Günlük yaşamın birbirini tekrar eden günlerinin ardından tatil herkese iyi gelir. Hatta tatil tarihinden aylar öncesinde heyecanını yaşamaya başlarız. Yorucu ve bunaltıcı iş, okul ya da evdeki sıradanlaşan yaşamımızda hayalini kurduğumuz tatilin enerjisi, yolculuğumuzun başlayacağı o mutlu güne kadar bizi motive eder. Ve nihayet tatilin kollarına kendimizi bırakıp başka yerler, insanlar, tatlar, müzikler, renkler, kokular ve doğal güzelliklerle bambaşka bir dünyada yaşarız. Ne var ki hiçbir şey sonsuz değildir. Eve dönüş zamanı gelir ve bu muhteşem tatil, anılarımızın arasındaki yerini alır. Bir sonraki tatile kadar yapılması gerekenler bizi bekliyordur. Ancak bazıları için eve dönüş kolay olmaz, kendi dönse bile ruhu dönmeyi istemez. Özellikle uzun ve keyifli bir tatilin ardından yaşanan bu duruma “Tatil Dönüşü Sendromu” adı verilir.
TATİL DÖNÜŞÜNDE NE HİSSEDERİZ?
Modern şehir insanı, yoğun ve stresli geçen bir yılın ardından yapacağı tatil için büyük hayaller kurar, huzuru, kaçışı, mutluluğu tatilden bekler. Tatil bir armağan ise tatil dönüşü bir hüzündür. Çünkü şimdilerde hiçbir tatil yeterli değildir, çalışan ve tatili düşleyenler için… Bu yüzden de bazıları tatil dönüşü bir boşluk yaşarlar. Tatil ne kadar uzun sürerse, bu boşluk duygusu da o kadar uzun sürer ve yorgunluk, iştahsızlık, isteksizlik ve bazı durumlarda depresyon ile sonuçlanabilir. “Tatil Dönüşü Sendromu” olarak bilinen bu psikolojik durum, tatil dönüşünün bir tür yarım kalmışlık olmasıyla ilgilidir. Tatil dönüşü güzel ve keyifli bir rüyadan tartaklanarak uyandırılmak, bir çocuğa dondurmayı tattırdıktan sonra elinden dondurmayı almak gibidir…
TATİL DÖNÜŞÜ SENDROMU YAŞAMAMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?
Tatil dönüşünde boşluğa düşmemek için tatile yüklediğimiz anlam önemlidir. Tatile kendi kontrolümüzde olan ve gelecekte de bize tekrar tekrar sunulacak hak ettiğimiz bir armağan ve rutin hayata keyifli molalar vermek olarak bakarsak tatili güzel bir anı olarak geride bırakıp normal yaşamımıza dönebiliriz. Yine de tatilin güzel günlerine duyulan özlem, rutin yaşamımıza uyum sağlamamızı zorlaştırabilir ama bu durum olağan ve geçicidir. Eğer tatil dönüşü hüznü ve yarım kalmışlık hissi, çökkünlüğe ve iş motivasyonunda düşmeye yol açarsa, işe gitmek ya da evde kalmak rahatsız edici bir hale gelirse, bir türlü günlük yaşama konsantre olunamazsa yaşananlar artık ruhsal ve bedensel bir sorundur ve bazen bir psikoterapistle görüşmeyi gerekli kılabilir. Tatil Dönüşü Sendromu yaşayıp yaşamadığınızı anlamak için aşağıda yer alan KEÇE TATİL DÖNÜŞÜ SENDROMU ÖLÇEĞİ’ni kullanabilirsiniz.
TATİL DÖNÜŞÜ SONDROMUNDA MIYIM?
Aşağıdaki soruları doğru ve samimi olarak yanıtlayınız ve değerlendirmeyi okuyarak durumunuz hakkında bilgi sahibi olunuz. Ancak bu bilgi yol göstericidir, tanı veya tedavi amaçlı değildir, gerekirse hekiminize başvurunuz. Lütfen soruları son 15 günü dikkate alarak yanıtlayınız.
DEĞERLENDİRME
Yukarıdaki sorulardan en az 6 tanesine “Evet” yanıtı verdiyseniz, Tatil Dönüşü Sendromu riski altında olduğunuz düşünülebilir. Durumunuzun bir psikoterapist tarafından değerlendirilmesi iyi olacaktır. Sorulara verdiğiniz “Evet” yanıtları 6’dan azsa ya da tüm sorulara “Hayır” yanıtı verdiyseniz, Tatil Dönüşü Sendromu riskiniz yok denecek kadar azdır veya yoktur, rahat olun…
Bağırsak sağlığı, genel sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir ve mikrobiyom dengesi bu sağlığın önemli…
Aşkın derin cinsel bilgeliği, cinselliğin sadece fiziksel bir eylem olmadığını, duygusal, ruhsal ve enerjisel boyutlarının…
Anti-enflamatuar diyet, vücuttaki kronik enflamasyonu azaltmayı amaçlayan beslenme yaklaşımıdır. Kronik enflamasyon, cinsel işlev bozuklukları, kalp…
“Nutrasötikler”, besin ve ilaç karışımı olan, besleyici ve sağlık yararları sağlayan ürünlerdir. Bu ürünler, yaşlanma…
“Andulasyon terapisi”, “biyomekanik vibrasyon” ve “infraruj (kızılötesi) ışınları” birleştirerek vücudun çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmeyi…
Alkali diyet, vücudun pH dengesini alkalinize etmeyi amaçlayan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, asidik yiyeceklerin…