İki Ucu Keskin Kılıç: “Mükemmeliyetçilik”

Bir toplumda yer alan bireylerin; elzem ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri, yaşamlarını asgari düzeyde de olsa sürdürebilmeleri için farklı yeteneklere sahip olan birçok kişiye ihtiyaç var. Tıpkı “Şirinler”de olduğu gibi. Yeni bir durumla karşılaşıldığında danışılan ve doğru yolu gösteren Şirin Baba, fiziksel güç isteyen işleri yerine getiren Güçlü Şirin, yüzlerce yemek tarifi bilen ve tüm Şirinler için yemek pişiren Aşçı Şirin, sanatçı ruhlu Şair Şirin, uçabilmek için sürekli yeni bir yöntem geliştiren Havacı Şirin gibi…

ŞİRİNLER VE DOKUZ KİŞİLİK TİPİ…

Şirinler uyumlu, dengeli ve örnek bir toplum. Tabii bunun tek sebebi, her işin ehli olan bir Şirin’in var oluşu değil… Şirinler’in aksamadan süregiden toplum yapısının bir diğer nedeni de her birinin farklı kişilik özelliğine sahip oluşu. (1) “Mükemmeliyetçi” Şirin Baba, (2) “özgün” Şair Şirin, (3) “meydan okuyan” Cesur Şirin,(4)“maceracı” Havacı Şirin, (5) “yardımsever” Doktor Şirin ve (6) “başarı odaklı”, (7) “araştırmacı”,(8) “sorgulayıcı”, (9) “barışçı” olan diğer Şirinler… Nasıl ki tüm Şirinlerin terzi olması diğer işlerin aksamasına neden olacaksa tüm Şirinlerin “maceracı” kişilik tipinde olması da hem işleri aksatır hem örnek alınası huzuru kaçırır. Tüm Şirinler “yardımsever” kişilik tipinde olup ilgilerini sadece başkalarının ihtiyaçlarına yöneltecek olsa kimin ne düşüneceğine aldırmadan adalet için yumruğunu masaya vurması gereken yani “meydan okuyan” kişilik tipinde bir Şirin’e ihtiyaç olduğunda kimse meydana çıkmaz. Sağlıklı ve dengeli bir toplumun tüm kişilik tiplerinden bireylere ihtiyacı var. Ne de olsa dokuz kişilik tipinin de kendine özgü olumlu ve olumsuz yönleri var. Her birinin bakış açısı, algılayışı, değerlendirme şekli ve tepkisi farklıdır. Hiçbir kişilik tipi diğerlerinden daha üstün değildir. “Mükemmel” kelimesini içinde barındıran “mükemmeliyetçi” kişilik tipi bile, Şirin Baba mükemmeliyetçi olsa bile.

 

MÜKEMMELİYETÇİ ŞİRİN BABA…

Şirinler’in lideri olan, bilgeliğini beyaz sakalıyla da görselleştiren Şirin Baba; Şirinlerin en zeki, en cesur, en yetenekli, en yakışıklı, en güçlü Şirin’i değildir. Yani Şirin Baba mükemmel değildir, Şirinlerin lideri olsa da değildir, ama mükemmeliyetçidir; çünkü hep “doğru” olanın peşindedir, “doğru” olanı yapmak ve yaptırmaktır birincil gayesi. “Başarı odaklı” Kral Şirin’in aksine “hedefe ulaşmak için her yol mübahtır” demez, onun için bir tek yol vardır, o da “doğru” olandır. Hem kendini hem diğer Şirinleri geliştirmek için çabalar durur. Şirin Köyü’nü tüm ayrıntılarına kadar mükemmel bir yere dönüştürmek için sabır ve azimle hep çalışır, bu uğurda başarılı da olmuştur. Zaten ayrıntıları düşünmek onun işi ve becerisidir. Tüm işleri organize ve kontrol eder, mutfak kendi alanı olmadığı halde bir gözü Aşçı Şirin’in üzerindedir. Şirinlerden biri başına buyruk davrandığında içten içe çok öfkelenir, kurduğu düzenin bozulmasına dayanamaz. O, en iyiyi düşünüyordur; nasıl olur da sözü dinlenmez. Egosuna ters düştüğü için değildir bu konudaki rahatsızlığı, sadece mükemmel olanın bozulmasından korktuğu içindir. Hem kendi sorumlulukları vardır hem diğer Şirinlerin sorumluluklarının yükünü taşır. Yaptığı işin hakkını vermeyi amaçladığı gibi diğer Şirinlerden de aynını bekler. Gargamel’in peşlerine düştüğü anlar haricinde “Hadi çabuk, acele et, daha hızlı” gibi sözler ağzından çıkmaz. Ne de olsa ona göre mükemmel olanı yapmak zaman alır ve önemli olan süreç değil, varılacak olan mükemmel sonuçtur. Gargamel’in Şirinleri yok etmesi için yarattığı Şirine’yi bile sarı saçlı, iyi bir Şirin haline getirmiştir. Onun bir tek amacı vardır: Doğru yoldan mükemmel olanı yapmak…

