Eşiniz size karşı özensiz ve sıradan tavırlar mı sergiliyor? Hiç çekinmeden size ağzına geleni söylüyor ve sürekli suçluyor mu? Belki de gururunuzu incittiğini bile bile sizinle dalga geçiyor. Ya da en çok ihtiyacınızın olduğu anlarda yanınızda değil. Artık gelecek planlarında adınız bile geçmiyor mu? O zaman evliliğinizde alarm zilleri çalıyor demektir. Çünkü bu belirtiler ışığında eşinizin size olan ilgisi azalmış gibi görünüyor. Hatta artık sizi sevmiyor bile olabilir.

SOSYAL DOYUMSUZLUK

Son dönemde çeşitli nedenlerle evlilik terapisine gelen çiftlerin çoğunda ‘tükenmiş sevgi’den kaynaklı sorunların artış gösterdiğini gözlemliyorum. Neredeyse bitme noktasına gelmiş evliliklerde ekonomik sıkıntılar halen başı çekiyor ama son yıllarda özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ile çiftlerin birbirlerine olan ilgilerinde azalma veya farklı insanlara ilginin kayması gibi etkenlerin de arttığını görüyorum. Sosyal medya ile artık dünyanın avuç içine kadar indirgendiği bir süreci yaşıyoruz. Bireylerin de sosyal medya ile bir ‘doyumsuzluk’ içine girdiğini düşünüyorum. Oysa evlilik, yarım ve yalnız olan bireyin kayıp olan diğer yarısını bulması ve tamamlamasıdır. Evlilik ‘ben’i koruyarak ‘sen’ ile ‘biz’ olma sanatıdır. Bu sanatın icrasında geçmişte bireyler, hayatlarını birleştirdikleri insanla daha fazla vakit geçiyor, kayıp olan yarısını bulduğuna inanıyor, tam olmanın, bir olmanın değerini biliyor, özen ve dikkat gösteriyor, sorunlar ne olursa olsun gönlünce mücadele ediyor, partnerinin kusurları ne olursa olsun sevgi ile bunları görmezden gelebiliyordu. Kısacası çiftler evliliği yaşatmak için çaba harcıyordu. Yakın çevresi, eş, dost, akraba ve iş hayatından ibaret olan bireyin yeni insanlarla tanışması ya da ulaşması zor bir süreçti. Bu da çevresindeki insanlarla ve hayatını birleştirdiği eşi ile olan ilişkisine sımsıkı sarılmasını ve hayat motivasyonunu bu insanlar üzerinden sürdürmesini kolaylaştırıyordu. Bugün bırakın yan komşunuzu, dünyanın öbür ucunda hayatınızda hiç görmediğiniz biri ile sosyal medya üzerinden tanışabiliyorsunuz. Farklı hayatları, yaşamları, alışkanlıkları görüyor, sanal da olsa iletişim kurabiliyorsunuz. Bu da bir süre sonra bir doyumsuzluğu getirebiliyor. Sosyal doyumsuzluğun kurbanı da ne yazık ki ilişkiler oluyor. 

BU BELİRTİLERE DİKKAT…

Sebebi her ne olursa olsun, partnerin evliliğe ve ilişkiye yönelik motivasyonunu kaybetmesinin belirtileri hemen hemen aynıdır. Şimdi sizlere azalan ve yok olmaya yüz tutan sevginin 10 belirtisini açıklayacağım:

1- Eşiniz size olan sevgisini göstermekten vazgeçmiş, size sıradan bir insanmışsınız gibi davranıyorsa,  hoşlandığınız ve önem verdiğiniz olguları umursamıyor ve artık hiçbir sevgi sözcüğünü ağzına almıyorsa,

2- Eşiniz artık işinden, arkadaşlarından, sosyal olaylardan, hobilerinden başka hiçbir şeyi düşünmez hale geldiyse ve size adeta ‘Artık benim ilgi alanım sen değilsin’ der gibi, sanki siz hiç hayatının bir parçası değilmişsiniz, yokmuşsunuz gibi davranıyorsa,

3- Ev içinde bir araya geldiğinizde mecbur kalmadıkça sizinle hiç konuşmuyorsa ve neredeyse iletişiminiz durma noktasına gelmişse; hayatındaki önemli bir gelişmeyi sizinle paylaşmıyor ya da detayız, üstünkörü anlatıp geçiştiriyorsa,

