cinsel terapiyi birlikte almaları gerekli olabilir.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE MİKROBİYOM DENGESİNİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINA ETKİSİ

Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…

1 ay ago

AŞKIN DERİN CİNSEL BİLGELİĞİ VE LONGEVİTY SEKS

Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…

1 ay ago

ANTİ-ENFLAMATUAR DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…

1 ay ago

ANTİ-AGİNG ETKİLİ NUTRASÖTİKLERİN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA KULLANILMASI

“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…

1 ay ago

CİNSEL İŞEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE ANDULASYON TERAPİSİ

“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…

1 ay ago

ALKALİ DİYET VE CİNSEL YAŞAM

Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…

1 ay ago