İçsel ve dışsal tüm uyaranlara karşı duyarlığın azalması, girişim gücünün ve kendine güvenin yiterek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal bir bozukluk olan “depresyon”, halk arasında “çökkünlük durumu” olarak bilinir ve hayatın her döneminde herkes tarafından yaşanabilir ve utanılacak bir durum değildir. Duygusal, davranışsal, bedensel, zihinsel ve cinsel bir takım değişikliklerle kendisini gösteren depresyonun en belirgin özellikleri arasında, hayattan keyif alamama, kendini değersiz, yetersiz ve çaresiz hissetme, iştah bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları ve uyku sorunları yaşama yer alır. Erken teşhis edilemediğinde, önemsenmediğinde ya da bir wellnes kliniğine başvurup, bir psikoterapiste görüşülmediği takdirde, kronik yorgunluk, halsizlik, sessiz kalma ve ağlama nöbetleri de tabloya eklenebilir.
RUHUNUZA SONBAHARI VE KIŞI YAŞATMAYIN…
“Cinsel isteğim azaldı, çok uykum olmasına rağmen gece uykuya dalmakta zorluk çekiyorum, sabahları da zar zor uyanıp gün boyu halsiz ve yorun oluyorum, mutsuzum, içimden bazen ağlamak geliyor…” şeklindeki yakınmalar her mevsim geçişinde yaşanabilir. Ruhu ısıtan ve insana pozitif enerji yükleyerek yüzünü güldüren güneş ışınlarının yokluğu nedeniyle, insanlar da mevsimsel depresiflik görülebilir. Sonbahar ve kış mevsimlerinde günlerin kısalması, güneş ışınlarının azalması ve insanların zorunlu olarak kapalı ortamlarda kalması insan psikolojisi üzerinde negatif etki bırakır. Özellikle kadınları etkisi altına alan mevsimsel depresyon sonucu dinlenemeyen, uykusunu alamayan, kendini karamsar hisseden kadınların cinsel isteği de zamanla azalabilir.
DEPRESYON VE CİNSEL İSTEKSİZLİK BİRBİRİNİ TETİKLİYOR…
Mevsimsel depresyon ile birlikte gelişen cinsel istek azalması, cinsel uyarılma ve orgazm sorunlarını da beraberinde getirebilir. Kadın partneriyle cinsel birleşme yaşasa bile zevk alamamaktan şikâyet edebilir. Bu durumda kadın, kendi yetersizliğinden kaynaklanan bir problem olduğu düşüncesiyle daha çok depresyona girer. Dolayısıyla, depresyon cinsel sorunlara yol açabilirken, cinsel sorunlarda kadının içinde bulunduğu depresif ruh halini ağırlaştırabilir. Kış ayının verdiği karamsarlık nedeniyle mutsuz olan kadın, daha önce var olmayan cinsel sorunların ortaya çıkması nedeniyle cinsel hayatının sona erdiğini düşünerek depresyonu çok daha ağır derecede geçirebilir. Bu tür vakalarda cinsel isteksizlik nedeniyle başaramama korkusu yani performans anksiyetesi yaşayan kadın, depresyon tedavi edilmesine rağmen cinsel işlev bozukluğu yaşamaya devam edebilir.
MEVSİMSEL DEPRESYON BULAŞICI OLABİLİR!
Yapılan araştırmalar özellikle ailelerde ve birlikte yaşayan çiftlerde depresyonun bulaşıcı olma olasılığının çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Eşlerden birinin mevsimsel depresyona yakalanması gerek iletişim yönünden gerekse cinsel yaşamda gelişen aksaklıklardan dolayı tüm aileyi etkileyebilir. Bu durumda partnerin sabırlı, anlayışlı ve yönlendirici olması gerekir. Eşine yardım eden erkek ona verdiği cesaretle partnerini ciddi sonuçlar oluşturabilecek bir durumdan da kurtarabilir.
BÜYÜK YANLIŞ: “İLAÇ KULLANIMI!”
Mevsimsel depresyon tedavi edilmediğinde yaşamı çekilmez bir hale getirebilir. Mevsimsel depresyona yakalanan kişinin, özellikle kadın partnerin, duygusal olarak aileden ve cinsellikten uzaklaşmasını engelleyebilmek için erkeğe büyük bir görevler düşer. Erkek partnerine ne kadar ilgili, alakalı ve anlayışlı davranırsa mevsimsel depresyon illeti o kadar kolay biter ve cinsel yaşama sirayet etmez. Bunun dışında olabildiğince güneşe çıkılmalı, kişi yüzünü ve sırtını sıcağa ve güneşe vermeli, rahatlamak için doğal yağlarla vücuduna masaj yapmalı, bol bol temiz hava almalı, spor yapılmalı, arkadaşlarıyla ya da partneriyle moral verici aktiviteler yapmalı, hafif müzik dinlenmeli, bol bol gülmeli, protein ve omega-3 içerikli besinler alınmalıdır. Mevsimsel depresyon ile baş edebilmek adına hekim tavsiyesi olmadan alınan ilaçlar duygusal etkileşimin ve cinsel yaşamın bir numaralı düşmanıdır. Bu nedenle hekim tavsiyesi olmadan depresyon ilaçları kullanılmamalıdır. Ayrıca günümüzde depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların pek çoğu yan etki olarak cinsel isteksizliğe ve cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açmaktadır. Erkeklerde sertleşme probleminin nedenleri arasında en başta gelen depresyon ilaçları erkek ve kadında cinsel istekte azalma, orgazm yoğunluğunda düşme ve duygusal çatışmalara neden olmaktadır. Bu önerilerin haricinde depresyonla başa çıkmanın en hızlı ve kolay yolu bir bir wellness kliniğine başvurmak ve bir psikoterapistten yardım almaktır. Psikoterapistler tarafından tedavi edilebilen depresyonla başa çıkabilme yolunda ilk hedef, kişinin hayatında ve özellikle ikili ilişkilerinde nelerin eksikliğini hissettiğini bulmaya yönelik olur. Bu süreçte kişinin kendisi kadar ikili ilişkileri (cinsel hayatı, davranım biçimi ve iletişimi) de önem taşır. Çünkü istemsiz olarak maskelenmeye çalışılan depresyon ikili ilişkilerdeki davranış, tutum ve iletişim değişiklikleri ile daha rahat ortaya çıkabilir. İkinci olarak ise depresyonun kişinin hayatına ne kadar girdiği bulunmaya çalışılır. Kişi ikili ilişkilerini, ev ve iş hayatını sürdüremeyecek durumda ise ve ağlama nöbetleri oluyorsa psikiyatri uzmanına yönlendirilerek ilaç tedavisine başlanır. Psikoterapi ve ilaç tedavisi ile kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur. Mevsimsel depresyonun ne kadar zamandır olduğu, kişinin entelektüel yeteneği ve yaşı, cinsiyeti veya çalışıyor olup olmadığı psikoterapinin süresini belirler.