4- Başınıza gelen herhangi bir olayda sebebi ne olursa olsun her defasında sizi haksız buluyor ve hatanın sizde olduğunu söyleyip duruyorsa,

5- Her zaman sizden değil karşı taraftan yana ise ve artık hiçbir konuda desteğini görmeyeceğinize dair sizde bir kanı oluşturmuşsa,

6- Tatil günlerinde ve boş vakitlerde eşinizle neredeyse hiç birlikte zaman geçiremiyorsanız, sürekli sizsiz planlar yapıp başkalarıyla daha sık bir araya geliyorsa; bulunduğu ortamda sizin olmamanız için bahaneler öne sürüp duruyorsa; bir şekilde sizinle birlikteyken elinden telefonunu, kucağından laptopunu düşürmüyor ve abartılı sürelerde sosyal medyada vakit geçiriyorsa,

7- Geleceğe dair planlarında, isteklerinde ve düşüncelerinde sizin adınız bile geçmiyorsa; bu planları sizinle paylaşmıyor, görüşünüzü almıyor hatta sizden gizliyorsa,

8- Size karşı tavırlarında gözle görülür bir özensizlik, konuşmalarında nobran ve dalga geçen bir üslup sezinliyorsanız, size her anlamda saygısızca ve ölçüsüzce davranıyorsa,

9- Tüm bu olan biteni kendisine sorduğunuzda size tatmin edici bir açıklama gereği görmüyor ve geçiştirmeye çabalıyorsa,

10- Hoşlanmadığınız ve sevmediğiniz ne varsa yapmaktan hiç çekinmiyorsa ve tabiri caizse size ‘gıcık gitmek’ için elinden geleni yaptığını hissediyorsanız, sizi incitmekten adeta zevk aldığını düşünmeye başladıysanız, bu belirtiler ışığında eşiniz için evliliğin bittiğini ve size olan sevgisinin tükendiğini söyleyebiliriz.

BU EVLİLİK NASIL KURTULUR?

Her ne kadar ağır gibi gözükse de bu noktaya gelmiş bir evlilik ve eş için her şey bitmiş sayılmaz. Tüm bu belirtiler ne kadar geri dönülmez bir nokta gibi görünse de aslında birkaç küçük değişim ve adımla böylesine bir ilişkinin seyri değişebilir ve kurtulabilir. Öncelikle duruma yönelik bir tahlil yapmak gerekirse, ilişkiye dair motivasyonunu kaybeden eş, aslında bir arayış içine girmiş demektir. Bu arayış birtakım eksikliklerden kaynaklanıyor olabilir. Bu eksiklik tamamen manevi tatmin üzerine kurgulanabilir. Burada her ne kadar kabahati eşinizde arıyor olsanız da aslında bu durumdan en az kendinizin de payı olduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Her şeyden önce eşler arasında şehvet ve tutkunun yeniden alevlendirilmesi gerekir. Eşinizi, o eski çılgın aşığa döndürmeniz gerek. İlgiyi yeniden size yoğunlaştırmasını sağlamak için tutkulu ve şehvetli günlerinize geri dönmeli ve aranızdaki her şeyin başladığı o noktayı referans almalısınız. Yani flört günlerine geri dönmelisiniz. Evliliğin sihrini kaybettiğini ve kendi başlarına bunu başaramayacağını düşünüyorsanız, ilişkinizdeki tutkuyu ve romantizmi arttırma amacıyla ‘evlilik terapisi’ almak için bir evlilik terapistine başvurmak sizin için önemli bir seçenektir. Aklınızda bulunsun, evlilik terapisi sorunları çözdüğü kadar evliliğe bakım da yapar. Evlilik terapisi sadece mutsuz ve çatışmalı çiftlerin başvurduğu bir çalışma değildir. Mutlu bir yaşam için evliliğe bakım yapılması ve yeniden eski heyecanların geri getirilebilmesi için de evlilik terapistlerinin çiftlere yardımcı olabileceğini bilmenizi isterim.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

VAJİNİSMUS: “BİR KAÇINMA VE ERTLEME BOZUKLUĞU”

“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…

6 ay ago

GEÇ BOŞALMA

Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…

6 ay ago

CİNSEL FANTEZİLER VE CİNSEL AŞK OYUNLARI

“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…

6 ay ago

PENİSİ TAKINTI YAPMA BOZUKLUĞU

Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…

6 ay ago

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

7 ay ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

7 ay ago