Bu modeldeki önemli nokta ilk cinsel tecrübede ve öncesinde stresin derecesi ve gösterilen çabanın düşüklüğü arasında eşit rol oynayan bir durumun varlığıdır. Stresin derecesi ile ilgili olarak açığa vurulan tepkileri bireysel farklılıkların doğurduğu bir gerçektir. Her insanda stresle ilgili olarak bir teslim olma yani ağrı, acı ve kanamaya rağmen cinsel ilişkiye girme veya kırılma noktası eğilimi yani cinsel ilişkiyi erteleme ve kaçınma söz konusudur. Hatta çevresel stres etmenleri adı verdiğimiz ailenin kan görme beklentisi, evlilik öncesi gerginlikler ve düğün sırasında yaşananlar da burada etkili olmaktadır. Strese dayanma noktasındaki saptamalar bu modelle ilgili zorlukları da beraberinde getirmektedir.
Bütün duygusal süreçler gibi birçok çevresel stres nedenleri düşük düzeyde de olsa vardır ve bu bireyi oldukça etkilemektedir. Bu nedenle stresin derecesi, gösterilen çabanın büyüklüğü ile ölçülebilir. Stres ve gösterilen çaba ilişkisi sıfır noktasında değil ama sıfırın çok üstünde bir düzeyde yani çiftin farkında olmadan yükselttiği bir eşikte başlar. Yüksek düzeydeki bir stres eşiği stresle başa çıkma ya da stresi yenme mekanizmalarının başarısızlığa uğramasıyla oluşur. Kişi bir zorlama ile karşılaştığında, durumla baş edebilme gücünü kendisinde bulursa çabaya yönelik bir davranış biçimi gösterir ve içinde bulunduğu duruma uyum sağlamaya çalışır. Yetersiz kaldığı durumlarda ise; belirmeye başlayan stresten kurtulabilmek amacıyla cinselliği ret etme, cinsel ilişkiden kaçınma ve onu erteleme gibi savunmaya yönelik tepkiler geliştirir. Çabaya yönelik tepkiler, zorlanma durumunun yarattığı koşullarla başa çıkma amacını güder. Bu tepkiler genellikle atılım, çekinme ya da uzlaşma biçimlerinde gelişir. Atılım, amaca ulaşma yolundaki engelleri ortadan kaldırmaya yöneliktir ve normal koşullarda kişiye yapıcı bir nitelik katar. Kızgınlık ve düşmanlık duyguları ile birlikte geliştirilen bir atılım, genellikle toplumun onaylamadığı saldırgan ve yıkıcı davranışlara yol açabilir. Bazen öyle zorlama durumları ortaya çıkar ki, bu durumdan çekilme en gerçekçi çözüm yoludur. Zorlanma ile karşılaşılan cinsellik terk edilir ve yenilgi kabul edilir ya da var olan duruma duygusal katılım oranı azaltılır. Atılımın yanı sıra yaşanan duygu çoğu kez kızgınlık, çekilmeye eşlik eden duygu ise daha çok korkudur. Atılım ya da çekilme tepkileriyle çözümlenmeyen durumlarda kullanılan bir diğer tepki biçimi uzlaşmadır. Uzlaşma yolu seçildiğinde, çift zorlanma yaratan duruma yaklaşım biçimi değiştirir ya da cinsel ilişkinin yerine geçecek başka bir amaç bulur. Böylece, evlilik öncesi tasarlanmış olandan farklı bir yoldan cinsel doyum sağlanmış olur. Ancak bu durum kader değildir. Kendini rahatlatan ve gevşeyen, kafasındaki olumsuz düşünceleri bir kenara bırakarak duygularına odaklanmayı başarabilen her çift cinsellikten aldığı hazzı arttırdığı gibi cinsel ilişkiyi de başarıyla gerçekleştirebilecektir.