 

MÜKEMMELİYETÇİ OLMAK MÜKEMMEL YAPMAZ…

Mükemmeliyetçi olup mükemmel olmadığını söylemiştik Şirin Baba’nın. Bırakalım mükemmel olanı bazen yanlış kararlar verip hata yaptığı da olur. Diğer Şirinlerin aksine hata yapınca büyük rahatsızlık duyar, kendini suçlu hisseder. Onun hata yapmaya hakkı yoktur, zaten hata yapmak gibi bir hak olamaz. Hata yapmamak ya da doğru olanı yapmak için araştırır, daha çok araştırır, daha da çok araştırır. Gargamel’in eline düşmüş bir Şirin’i kurtarmak için izlenecek yolu düşünmek üzere üç gün evine kapandığı olur. Ne de olsa detaycıdır ve risk almayı sevmez. Riskli bir yolu seçmek zorunda kaldıysa bunda kesinlikle diğer Şirinlerin payı vardır. Bu arada diğer Şirinler de hata yapmamalıdır, yapacak olsalar Şirin Baba şirin bir tavırla hemen eleştirmeye başlar, öğretmekten de geri kalmaz.

 

NORMAL VE NEVROTİK MÜKEMMELİYETÇİLİK…

Mükemmeliyetçilik, normal ve nevrotik mükemmeliyetçilik olmak üzere iki boyutta incelenebilir. Yetenekleriyle örtüşen gerçekçi amaçlar belirleyen normal mükemmeliyetçiler ve yüksek standartlarını koşullara göre değiştiremeyen nevrotik mükemmeliyetçiler. Normal mükemmeliyetçiler yüksek kişisel standartlara sahiptirler, başarıya giden yolda küçük hataları kabul edebilir ve mevcut durumun gereklerine göre esnek bir tavır sergileyebilirler. Belirledikleri yüksek standartlara tam ulaşamasalar da ulaştıkları kadarından doyum sağlayabilirler. Motivasyonları yüksektir, bu nedenle büyük başarılar elde ederler. Nevrotik mükemmeliyetçilerise; memnuniyet duygusunu bir türlü yaşayamazlar, çabalarını asla yeterli bulmazlar ve kendilerinden yapabileceklerinin üstünde performans beklerler. Düzene aşırı önem verirler. Endişe, üzüntü ve duygusal tükenmişliği çok yoğun hissederler; hata yapma kaygıları çok yüksektir ve başarısızlık korkusuna sahiptirler. Hiçbir şeyin yeterince iyi olmadığını düşündükleri için çabalarından asla zevk almazlar.

 

YA ŞİRİN BABA NEVROTİK MÜKEMMELİYETÇİ OLSAYDI?

