Cinsel şiddet ve tecavüz, kime yönelik olursa olsun kabul edilemeyecek, özrü ya da hafifletici nedeni olmayan bir suçtur; bir de savunmasız küçücük çocuklara yönelik olduğunda bir tür vahşettir. Son zamanlarda Türkiye’de bu vahşetin yaşandığı pek çok olayın haberini sıklıkla alır ama her yeni olayda bir öncekini unutur olduk. Toplum kadına tecavüzü adeta kanıksamışken, çocuğa tecavüze de duyarsızlaşmaya mı başlıyor?
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARINA DUYARSIZ KALINMAMALIDIR
Çocuklara yönelik cinsel istismar ya da tecavüz yasalarda,15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilen hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı ve diğer çocuklara karşı sadece cebir tehdit, hile veya cebir veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış olarak karşılığını buluyor. Çocukların cinsel istismarı, genel anlamıyla psikososyal gelişimini tamamlamamış küçük bir çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel doyum için kullanılması olarak tanımlanır. Cinsel istismar faillerinin durumu da pedofili (sübyancı cinsel sapkın) olarak adlandırılır ve bunlar çoğunlukla erkektir. Pedofili yetişkin bir kimsenin çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlıktır. Pedofiller tipik olarak yetişkin cinsel ilişkiden zevk almakta güçlük çekerler, özgüvenleri eksik olabilir ve çocuklarla ilişkiyi yetişkinlere nazaran daha az tehdit edici bulurlar. Pedofilin eğilimi karşıt cinse veya kendi cinsine olabilir. Pedofililer, genellikle zor kullanmadan dokunma, cinsel içerikli konuşmalar yapma, resimler ya da filmler gösterme gibi yollara başvurduktan sonra, tecavüz suçunu işlerler. Yetişkinlere tecavüzden farklı olarak, çocuklara tecavüzde faillerinin, eylemlerini anlık bir cinsel dürtü sonucunda değil, genellikle önceden planlayarak ve hazırlanarak gerçekleştirmeleri söz konusudur. Bu kişilerin çoğunlukla kendileri de çocukken cinsel istismara ya da tecavüze uğramış olmalarıçarpıcı bir gerçektir. Üstelik bunlar, çevreleriyle uyum içinde yaşayan ve şüphe uyandırmayan meslek ve statü sahibi olan ve ne yazık ki öğretmenler, akrabalar, komşular gibi çocuğun tanıdığı ve güvendiği kişilerdir.
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI GİZLENMEMELİDİR
Çocuklara yönelik her türlü cinsel istismar aile ve toplum için onarılması çok zor sorunlara ya da geri dönülemez sonuçlara yol açan toplumsal bir suçtur. Çocuklar kolayca güven duydukları, korkutulabildikleri, kandırılabildikleri ve her türlü istismara fazlasıyla açıktır; karşı koyacak güçleri olmadığı için de korunmasızdır. Cinsel istismara uğrayan çocuk çoğunlukla, kendisine yapılanı tam olarak algılayamadığı, çok korktuğu ve büyük bir travma yaşadığı ya da anlattığında kendisine inanmayacakları, onu suçlayacakları endişesiyle ve utandığı için başına geleni kimseyle paylaşamayabilir. Olayı bir şekilde öğrenen aileler ise ne yapacaklarını, kime başvuracaklarını bilmedikleri, gerekli desteği ve korumayı alamayacaklarını düşündükleri, failin çocuklarına ya da kendilerine zarar vermesinden korktukları ya da olayın duyulmasından utandıkları ve çekindikleri için sessiz kalabilirler. Bu durumda hem aile hem çocuk açısından üstü örtülen bu travma patlayacağı günü bekleyen bir yanardağ gibi için için kaynamaya başlar. Bu süreçte çocuk ve ailesinde ciddi psikolojik rahatsızlıklar oluşur. Bu rahatsızlıkların başında da kaygı bozuklukları, uyku sorunları, uyurgezerlik, fobiler, bedensel yakınmalar, korku ve öfke tepkileri, zayıf dürtü kontrolü, depresyon, intihara eğilim gelir.
ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL SUÇLARIN CEZALARI AĞIRLAŞTIRILMALIDIR
Cinsel istismar ve tecavüz olaylarının gizlenmesi, faillerinin ifşa edilerek cezalandırılmaması, bu suçun onaylanması anlamına gelerek yaygınlaşmasının yolunu açar. Yapılması gereken çocuklarımıza yönelik her türlü yanlışı arayıp bulmak ve ortaya çıkarmak olmalıdır. “Evet ama” ile başlayan hiçbir düşüncenin bu yanlışları bulma ve çocuklarımızı koruma görevimizin önüne geçmesine izin vermemeliyiz. Ancak bu koşulda, biz doğruları, doğrular da bizi bulur. Yasalar önünde de çocuklara cinsel istismar ve tecavüz en ağır şekilde cezalandırılması gereken bir suç olarak kabul edilmeli bunun için gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Ulu önder Atatürk’ün sözleriyle çok iyi ifade ettiği gibi "Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalıdır. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir…"
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…