İstatistik olarak kadınların %57’si ilk ilişkilerinde kanama bildirmemiştir. Yani sanılanın aksine kızlık zarının kanamaması daha normaldir. Peki, kanamayı bizim toplumda bu kadar yaygın ve önemli yapan nedir? Tabiî ki korku fenomeni. Kızlık zarının ilk ilişkide açılırken acıyacağı korkusu çok yaygındır. Korku gerginlik yaratır. Kasılan kadının vajeni de kasılır. İlişki zorlaşır. Erkek ilişkiyi sağlamak için daha sert ve güçlü davranır. Bu durumda hızla içeri giren sert penis kızlık zarında açılma yaparken vajeni de zedeler. İşte esas kanamayı yapan budur. Yoksa sadece kızlık zarının açılması kanama yapmaz. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları bu durumu birçok defa gözlemlemişlerdir. Korku ve gerginlikle yaşanan ilk ilişkilerde sadece kızlık zarının açılması fark edilmeyecek kadar az kanamanın olmasına sebep olur. Ama vajen ya da vulva yırtılırsa kanama gözle görülebilir bir şekilde olabilir ve durmuş olan kanama bir sonraki ilişkilerde bir süre tekrarlayabilir. Toplum biraz da bilinçli olarak bu korkuyu besler. Böylece genç kızları cinsel ilişkiden uzaklaştırmaya çalışır.
Bazı kadınlar kızlık zarı açılmadan da gebe kalabilirler. Bu durumda kızlık zarı ya kürtaj esnasında ya da doğum esnasında esneyerek zedelenir veya açılır. Ama çoğunlukla kanama olmaz. Yani kızlık zarının mutlaka kanaması gerektiği yanlış bir inanıştır. Bazı erkeklerde ilk gece kanama olmayınca kadını ertesi gün kontrole götürür. Tabi ki zar açılmıştır ama kanama olmamıştır. Ama zarın o gece açıldığını söylemek her zaman mümkün olmayabilir.
Tanrı’nın bir çoğalma amacı için uygun gördüğü cinsel eylemin kadın için acıtıcı olması akla aykırıdır. Acıyı ve kanamayı yaratan cehalettir. Kadından çok erkeğin cehaletidir bu. İlişkinin aniden “hart” diye yapılması gerektiğine inanır çoğu erkek. Hâlbuki anlayışlı bir ilişkide ne acı ne de kanama olur. Çoğu vajinismusun nedeni de bu anlamsız korkudur. Acı olmayacağına inanan bir kadında neden vajinismus olsun?
Ülkemizde çoğu evlilikte, evlilik öncesi flört dönemi yetersizdir. Çiftler değişik nedenlerle evlilik öncesi cinsel oyunlardan kaçınırlar. Hâlbuki birbirini tanımak sadece ruhsal düzeyde değil, cinsel düzeyde de olmalıdır. İlk cinsel birleşmeden çok öncesinden çiftlerin birbirinin bedenlerine alışması ilk geceyi korkulu rüya olmaktan uzaklaştıracaktır. Evlilik öncesi flört edenlerin çoğu da seksi pas geçer. Birbirlerinin nelerden hoşlandığını, birbirlerine ne kadar uyduklarını anlamaya çalışırken, cinsellikten zevk alma konusunda ne kadar uyum içinde olduklarını sorgulamaktan kaçınırlar. Hâlbuki cinsel uyum da uyumlu ilişkinin bir parçasıdır.
Düğün günü yorucu ve streslidir. Geç saatlere kadar eğlenilir. Bu yorgunluk sonrası ilk cinsel birleşmeyi oluşturmaya çalışmak başarısızlık şansını arttırır. Bu nedenle ilk birleşmeyi ertes güne bırakmak çok daha akıllıca olacaktır. Ama kapıda kanlı çarşaf bekleyen kan görücüler yoksa.
