Nietzsche, “Nerede yaşayan bir yaratık gördümse, orada güçlü olmak isteğine rastladım” derken haklıydı… Çünkü dünyayı avuç içine almanın kuvvetli, güçlü, sağlıklı ve iştahlı olmaktan geçtiğine dair bir inanç vardır. Bu inanç, insanın temel ihtiyaçlarından biri olan yemeğin, kültürel, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik açılımları olan bir olgu olduğunun da bir kanıtıdır. Yemek, her şeyden önce insanın hayatta kalması için fiziksel bir zorunluluktur. Herkesin yaşamını devam ettirmek için yemeğe, yemeği elde etmek için de paraya ihtiyacı vardır. İnsan “ekmek parası” kazanmak için çalışmak zorundadır. Yemek ile ilgili uygulamalar ve alışkanlıklar tarihsel süreç içerisinde toplumun kültürel, coğrafi, ekonomik ve dini özelliklerine göre sürekli bir değişim içindedir. Yemek hem bireyin hem de toplumun sosyokültürel dinamiklerini içinde barındırır.

YEMEK GÜCÜN VE İKTİDARIN SİMGESİDİR…

Bireysel bir eylem olarak yapılıyor olsa da yemek, sadece beslenmek anlamına gelmez. Yemek ile ilgili uzlaşılmış toplumsal kurallar, tercihler ve yasaklar hem bireyin içinde yaşadığı topluma hem de ait olduğu toplumsal sınıfa göre değişir. Yemek toplumsal sınıf farklılıklarını simgeleyen önemli bir göstergedir, çünkü yemek ile toplumsal hiyerarşi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Yemek, güç ve iktidarın simgesidir. Bunun en belirgin olarak ortaya konduğu yer, kültürel öğeler tarafından şekillendirilen bayram, düğün, kutlama ve cenaze yemekleri gibi tören yemekleridir. “Tören yemekleri”, hem yemeği düzenleyen hem de yemeğe katılanlar açısından maddi gücün ve statünün göstergesidir. Yemeğin verildiği yer, ikram edilen yiyecek-içecekler, bunların ikram şekilleri ve kullanılan eşyalar, yemeği düzenleyenin maddi gücünü, statüsünü ve iktidarını yansıtır. Aynı durum yemeğe katılanlar içinde geçerlidir; gücü ve iktidarı olan kişilerin oturdukları yerler, yiyip içecekleri şeyler ve bunların sunum şekilleri, onların gücüne ve iktidarına atıfta bulunacak şekilde farklı ve özeldir. Güç ve iktidarın yemek ile ilişkisi, yemekte oturulan yer ve yiyeceklerin sunumundan ibaret değildir. Bu toplumsal hiyerarşi aynı zamanda bazı yiyeceklerin tüketim hakkının belirli toplumsal sınıflara ait olmasında da belirleyici rol oynar. Örneğin, bazı yiyecekleri toplumsal olarak üstün, yüksek statülü, zengin sınıf yiyebilirken, bazı yiyecekler ise alt seviyedeki, düşük statülü, fakir sınıfa aittir.

YEMEK İLETİŞİM ARACIDIR…

Yemeğin fizyolojik bir ihtiyacı karşılama dışındaki işlevlerinden biri de iletişim ve paylaşımdır.  Yemek ailenin sosyal etkileşimi açısından da önemlidir. Ailece yenen yemek, herkesin yoğun işleri arasında birbirine vakit ayıramadığı günümüz yaşam koşullarında aile bireylerinin birbirlerini görmesine ve birbirleriyle konuşmasına olanak veren önemli bir iletişim aracıdır. Yemek ailede de güç ve iktidarın simgesidir. Evde yemek yapma görevi çoğu toplumda kadına yıkılır. Kadının çalışıyor olması fark etmez, çünkü toplumsallaşma sürecinde, erkeğin maddi gücü sağlaması, dolayısıyla da iktidarı elinde tutması, kadının ise bu maddi güce muhtaç ve bu iktidar altında evde olması, çok yanlış bir şekilde yemek yapmayı kadının asli görevi haline getirmiştir. Aile yemeklerinde de güce ve iktidara atıfta bulunularak yemeğin servisinin ilk yapıldığı kişi evin erkeği ya da evdeki en yaşlı erkektir, hatta çocuklarda bile erkek çocukların servisi kızlardan önce yapılır. Yemek aile dışında da iletişim ve paylaşım ortamı yaratır. İş yemekleri, dost yemekleri, konuk ağırlamak için restoranlarda yenen yemeklerde hesabın ödenmesi sırasında güç ve iktidar yine devredir. Kendini diğerlerinden güçlü gören ya da iktidar sahibi olan kişinin hesaba uzanıp diğerlerini bir hamleyle ekarte etmesi, kimin daha güçlü olduğunu göstermeye yönelik bir mesaj içerir. Ancak günümüzün hız çağında yemek kültürünün de hızlı bir değişim geçirdiği, hazır ve hızlı yiyeceklerin yemek ritüellerini, dolayısıyla da yemeğin güç ve iktidar simgelerini ortadan kaldırmaya başladığı bir gerçektir.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

VAJİNİSMUS: “BİR KAÇINMA VE ERTLEME BOZUKLUĞU”

“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…

6 ay ago

GEÇ BOŞALMA

Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…

6 ay ago

CİNSEL FANTEZİLER VE CİNSEL AŞK OYUNLARI

“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…

6 ay ago

PENİSİ TAKINTI YAPMA BOZUKLUĞU

Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…

6 ay ago

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

7 ay ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

7 ay ago