Freud, “Çiçeklere bakmak dinlendiricidir. Çünkü onların ne hisleri ne de çıkmazları vardır“ der. Ama insanların yoğun hisleri ve çıkmazları olur çoğu zaman. Bu nedenle insanlar ruhlarına ve bedenlerine acı veren ve bir türlü çözülemeyen sorunları olduğunda bir çare arayışıyla psikoterapiste giderler. Psikoterapi odası bir anlamda sırların paylaşıldığı son duraktır.
ÇOK ÖZEL SIRLAR…
Kim mi anlatıyor bunları? Her biri yüzlerce kişi tarafından dile getiriliyor. Olaylar aynı, isimler farklı, hatta o kadar fazla yaşanıyor ki bu durumlar, bazen isimlerin bile aynı olduğu oluyor. Ne de olsa burası terapi odası, aslında sır odası, altında çözülmesi gereken sorunların yattığı sırların odası…
SIRLAR RUHA YÜKTÜR…
Size sadece saklanması gereken bir sır gibi gelen konular gizliden gizliye ruhunuzu bulandırıyor, bozuyor. Ruhunuz da bedeniniz gibi; yorulduğunda, hastalanmaya yüz tuttuğunda, hele ki iflasa yaklaştığında daha şiddetli tepki veriyor. Halının altına itilen toz yumağı gibi sırlar, hastalıklı sırlar, hastalığa neden olan sırlar… İçinizde tutmalı mısınız o sırları? Neden tutasınız? Sebep, kafanızdaki sorular. “Kime anlatabilirsiniz, kime danışabilir, kimden yardım isteyebilirsiniz? Kimin analizini dikkate alabilir, kimin sunduğu çözüme güvenebilirsiniz? Sırrınız nedeniyle kimin sizi tuhaf karşılamayacağından emin olabilirsiniz? Sırrınızın kimde saklı kalacağına inanabilirsiniz?”İşte burası terapi odası, bir nevi sır odası… Sırlarınızı; saklı tuttuğunuz beyninizden, zihninizden, ruhunuzdan çıkarıp hapsedebileceğiniz başka bir alan. Her duygunuzu ifade edebileceğiniz, en uç düşüncelerinizi açıklayabileceğiniz, en gizli fantezilerinizden bahsedebileceğiniz, tüm yaşadıklarınızı anlatabileceğiniz en güvenilir alan. Sırlarınızın anormal karşılanmayacağı, başka bir yere taşınmayacağı bir alan.
PAYLAŞILAN SIRLAR RUHA ŞİFA VERİR…
Bahsettiğim tarzda bir sırrı olan hemen herkes kendini tek zanneder, “Bunu yaşamış bir ben varımdır” diye düşünür ve o sırrın ateşinde ruhunu eritmeye devam eder. O sır; özeldir, bu yüzden ifşa edilmez, ama o kişiye özgü değildir ve mutlaka bir çözümü vardır, bu nedenle terapi odasında dile getirilmelidir. Getirilir de. Sır iyice ağırlaştığında, çözümsüzmüş gibi görünen sorunlara yol açtığında terapistin kapısı çalınır. Terapi odasında sırlar utanılası, saklanılası, korkulası olmaktan çıkar. Terapi odasında sırlar, ruhsal hastalığın tedavisi için ele alınan semptomlar haline gelir. Terapi odası utançların, korkuların, kabullenilemeyenlerin kök nedeninin keşfedildiği bir alandır. Her yaştan, her iki cinsten, her cinsel tercihten kişilerin sırdan kamburunu bıraktığı ve rahata kavuştuğu bir yerdir. Terapi odası, “Buyurun burası benim arka bahçem, girin yabani otları temizleyin” denen yerdir. Terapi odası daha rahat, daha hafif, daha huzurlu, daha umutlu çıkılan yerdir. Ruhsal ve zihinsel soruna çözüm aranan ve bulunan yer. Terapi odası, hem tedavi hem sır odası…
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…