Genç kızların ya da kadınların vajeni sıkıdır. Ama bunun nedeni kasların güçlülüğü değil aksine zayıf olmasıdır. Gelişmemiş kasların esneme yeteneği azdır. Bu nedenle gergin kalırlar. Esneme yeteneği az kaslar içine bir cisim girince ağrılı bir şekilde gerilir ve ilişkiyi ağrılı hale getirebilir. Bu nedenle ilk ilişkiden önce vajen etrafındaki kasları çalıştırmak çok yararlı sonuçlar verecektir. Kegel egzersizleri denen bu egzersizleri yapmayı alışkanlık edinecek bir kadın sadece cinsel yaşamında değil, doğumda ve doğum sonrasında da birçok sorundan uzak kalır. Kegel egzersizi öğrenmek isteyen bir kadın idrar yaparken idrarını tutmaya çalışır. Her idrarda birkaç kez idrarı tutup salmaya çalışır. Zamanla bu kolay hale gelir. Bu işlem kadına kaslarını tanıtır. Hangi kasları kasıp gevşeteceğini öğrenir. Bundan sonra her pozisyonda kasları kasıp gevşetebilir. Otururken, yolculukta, TV seyrederken, sırada beklerken birkaç saniye kasılı tutup gevşetir. Her seferinde 10 kez yapmak yeterlidir. Her gün birkaç kez yapılması çok kısa sürede vajen kaslarını güçlendirir. Kegel egzersizlerinin esnetme egzersizlerinden önce yapılması tavsiye edilir. Güçlü vajen kasları sayesinde esnetme işi çok daha kolaylaşır. Çünkü kadın atıl ve kullanılmamış kaslarını tanır. Kasılı ve gevşek olma halini birbirinden ayırır. Esnetme sırasında kaslarını gevşek tutabilir. Parmağı sokmadan önce kasları önce kasar, sonra gevşetir. Böylece gevşek tutmanın nasıl bir şey olduğunu deneyimlemiş olur. Parmak ucu vajen girişindeyken parmağı kasarak tutar ve gevşetir. Böylece parmağın ilerleyişini daha da kontrollü hale getirir. Aynı şekilde erkekle çalışırken de daha kontrollü olabilir. Güçlü kaslar güçlü ve uzun süreli orgazm olmayı da sağlar.
İlişkide neden ağrı olabilir? İlk ilişkinin ağrılı olabilmesinin değişik nedenleri vardır:
-Sinirsel gerginlik. Korku gerginlik yaratır. Sinirsel gerginlik kas gerginliği yapar. Kas gerginliği vajeni kasar. Penisin vajene girmesi zorlaşır. Zorladıkça daha fazla kasılma olur. İlişki bir mücadeleye döner. Dar yere geniş bir şey sokmaya çalışmak ağrıya neden olur. Erkek ve kadın bu durumu fark etmeli ve ilişki çabasına son vermelidir.
-Yeteri kadar uyarılamama. Cinsel uyarılma vajeni sulandırır. Uyarılma olmadan ilişki kurmaya çalışmak ağrıya neden olur. Bu önsevişme bilgisi olmayan erkeklerin neden olduğu bir durumdur. Sevişmeyi sadece çiftleşme zanneden erkekler kadında ağrıya neden olacaktır. Her kadının uyarılma süresi farklıdır. İlk deneyimin olumsuz olması sonrakileri daha zor hale getirir. Suni yağlar kullanılması sorunu çözmez. Çünkü vajenin sulanması gerginliğin kalktığının bir işaretidir. Gerginlik varsa suni yağlama gerginliği ortadan kaldırmaz.
-Zedelenme. İlk ilişkide zorlamalar vajen girişinde yara ve sıyrıklara neden olur. Sonraki ilişkilerde bu zedelenmeler ağrıya neden olur. Ayrıca vajen kaslarının bir önceki ilişkide aşırı kasılması kas ağrılarına neden olur. Kasların zorlanması kas yırtıklarına ve ağrıya neden olur. Bunlara iyileşme için zaman ve anlayış tanımak gerekir. İdrar yolu vajene bitişiktir. Buna yapılan zorlu sürtünmeler idrar yolunda zedelenmelere ve dolayısıyla idrar yaparken ağrılara neden olabilir.
-Vajen ve vulva etrafındaki değişik oluşumların iltihabı. Steril olmayan petler, sabunlar, dezenfektanlar bu tip sorunlara yol açabilir.