Psikoloji biliminin amacı, sadece ruhsal rahatsızlıklarını iyileştirmek değildir. Psikoterapi ruhsal sorunları tedavi etmek dışında, kişinin olumlu özelliklerini ve güçlü yeteneklerini besleyerek hayatını daha doyurucu ve mutlu hale getirmeyi amaçlar. Bu yüzden de sadece semptomları olan kişiler değil, kendi güçlerini kullanarak mutlu bir yaşam sürmek isteyenler de psikoterapiden yararlanabilir. Yani psikoterapinin mutlaka bir hastalığı veya ruhsal bir bozukluğu iyileştirmesi gerekmez, kişiye kendi kendine yardım edebilmesi için rehber olur.
YAŞAMA POZİTİF BAKIŞ
Pozitif psikolojinin babası kabul edilen Martin Seligman, bakış açısını tamamen değiştiren bir anısından söz eder: “Bahçedeki yabani otları ayıklıyordum. 5 yaşındaki kızım Nikki de çevremde dolaşıp şarkı söyleyerek dans ediyordu. Bir an önce işi bitirmek istediğim için ona bağırdım. O da koşup gitti ama bir süre sonra geri döndü ve hiç unutamadığım şu sözleri söyledi: 'Baba, beşinci doğum günümden öncesini hatırlıyor musun? Mızmızın tekiydim. Sürekli sızlanıp mızmızlanıyordum. Beş yaşına girdiğimde artık sızlanmamaya karar verdim. Bu şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi. Ben sızlanmayı bırakabildiysem, sen de böyle huysuzlanmayı bırakabilirsin.” Çocuk yetiştirmenin, onlarla ilgili sorunları düzeltmeye çalışmak olmadığını, onların güçlü niteliklerini ve iyi yaptıkları şeyleri belirleyip geliştirerek üretken ve doyurucu bir yaşam sürmelerini sağlayacak ortamları bulmalarına yardımcı olmak olduğunu fark eden Seligman, tüm insanların kendilerini gerçekleştirmek için gerekli yeteneklere ve yaratıcılığa sahip olduğunu vurgulayarak pozitif psikoloji akımına öncülük etti.
PSİKOLOJİK İYİ OLUŞ NEDİR?
Şemsi Tebrizi “psikolojik iyi oluş”u şu şekilde tanımlamıştır: “Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? O zaman güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü; her insan ölecek yaşta…” Bu nedenle psikolojik olarak sağlıklı olmak kişinin hiçbir sorununun olmaması değil, sorunlarıyla sağlıklı ve doğru bir şekilde baş edebilmesi anlamına gelir. Bu yaklaşımın merkezinde insanların depresyon, bağımlılık ve kaygı gibi ruhsal sorunlarının önlenmesi vardır. Önleme yolunda atılacak adımlar, olumsuz yönlerin düzeltilmesine değil, olumlu yönlerin güçlendirilerek kişisel yetkinliğin artırılmasına odaklanır. Diğer bir ifadeyle pozitif psikoloji insanların zayıflıklarını onarmak yerine, güçlerini, erdemlerini ve kapasitelerini arttırmalarına yardımcı olur. Hayatı yaşamaya değer kılan güzel şeylere odaklanır. Bunlar iyimserlik, yaşam doyumu, mutluluk, iyilik, şükran, şefkat, özsaygı, özgüven, umut, neşe, ilham, sevgi, şükran, esneklik ve şefkat gibi olumlu özellikler ve deneyimlerdir. “Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme sen dağları seyret. Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset. lşıklar sönmüşse ve karanlıksa ona da aldırma ay ışığını seyret. Sabret! Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun.Sabret ki her şey gönlünce olsun. Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır. Güzel düşün, güzel yaşa!” demiştir ve hayata, insanlara ama en önemlisi de kendimize pozitif bakmamızdan bahsetmiştirMevlana. Pozitif psikolojinin tüm potansiyel faydalarını listelemek imkansız olurdu, ancak herkesin kendi yaşamında göreceği faydalar için temel ilke psikolojik iyi oluştur.
PSİKOLOJİK İYİ OLUŞ
Dünya Sağlık Örgütü, ruh sağlığını, “Bireyin kendi yeteneklerinin farkında olması, yaşamında oluşan stresin üstesinden gelebilmesi, iş yaşamında üretken ve faydalı olabilmesi ve yetenekleri doğrultusunda toplumuna katkı yapması ve psikolojik olarak iyi olması’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımda, bireyin ruhsal hastalıklarının olmamasına ek olarak, kendini bilen, stresle baş edebilen, üretken, çevresine katkı sağlayabilen ve en önemlisi psikolojik olarak iyi bir birey olması halinde ruh sağlığının iyi kabul edilebileceği belirtilmektedir.Psikolojik iyi oluş kavramı beş boyutu içerir; olumlu duygular, bağlılık, diğerleriyle olumlu ilişkiler, anlam ve başarı…
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…