Cinsel içgüdüleriyle “çocuklara karşı cinsel yönelimi olan” pedofilili sapkınlarda “vampir sendromu” yaygındır, yani filmlerde bir kişi vampir tarafından ısırıldığında nasıl vampir oluyorsa, çocukluğunda cinsel istismara maruz kalan “mağdur” kişi de gelecekte çocuk istismarcısı bir “zalim” olabilir. Buna “geçmiş travmanın kendini tekrar etme zorlantısı” adı verilir. Ayrıca beynin gelişimindeki bozukluklar, çocukken cinsel istismar veya tecavüz gibi travmatik deneyimlere sürekli şahit olma da pedofiliye yol açabilir. “Pedofili” cinsel bir sapkınlık olmasının yanı sıra, hukuki olarak da suçtur ve tedavisi oldukça güçtür. Bu nedenle “Kızlar 9 yaşına girdiklerinde gebe kalabilirler, erkekler de 12 yaşına girdiklerinde baba olabilirler”, “Ergenlik çağına girmiş kız çocuklar nikahlanırken yanlarında velilerinin olması daha uygundur ama veli olmasa da olur”, “Cinsel istismar suçluları mağdurları ile evlendiklerinde cezasızlık olabilir”, “6 yaşındaki çocukla evlenebilirsiniz” veya “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil” gibi sözler çocuk gelinleri ve pedofiliyi “normalleştirme” ve “yaygınlaştırma” çabalarına destek olur. Bu son derece vahim ve yanlış ifadeler toplum vicdanını kanatır, geleceğimizi karartır…
KÜÇÜK ÇOCUKLARA CİNSEL İLGİ DUYMAK SAPKINLIKTIR…
“Çocukçuluk”, “sübyancılık” ya da “küçük çocuklara cinsel ilgi duyma” anlamına gelen “pedofili”, çoğunlukla erkeklerde rastlanan bir cinsel sapkınlıktır. Pedofilide, küçük çocuklara karşı, tekrarlayıcı ve şiddetli cinsel istek duyma ve uyarılma söz konusudur. Çocuklarda cinsel istismar çoğunlukla “cinsel organların okşanması” veya “oral seks” eylemlerini içerir. Pedofililerin yüzde 95’i heteroseksüeldir ve yüzde 50’si olay sırasında aşırı alkollüdürler. Pedofili tanı ölçütleri şunlardır: (1) En az 6 aylık bir süre boyunca, kişinin ergenlik dönemine girmemiş veya ergenliğe yeni girmiş bir çocukla ya da çocuklarla (genellikle 13 yaş ve altında olanlarla) cinsel etkinlikte bulunma ile ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması. (2) Kişinin, bu cinsel dürtülere göre davranması ya da bu cinsel dürtülerinin ve fantezilerinin belirgin bir sıkıntıya ya da kişilerarası sorunlara neden olması.
EVLENMEK, ANNE VE BABA OLMAK YETİŞKİN SORUMLULUĞU GEREKTİRİR…
Kızların 9 yaşında gebe kalabilecekleri, erkeklerin ise 12 yaşına girdiklerinde baba olabileceklerine dair "nikah" tanımı kamuoyunda tartışıldı ve büyük tepki çekti. Bu tanım çocuk istismarcılarının aklanmasına hizmet eder. Ülkemizde 2017 yılında “resmi kayıtlara geçen” ve “bilinen” 387 çocuk istismara uğradı ve ülkemiz çocuk istismarı konusunda dünyada 3. sırada yer aldı, bu ayıbın ve utancın bir an önce son bulması ve 18 yaş altı evliliklerin yasal olarak sınırlandırılması gerekir. Çünkü hem evlenmek hem de anne ve baba olmak, gebe kalmak, çocuk sahibi olmak ve çocuk yetiştirmek toplum ruh sağlığı açısından çok önemli bir konudur ve yetişkin bir bireyin yani ergenliğini tamamlamış bir kişinin sorumluluğunu gerektirir. Aile toplumun en küçük yapısıdır ve aileler bozulursa toplum da bozulur ve geleceğimiz kararır.
ÇOCUK GELİNLERİN SON BULMASI GEREKİR…
Pedofiliyle bağlantılı en önemli toplumsal yaralarımızdan biri de çocuk gelinler meselesidir. 18 yaşın altında yapılan her evlilik “çocuk evliliği”, 18 yaşın altında evlenen her kız çocuğu “çocuk gelin” olarak kabul edilir. Ancak Türk hukuk sisteminde, çocuk gelin kavramının tarifi, kanunlara göre değişiklik göstermektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre 17 yaşını doldurmamış kızlar, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşını doldurmamış kızlar, Türk Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını doldurmamış kızlar çocuk gelin sayılmaktadır. Toplum olarak ilerlemiş bir ülke, iyi koşullarda yaşamını sürdüren insanlar ve mutlu çocuklar beklentimiz var, ancak erken yaşta yaşanan evlilikler bizi bu beklentilerden uzaklaştırmaktadır. Bu noktada hem devletimize hem medyamıza hem ruh sağlığı profesyonellere hem de ailelere çok fazla iş düşmektedir. 18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların ekonomik anlamda özgürlük kazanmaları için iş kurma ve meslek edinmelerinin sağlanması, toplumun cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir.
PEDOFİLİNİN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Pedofili için kesin bir tedavi olmamasına rağmen, bu hastalığa sahip kişilerin dürtü ve davranışlarını denetlemelerine yönelik önlemler alınabilir. Hayat boyu süren, birçok altta yatan faktörü olan ve kompleks bir hastalık olan pedofilinin “psikoterapi” ve “farmakoterapi” şeklindeki tedavisi de hayat boyu sürmelidir. Psikoterapiyle, çocukluktaki travmatik olayları tedavi etmeye ve çocuklara yönelik zararlı davranışlara girmeye teşvik eden durumları belirlemeye ve önlemeye çalışılır. Farmakoterapi tedavisi ise seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI), luteinize edici hormonu salgılatan hormon (LHRH) ve leuprolid asetat (LA) şeklinde üç standart kombine ilaç tedavilerinden oluşur. Farmakoterapi tedavileri vücudun belirli hormon ve kimyasallarını hedef alır.
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…