Sıcak bahar ayları geldi, yaz yaklaşıyor, düğün mevsimine giriyoruz. Birçok genç yetişkin şu günlerde dünya evlerine girmeye hazırlanıyor. Düğün günleri yaklaştıkça çiftlerin gözlerindeki heyecanın yanı sıra hafif bir de kaygı göze çarpıyor. Mobilyadan beyaz eşyaya, kuyumdan davetiyeye, düğün salonundan kuaförüne, hekiminden cinsel terapistine kadar 20’den fazla sektörü hareketlendiren evlilik pazarı, 13.2 milyar liralık devasa bir ekonomik büyüklüğe ulaşmış görünüyor. Düğün mevsiminde sektörde yaşanan hareketlilik aynı zamanda ilk gece korkularını da arttırıyor.
İLK GECE SORUNLARI HAYATI ÇEKİLMEZ KILABİLİYOR…
Yaz aylarının düğün mevsimi olarak biliniyor. Yazla birlikte evlenen çiftlerin sayısı artış görülüyor. Evliliğin ilk gecesi yani gerdek gecesi ülkemizde hala çok büyütülen meselelerin başında geliyor. İlk gece cinsel sorunla karşılaşan ve uzun yıllar bununla mücadele etmek zorunda kalan çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. Kadınlarda ilk gece acı, ağrı ve çok kanama olmasıyla ilgili seks korkuları yaşanırken, erkeklerde ise eşini cinsel açıdan mutlu edememe ve cinsel ilişkide başarısız olma korkuları çok yaygın olarak görülüyor. Çünkü toplumumuzda ilk gece çok büyütülüyor, özellikle kadınlar çocukluklarından itibaren ilk ilişkinin çok ağrılı ve acı verici yaşanacağı, çok kanama olacağı ve dişlerini sıkarak katlanmaları gerektiği şeklinde yalan ve yanlış bilgilerle (cinsel hurafelerle, cinsel mitlerle) büyütülüyor. Ancak ilk gece korkusu sadece kadınlarda yok, erkeklerde de olabiliyor. Erkekler çok belli etmeseler bile ilk ilişkiyi kafalarına çok takıyorlar. Özellikle ilk ilişkide başarısız olma korkusu erkeklerin en büyük kabusu olabiliyor, bu nedenle sertleşmeme, sertliğin kaybı, ya da erken boşalma gibi sorunlar yaşayabiliyorlar. Eğer çiftler cinsel sorunları kabul edip, en kısa zamanda cinsel terapiye başvurmazlarsa, bu sorunlar yıllarca sürebiliyor ve hayatı çekilmez kılabiliyor.
CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEME DURUMU İLK GECE ORTAYA ÇIKIYOR…
Özellikle genç çiftlerde Cinsel İlişkiye Girememe (CİG) durumu ilk gece karşımıza üç şekilde ortaya çıkabiliyor. Seks yapma korkusu olarak bilinen ve kadının korkularından dolayı kasılması ve ilişkiye izin vermemesi durumu olan (1) vajinismus, erkeğin psikolojik nedenlere bağlı olarak cinsel ilişkiye girememe durumu olan (2) bağlanma (sertleşme sorunu, ileri derece erken boşalma, cinsel isteksizlik) ve çiftin cinsel deneyim ve bilgi eksikliğinden dolayı ortaya çıkan (3) balayı sendromu… Çoğu zaman bu üç sorunun temelinde cinsellikle ilgili olumsuz duygular, yanlış bilgiler ve beklentiler yatıyor ve bu sorunlar çiftin hayatını ilk geceden itibaren kâbusa çevirebiliyor. Çünkü teknoloji açısından gelişmemize rağmen cinsel konulardaki bilgi kirliliğiyle ülkemiz geriye doğru gidiyor. Günümüzde gençlerin cinselliği konuşabilecekleri ve doğru bilgiyi edinebilecekleri kişiler ve kurumlar çok az… Ülkemizde eskiden sağdıçlık kurumu vardı ve sağdıçlarevlenmeden önce genç ve tecrübesiz çiftlere ilk geceye, karı-koca olmaya dair bilgiler veriyordu. Şimdi bu kurum ortadan kalktı ve gençler cinselliği aile ile konuşamıyor, okulda öğrenemiyor, internetten, porno filmlerden ve arkadaşlarından bilgi edinmeye çalışıyor ve bu bilgiler de genellikle sağlıklı olmuyor. Bu nedenle yeni evlenen çiftler cinsellik hakkında hiçbir bilgileri olmadan ilk geceyi yaşıyorlar ve çok ciddi sorunlar ortaya çıkıyor.
ÇİFTLERE EVLENMEDEN ÖNCE "ZORUNLU" CİNSEL EĞİTİM VERİLMESİ GEREKİYOR…
Cinsel sorunların önlenmesinde ve çözümünde cinsel bilgi ve eğitim çok önemli… Bu nedenle evlenmek üzere olan çiftlere ZORUNLU ve ÜCRETSİZ olarak anne, baba ve eş eğitimlerinin veevlilik öncesi cinsel danışma ve rehberlik hizmetlerinin verilmesi gerekiyor. Çünkü birçok çift cinsellikle ilgili hiçbir şey bilmeden evleniyor. Kadınlar utandıkları ve konuşacak kimse bulamadıkları için cinsel açıdan bilgisizken, erkekler de edindikleri yalan yanlış bilgiler ve porno filmler nedeniyle gerçekçi olmayan beklentilere giriyor. Böylece genç çiftler ilk gece çok farklı düşünce ve beklentilerle yatağa giriyor ve kaçınılmaz olarak cinsel sorunlar yaşıyor. CİSED, 2000 yılından bu yana, genç çiftlere evlilik öncesinde eğitim verilmesini ve bunun zorunlu olmasını sürekli teklif ediyor ve bu eğitimlerle birlikte toplumun çekirdeği olan ailenin temel taşlarının sağlamlaştırılacağını savunuyor.
ANA-BABALIK EN UCUZ MESLEK OLAMAZ…
Dünyadaki her meslek için bir eğitim, bir diploma gerekiyor. Mesela doktorluk yapabilmek için en az 6 yıl okunması ve gerekli sınavları geçmek gerekiyor. Ama karı-koca veya ana-baba olmak için penis ve vajina yetiyor. Eğitimsiz bir şekilde cinsellik yaşanabiliyor ama çoğu zaman sorunlar çıkıyor ve karı-koca veya ana-baba olunamıyor. Çiftlerin öncelikle cinselliği öğrenmeleri, anlamlarını keşfetmeleri ve onun sorumluluğunu taşıyabilecek doğru bilgileri öğrenmeleri gerekiyor. Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olarak tarif ediliyor.