DEPRESYONUN TEDAVİSİNDE SEVGİNİN VE ŞEHVETİN DANSI…
Seks iyileştirir, mevsimsel depresyonda şifa verir. Seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan, zamandan koparak, yavaş, ritmik ve uyumlu bir şekilde salınarak, haz alıp, haz verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalıp, orgazm olabilme bilim ve sanatıdır. Tangoya benzettiğimiz bu sanatın özü, tutkuyla sarılmaya, zarafete ve yaratıcılığa dayanan şehvetin, sevginin ve aşkın dansıdır. Seksin birinci aşaması manevi boşalma’dır. Manevi boşalma iki alt başlıktan oluşur, bunlar erotizm ve romantizm’dir. Erkeğin partnerinin manevi boşalmasını sağlayabilmesinin birçok yolu vardır ama bunların en iyi 7 yolu şöyledir: (1) aşkla dokunmak, (2) ilgiyle dinlemek, (3) birlikte kaliteli vakit geçirmek, (4)onu hayatının merkezine almak ve biricik kılmak, (5) romantizm sunmak, (6) aşkla arzulamak, (7) düzenli ve güvenli bir yaşam sunmak. Kadının partnerinin manevi boşalmasını sağlayabilmesinin birçok yolunun en iyi 7 tanesi ise şöyledir: (1) yaptıklarını ve başarılarını fark edip takdir etmek, (2) performansını överek erkekliğini onaylamak, (3) varlığına ve sunduklarına “ihtiyaç” duymak, (4) erotizm sunmak, (5) aşkla hizmet davranışlarında bulunmak, (6) mutlu etmeyi başardığını ona gülümseyerek göstermek, (7) yalnız kalma ihtiyacına saygı göstermek. Seksin ikinci aşaması ise cinsel boşalma’dır. Cinsel boşalma aşaması ise 5 alt başlıktan oluşur: (1) cinsel istek, (2) cinsel uyarılma (erkekte ereksiyon, kadında ıslanma, sulanma klitorisin sertleşmesi ve kabarması şeklinde bedensel uyarılma ve cinsel heyecan, cinsel coşku, romantizm ve erotizmin yoğunlaşması gibi ruhsal uyarılma), (3) plato (zevkli düzlük), (4) boşalma/orgazm, (5) çözülme. Kadın sekse sevgi ile erkek sekse şehvet ile hazırlanır. Yatak odasına giden süreçte, kadın erkeğe şehvet ve erotizm sunar, erkek kadına sevgisini esirgemez ve romantik davranırsa erotizmin ve romantizmin dansı başlar. Şehvetli olan bu dansın ritmi, hem mevsimsel depresyonun oluşmasını önler hem de var olan mevsimsel depresyonun tedavisi olur. Şehvet denince akla herkeste olmayan olağandışı bir cinsel enerji ya da aşırı veya önüne geçilemez cinsel istek fazlalığı gelir. Oysa şehvet yakın, samimi bir sevgiden öte, partnerlerin birbirlerine duyduğu, onları zamanın ve mekânın ötesine taşıyacak kadar derin arzu ve özlemdir. Depresyonun en iyi ilacı olan şehvet bir haz döngüsüdür ve sevgiden çok daha güçlüdür. Şehvet heyecanlı ve karşı konulmazdır. Sevgi sıcaktır, şehvet ise yakıcıdır. Sevgi paylaşmak, şehvet ise fethetmektir. Şehvet kadın ve erkek arasındaki çekimin kaynağıdır. Kadın ve erkek birbirlerine ruhlarının özünü gördükleri için değil, şehvet duydukları için âşık olurlar, sevgi sonradan gelir. Yani şehvet sevginin ateşleyicisi ve ruhun şifa kaynağıdır. İlişkilerde kadınlar yalnızca sevgi aramazlar. Bir kadın partnerinin onu arzulamasını, ona şehvet duyumasını ister. Kadın arzuya tepki verir. Bu yüzden, partnerinin yalnızca sevgisi yetmez, arzu ve şehvetle onu istemesine ihtiyaç duyar. Erkek içinde durum benzerdir. O da kendisine anne gibi şefkat gösteren bir kadın değil, şehvetli bir âşık ister.