Uzun, kasvetli ve yoğun kış günlerinin ardından özlemle beklediğimiz yaz nihayet geldi. Yaz demek, tatil, keyif, huzur ve mutluluk demektir. Tatili iple çeker, çok öncesinde hazırlıklara başlarız. Öncelikle de kışın kalın giysilerin altında gizlenen kilolarımızı vermek için baharla birlikte harekete geçeriz. Diyetler, kalori hesapları ve sporla kendimizi tatile hazırlarız. Tatilde gönlümüzce eğlenir, sevdiklerimizle zaman geçirir ve canımız ne isterse yiyip içeriz. Ancak güzel bir tatilin ardından eve dönerken genellikle yanımıza bavullarımızla birlikte fazla kilolarımızı da alırız. Böyle olunca da hem tatilin sona ermesinin hüznü hem de aldığımız kiloların üzüntüsü ruh halimizi olumsuz etkiler.
TATİLDE YEMEK VE RUH HALİ
Yemek öncelikle fizyolojik bir ihtiyaçtır ama yemek yemenin psikolojik boyutu da oldukça önemlidir. Yediklerimiz ve içtiklerimizin, beynimizin kimyasal yapısında meydana getirdiği değişiklikler bizi psikolojik olarak etkiler. Gergin, stresli, üzgün bir ruh hali içindeyken imdadımıza yiyecekler, özellikle de tatlı gıdalar yetiştir. Tatlı atıştırmalıklar bize harika bir lezzetten fazlasını verir. Tatlı, vücudumuzun acıya duyarlılığını geçici olarak düşürürken beynimizin zevk merkezini uyarır. Ruh halimizi bu denli etkileyen yiyecekler sadece tatlı olanlar değildir, yağlı ve karbonhidratlı gıdalar da acıyı azaltıcı ve mutluluk verici etkiye sahiptir. Ayrıca olumsuz ruh hali içindeyken vücudumuz fazladan enerjiye ihtiyaç duyar. Tatlı, karbonhidratlı ve yağlı gıdalar en hızlı ve kolay şekilde enerji veren kaynaklardır. Yiyeceklerin psikolojik etkilerine sadece kendimizi kötü hissettiğimiz zamanlarda başvurmayız, yiyecek ve içecekleri kendimizi ödüllendirmek için de kullanırız. Keyifli, neşeli ve mutlu olduğumuzda, bu mutluluğumuzu en sevdiğimiz yiyeceklerle taçlandırmak isteriz. Özellikle tatildeyken geçirdiğimiz her keyifli ana lezzetli yiyecekler ve içecekler eşik eder, akşam yemekleri adeta şölen sofralarına dönüşür. Çoğu zamanda ipin ucunu kaçırıp kendimizi sürekli bir şeyler yiyip içerken buluruz.
TATİLDE YEME ALIŞKANLIĞINI KONTROL ETMEK İÇİN TAVSİYELER
Tatilde değişen yeme alışkanlıklarımızın bize kilo olarak geri dönmesi ruh halimizi altüst edebilir. Bu yüzden tatilden dönüşte, geçirdiğimiz güzel tatil günlerinin etkisini sıfırlayacak kilo problemiyle karşılaşmamak için tatil boyunca yiyip içtiklerimize dikkat etmemiz gerekir. Sadece tatilde yeme alışkanlıklarımızı kontrol etmek amacıyla değil, sağlık yararları nedeniyle de aşağıdaki tavsiyeleri dikkate almanızı öneririz.
Karbonhidratlar ve ruh hali arasındaki bağlantı, triptofan adlı bir amino asitle ilişkilidir. Karbonhidratlarla vücuda alınan triptofan beyinde daha fazla serotonin salgılanmasına yol açar. Serotoninin fazla salgılanmasıyla özellikle ruh halinin kötü olduğu durumlarda hızlı ve hissedilir bir düzelme olur. Bu nedenle duygudurum düzenleyicisi olarak da bilinen serotonin düzeyini artıran ama diğer yandan da kilo alımında etken olduğu bilinen karbonhidratları tüketirken temkinli olmak gereklidir. Bu yüzden de vücudun ihtiyacı olan karbonhidratı tam tahıllı unlar ve bakliyatlardan karşılamakta fayda vardır.
