Aşk bir anda gelir sizi bulur. Nerede, ne zaman, nasıl geleceği bilinmez. Nasıl yağmur, fırtına, deprem gibi doğa olaylarına engel olunamıyorsa aşka da engel olunamaz. Aşk geldiğinde hiç gitmesin, hiç bitmesin, sonsuza dek sürsün istersiniz, tıpkı Leyla ve Mecnun’un, Aslı ile Kerem’in aşkları gibi… Ne yazık ki sonsuz aşklar efsanelerde yaşar…En çok da yazın gelir aşk… Yaz aşkın mevsimidir… Peki sayısız şarkı, film ve kitaba konu olan “yaz aşkı” gelip geçici bir heves mi, yoksa kalıcı olabilir mi?
AŞK HORMONLARI YAZIN ARTAR…
Aşk kapıyı her an çalabilir… Aşkın yaşı olmadığı gibi, mevsimi de olmaz… Ancak yaz aylarında âşık olma ihtimali daha yüksektir. Bunun en önemli ve birincil nedeni hormonlardır. Aşkı tetikleyen çekimin ardında biyolojik süreçler iş başındadır. Beyin ve böbrek üstü bezlerinde üretilen dopamin, testosteron salımını, testosteron da cinsel isteği artırır. Dopamin, cinsel organlar, ter bezleri ve duyular dahil olmak üzere çeşitli organları etkiler. Güneş ışığı mutluluk hormonları olarak da bilinen dopamin ve serotoninin üretimini arttırır. Yazın daha mutlu, heyecanlı ve enerjik olunmasında dopamin ve serotonin büyük rol oynar. Cinsel davranışlarımız da hormonlardaki değişiklikten etkilenir, yaz aylarında cinsel istek ve aktivitede önemli bir artış olur. Ayrıca yaz mevsimin daha çekici kıyafetleri de cinsel uyarılmayı tetikler. Örneğin, birini kışın kalın giysiler içinde görmeniz ile yazın plajda mayolu görmenizin yaratacağı etki farklı olacaktır.
YAZ FIRSATLARLA DOLU BİR SOSYAL SEZONDUR…
Yaz mevsiminde romantik karşılaşmaları teşvik eden birçok faktör vardır. Sona eren ya da yavaşlayan okul ve iş programlarının ardından çıkılan uzun tatillerde önceliğin keyif ve eğlenmeye verilmesi ve daha fazla sosyal ortamlarda yeni kişilerle tanışılması yaz aşklarını teşvik eden faktörlerdir. Kışın karlı, puslu, soğuk günlerinde pek çok etkinliğe katılmaz, günün sonunda özlem duyduğumuz rahat ve sıcak evimize koşa koşa gideriz. Dolayısıyla âşık olabileceğimiz kişilerin bulunabileceği ortamlara girme fırsatımız pek olmaz. Ayrıca daha az güneş ışığından dolayı ruhsal enerjimiz de düşük olur, stresli, gergin ve yorgunken âşık olmak zordur.
YAZ ÖZGÜR BİR MEVSİMDİR…
Yaz ayları, yılın geri kalanında yaşanan rutin yaşamdan geçici bir kaçıştır. Bu da insanların kendilerini yeni yerlere, kişilere ve deneyimlere açmasına fırsat verir. Gerçek hayattan kopmak, yeni romantik ve cinsel deneyimlere açılma konusunda daha özgür hissetmeyi sağlar. İşte bu yüzden yaz aşkı özgürdür ve romantizm için heyecan verici yeni kapılar açar. Yaz mevsimi, romantizm için doğal olarak elverişli bir ortam sağlar. Yazın yeni birileriyle tanışma arzusunu güçlendiren nedenlerden biri, sıcak ve güneşli günlerde daha olumlu, sevgi dolu ve kaygısız olma eğiliminde olmamızdır. Bu ruh hali de potansiyel aşk fırsatlarını çekme ihtimalini arttırır. Romantizm için gün batımını seyrederek yıldızların altındaki bir ateşin yanında geçirilen yaz gecelerinden daha iyi bir zaman yoktur. Yaz mevsiminin deniz, güneş, çiçek kokuları genellikle geçmiş yaz aşklarını ve güzel anıları hatırlatan bir duygu dalgası yaratarak âşık olma potansiyelini yükseltebilir. Çünkü kokular ile duygular arasında sıkı bir bağ vardır. Koku hafızamızda bazı kokular belirli duygularla eşleşir. Bir kokunun bizi geçmişteki bir anımızdaki yer ve zamana götürmesi bu yüzdendir.
YAZ AŞKINIZIN GEÇİCİ BİR HEVES Mİ, YOKSA UZUN SÜRELİ Mİ OLACAĞINI NASIL ANLARSINIZ?
Tüm güzelliklerine rağmen yaz aşkına kendini kaptırıp yaz sonunda hüsrana uğrayan kişilerin hikayelerini çokça duyarız. Aslında ortaya çıkışı pek çok geçici koşula bağlı olan yaz aşkları bu koşullar ortadan kalktığında çoğunlukla sona erer. Siz hayatınızın aşkını bulduğunuzu düşünürken yaz aşkınızın son kullanma tarihi tatilin bitişi olabilir. Elbettee bu kesin bir genelleme olmaz, yaz aşkınız hayatınızın aşkı olarak bir ömür de sürebilir. Yaz aşkının geçici mi kalıcı mı olduğunun bazı göstergeleri vardır:
“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…
Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…
“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…
Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…
Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…
En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…