Havaların ısınmasıyla birlikte hareketlenen turizm mevsiminde geçici aşk maceraları yaşandı ve korunmasız seksler yapıldı. Ancak yabancı kişilerle yaşanan kısa süreli cinsel ilişkilerin bedeli bazen sanılandan çok daha ağır olabiliyor. Yaz mevsiminin sonuna yaklaşılmasıyla birlikte, riskli ilişkiler yaşayan kişileri bilgilendirmek adına hazırlanmış uyarılar, aşağıda yer almaktadır.
Yaz aşkları ve kaçamak ilişkiler, cinsel yolla bulaşan hastalıkları kapma, evlilik ve ikili ilişkilerde ayrılmaya kadar giden güven sorunları gibi birçok riski beraberin getirmektedir. Özellikle cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar kuluçka döneminde hiç bir belirti göstermediği için, kişi yakalandığı hastalığı günlerce hatta haftalarca farkına varmadan taşıyarak, başkalarına, eşine, nişanlısına veya sevgilisine bulaştırabiliyor. Hatta eşinden böyle bir hastalık kapan hamile bir kadından çocuğuna bile geçebiliyor. Kendisi daha sonra tedavi olsa bile eşinden tekrar kaparak güç bir tedavi kısırdöngüsü başlayabiliyor. Hastalığın ortaya çıkmasıyla birlikte bunu öğrenen eşlerin, partnerlerine olan güvenleri sarsılıyor ve aile krizleri ortaya çıkabiliyor. Bütün bu risklere karşı alınması gereken önlemlerin başında prezervatif ile korunmak ve korunmasız seks sonrası hastalık kapma riskine karşı gerekli kontrol testlerini yaptırmak geliyor.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar…
Cinselliğin insanın doğasında var olan doğal bir dürtüdür. Doğru ve anlaşılır bir bilgi ise en önemli korunma yoludur. cinsel yolla bulaşan hastalıklardan en sık görülenleri ve belirtilerini şunlardır:
-AIDS: Vücudun bağışıklık sistemini zayıflatarak bozan HIV virüsünün, cinsel ilişki, virüs bulaşmış enjektör kullanımı, virüslü kan nakli veya hasta bir anneden doğma yoluyla vücuda girmesiyle oluşur. Geçmek bilmeyen soğuk algınlığı, nedensiz kilo kaybı, ishal, ağızda beyaz benekler, ağız, burun ve makatta sedef rengi lekeler gibi yıllar sonra ortaya çıkabilen belirtileri vardır. Yaşam süresini uzatmaya çalışmanın dışında henüz kesin bir tedavisi yoktur. Kesin teşhis korunmasız cinsel ilişkiden 1-3 ay arasında, antikorlar ortaya çıktıktan sonra konulabilir.
-Bel soğukluğu: Cinsel ilişkiden 2-21 gün sonra ortaya çıkar. Kadınlarda koyu sarı ya da beyaz vajinal akıntı, ağrılı adet kanamaları, idrar ya da dışkılama esnasında ağrı ve erkeklerde penisten koyu sarı veya beyaz akıntı, idrar ya da dışkı esnasında yanma veya ağrı gibi belirtileri olur. Tedavisi çok kolaydır ancak yapılmazsa üreme organlarında kalıcı hasarlara, kalp, deri, eklem hastalıklarına hatta körlüğe bile sebep olabilir.
-Cinsel organ siğilleri: Human papilloma virüsü (HPV) yol açar. Kadınlarda daha çok görünür, erkekler genellikle taşıyıcıdır. Cinsel organlarda ya da makatta siğiller, kaşınma, yanma gibi belirtileri olur. Cinsel ilişkiden 1-8 ay sonra ortaya çıkar. Cinsel ilişki yoluyla veya anneden bebeğe geçerek bulaşabilir.
-Frengi: Hastalık frengili biriyle cinsel ilişki veya anneden bebeğe geçerek bulaşır ve dönemler halinde seyreder. Her dönemin belirtileri farklıdır. 1. dönem ilişkiden 3 hafta ila 3 ay sonra makat ve ağızda ağrısız yaralar ve yumrular şeklinde kendini gösterir. Bunu 3-6 hafta sonra vücutta kaşıntısız deri döküntüleri takip eder. Tedavi edilmediğinde hastalığın kalp, büyük damarlar ve beyine yayılması ile ölüme kadar götüren üçüncü döneme girilir. Geç kalınmadığı takdirde tedavisi kolay ve etkilidir.
-İdrar yolu iltihapları: cinsel ilişkiden 1-3 hafta sonu ortaya çıkar, bazı kadınlarda ve erkeklerde taşıyıcı olmalarına rağmen belirti görünmeyebilir. Hastalık kendini erkeklerde sarı ya da beyaz akıntı, idrar yaparken ağrı, kadınlarda vajinada yanma şeklinde belli eder. Buda birçok hastalık gibi anneden çocuğa geçebilir. Tedavi edilmezse üreme organlarına zarar verip kısırlığa yol açabilir.