Diğer adı mutluluk hormonu olan serotoninin düzeyi sadece karbonhidratlar sayesinde artmaz. Omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerini içeren gıdalar da serotoninin daha fazla salgılanmasını sağlar. Bu yüzden karbonhidrat tükettikten sonra hissettiğiniz olumlu ruh halini balık, yumurta, peynir ve ceviz yedikten sonra da hissedebileceğinizi unutmayın. Omega-3 beyindeki nörotransmitter yollarını etkileyerek depresyona karşı korunmaya yardımcıdır. Tatil akşamlarında kırmızı et yerine Omega-3 açısından en zengin gıda olan balığı tercih edebilirsiniz.
Düzenli olarak yapılan dengeli bir kahvaltı güne en iyi şekilde başlamanın en etkili yoludur. Gün boyunca vücudun ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlayacak olan kahvaltı aynı zamanda da ruh halinin dengede kalmasına yardımcı olur. Araştırmalar kahvaltının pozitif enerji katarak, ruh halini iyileştirip moral verdiğini, kahvaltı etmeyen kişilerde gün içinde yorgunluk, stres ve kaygının daha fazla olduğunu göstermektedir. Elbette kahvaltının da sağlıklı olması önemlidir. Lif, yağsız protein, ve tam tahıllı karbonhidratlar içeren gıdalardan oluşan bir kahvaltı güne iyi başlamanızı sağlayarak size gün boyunca enerji ve olumlu bir ruh hali verecektir.
Tatilde yediğinizin önünüzde yemediğinizin arkanızda olduğu açık büfelerde birbirinden lezzetli ve hoş görünen yiyeceklere karşı koymak imkansız gibi görünse de seçeceğiniz birkaç çeşitle oluşturacağınız küçük porsiyonları tercih edin. Tabağınızdaki çeşitlilikle önce gözünüzü doyurduğunuzda küçük bir porsiyonla da midenizi doyurabilirsiniz. Tabağımızdakileri bitirmezsek onların arkamızdan ağlayacağına inandığımız bir kültürün insanları olarak ne kadar dolu olursa olsun tabağımızı bitirmeden sofradan kalkmama eğilimindeyizdir. İşte bu yüzden yediğiniz porsiyon ne kadar küçük olursa, o ölçüde fazla yemekten kurtulmuş olursunuz. Aynı zamanda da ağzına kadar dolu bir tabağı bitirdikten sonra yaşayacağınız pişmanlık ve mutsuzluktan kurtulmuş olursunuz.
Tatilde çay, kahve ve alkol tüketiminde artış olur. Alkol, hem psikolojik hem de fiziksel olarak doğrudan etkileri olan bir içecektir. Alkol ilk tüketildiğinde büyük bir rahatlama ve mutluluk hissi vermesine rağmen, bir süre sonra görüş bulanıklaşır ve ciddi koordinasyon sorunları ortaya çıkar. Aşırı alkol tüketildiğinde bilinç kolayca yitirilir. Alkol tüketiminin normalden fazla olduğu tatilde alkol oranı düşük içkileri tercih ederek beraberinde de bol su içerek alkolün olumsuz etkilerinden korunabilirsiniz. Tatilde her fırsatta içebileceğiniz kahvenin içerdiği kafein, kalp atışlarını hızlandıracak şekilde merkezi sinir sisteminde uyarıcı etki yapar. Ayrıca adrenalin gibi vücudunuzun seğirmesine ve titremesine yol açan hormonları uyarır. Bu etkileri nedeniyle kafein anksiyeteye yol açabilir. Tatili sağlıklı bir şekilde sonlandırabilmek için alkol ve kahve tüketimini sınırlamanız iyi olacaktır.
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…