-Hepatit B: Virüs vücuda girdikten 6 hafta ile 6 ay arasında belirtiler ortaya çıkar. Aşırı halsizlik, iştahsızlık, karında hassasiyet, dışkının açık renkli olması, derinin ve gözlerin sararması şeklinde kendini belli eder. Cinsel ilişki, enfekte şırınga kullanılması, kan nakli yoluyla ya da anneden bebeğe geçer. Aşısı vardır, genellikle 4-8 hafta içinde kendiliğinden geçer, 1/100 de kronikleşir, tedavi edilebilir.
-Klamidya: Cinsel ilişkiden, 7-21 gün sonra ortaya çıkar. Kadınlarda, vajinal akıntı, idrar yaparken ağrı, muayyen günlerin dışında vajinal kanama, karın alt bölümünde ağrı, ateş ve bulantı; erkeklerde ise penisten beyaz su gibi bir akıntı gelmesi, idrar yaparken ağrı ya da yanma şeklinde görülür. Tedavi edilmediğinde üreme organlarında kalıcı hasarlara ve kısırlığa sebep olabilir.
-Uçuklar: Cinsel birliktelikten 2-30 gün sonra kabarcıklar şeklinde ortaya çıkar, kabarcıklar geçer gibi olsa da sonradan tekrar çıkabilir ve hastalık devam eder. Soğuk algınlığına benzer, cinsel organlar ve ağız etrafında küçük ve ağrılı kabarcıklar oluşur, kaşıntı ve yanma yapar. Gebeliğin erken dönemlerinde bebeklerde anormalliklere sebep olabilir, tekrarlayan bir yapısı varsa tedavi edilmelidir.
-Trikomonas: Belirtiler cinsel ilişkiden 3-28 gün sonra ortaya çıkar. Kadınlarda köpüklü, kötü kokulu ve yeşilimsi bir vajinal akıntı; erkeklerde penisten akıntı şeklinde olur. Tedavi edilmeyip ilerlemesi durumunda üreme organlarına hasar verebilir.
İlişkilerde Kaybolan Güveni Yeniden Tahsis Etmek Zor Bir Süreçtir!
Böyle bir hastalığın ortaya çıkmasının sadakat gerektiren evlilik ve diğer ikili ilişkilerde travmatik etkileri olacaktır. Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı öğrenen partner, ilk başlarda aldatıldığını düşünmekten kaynaklı yoğun öfke nöbetleri, ardından da kendine bulaşmışsa ne olacağı korkusu yaşar. Kaybolan güven ilişkide telafisi çok zor yaralara, kimi zaman boşanmalara kadar giden sorunlara yol açabilir. Ayrıca kusurlu tarafın eşinin güvenini tekrar kazanması için çok çaba sarf etmesi gerekir.
Atılan Taş Ürkütülen Kurbağaya Değer Mi?
Cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanan bir kişinin, öncelikle panik olmaması gerekir. Önce vakit kaybetmeden donanımlı bir sağlık kurumuna gidilerek gerekli testlerin yapılması, daha sonra ise hemen tedaviye başlanması gerekmektedir. Partnere bulaşma ihtimalini göze alarak gerekiyorsa, birlikte tedavi olunmalı ve tümüyle iyileşinceye kadar korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Kaçamak ve bir gecelik ilişkilerde genellikle atılan taş ürkütülen kurbağaya değmez. Kişilerin böyle bir ilişkiye girmeden önce iki kere değil üç kere düşünmesi ve sonuçlarını hesaplaması gerekir. Böyle bir cinsel sağlık sorunu yaşayan kişilerde zamanla, cinselliğin tehlikeli ve kötü bir şey olduğuna dair bir kanaat ya da önyargı ve buna bağlı korkular oluşabilir. Bunun da beraberinde cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, erken boşalma gibi bazı psikolojik kökenli cinsel sorunlar ortaya çıkabilir. Eğer bu ve benzeri sorunlar yaşanmaya başlanmışsa medikal tedaviye ek olarak bir cinsel terapi yardımı da alınmalıdır.
Korunmak, Tedaviden Daha Kolay!
En başta korunmak, her zaman için tedaviden daha kolaydır. Bu nedenle parolamız, “Kondomsuz seks yapmam!” şeklinde olmalıdır. Prezervatif takmak gibi çok basit bir önlemle, uzun yıllar sağlıklı ve mutlu bir cinsel hayat sürdürülebilir. Diğer sağlık sorunlarına gösterilen özen, cinsel sağlığa da gösterilmelidir.