Şirin Baba’nın nevrotik mükemmeliyetçi olma ihtimali yok, olursa şirin olamaz. Bu da en ünlü çizgi filmlerden biri olan Şirinler’in muhtemelen sonu anlamına gelir. Şirin Baba normal mükemmeliyetçi bir karakter. Bu kişilik tipi onun sevilen, sayılan, danışılan, çalışkan, başarılı, doğru bir Şirin olmasını sağlamış. Peki ya nevrotik mükemmeliyetçi olsaydı nasıl olurdu? Düşünün ki Şirin Baba’nın yüzü çok nadir gülüyor, o gülüş de çok kısa sürüyor; çünkü birden aklına “Aslında daha iyisini yapabilirdim ve yapmalıydım” düşüncesi geliyor. Düşünün ki Şirin Baba çok yorgun ve bıkkın, Şirine’ye bile vakit ayıramıyor. Artık hiçbir iksiri tamamlayamıyor, “Şundan da koyarsam daha etkili olur, bundan da koymalı mıyım” diye düşünerek zaman tüketiyor. Tüm dünyayı değiştirmek gibi olmayacak misyonlar yüklüyor kendine, standartlarını yükselttikçe yükseltiyor. Gargamel de iksir yapıyor ve kendini sürekli Gargamel ile kıyaslıyor. Kendinden bir türlü memnun olamıyor, “Ben kendimden memnun değilsem Şirinler benden nasıl memnun olur” diye hayıflanıyor. Onların sevgisini ve saygısını kazanabilmek için daha fazla çabalıyor, fakat ilişkileri giderek bozuluyor. Bu durumda Şirinlerin Baba’sı artık şirin olamıyor.

 

MÜKEMMELİYETÇİLİK AŞIRIYA VARMAMALI…

Her kişilik tipinin olumlu ve olumsuz özelliklerinin olduğunu söylemiştik. Mükemmeliyetçilik aşırıya vardığında maalesef pek de olumlu yanı kalmıyor. Nevrotik mükemmeliyetçiler, kafalarında kendilerini mükemmellikten çok daha uzaklaştıran hatta yaşamdan koparan sorularla boğuşuyor. “Mükemmel olmak zorundayım, ancak mükemmel olursam sevilirim ve kabul görürüm. Hata yaparsam rezil olurum. Hata yaparsam kimsenin yüzüne bakamam. Zaten arkadaşlarım da beni, işimi mükemmel yaptığım için seviyor. Mükemmeli yapamadıktan sonra yapmanın ne anlamı var? Bu işe ancak mükemmeli yapabileceksem başlamalıyım. Ya mükemmel olacağım ya da başarısız. Galiba asla başarılı olamayacağım” seklinde düşünceler kodlanmış olan nevrotik mükemmeliyetçilerde bir süre sonra depresyon, öfke kontrolü bozukluğu ve yeme bozuklukları görülebiliyor. Bu kişilerin zamanla ve doğal olarak hem işleri hem ilişkileri bozulabiliyor. “Mükemmel” takıntısı sebebiyle başarı ile aralarındaki mesafe giderek uzuyor.

 

MÜKEMMEL DİYE BİR ŞEY YOK…

Mükemmeliyetçi olmakla mükemmel olmak aynı şey değildir. Zaten mükemmel diye bir şey yoktur, fakat kaçınılması gereken nevrotik mükemmeliyetçilik vardır. Eğer bu kişilik tipinin kırmızı çizgisi çoktan aşılmışsa mutlaka terapiste başvurulmalı ve düşünce kalıpları değiştirilmelidir. Hiçbir kişilik tipinin diğerinden daha üstün olmadığını söylemiştik. “Ben mükemmeliyetçiyim” cümlesi çok fazla kişi tarafından telaffuz ediliyor. “Mükemmel” kelimesinden türeyen bir kişilik tipinin en iyisi olacağı düşünülüyor. Performansı geliştirmeyi ya da yüksek standartlara ulaşmayı herkes arzular ve çoğu zaman bu arzular mükemmeliyetçilikle karıştırılır. Şimdi bir daha düşünün; gerçekten Şirin Baba gibi mükemmeliyetçi misiniz, yoksa bazen ve bazı konularda sadece daha iyisini mi istiyorsunuz?

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

5 gün ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

5 gün ago

İNSANIN 8 TEMEL İHTİYACI

İnsanın 8 temel ihtiyacı vardır, bunlar; (1) yaşamda kalma ihtiyacı, (2) bir gruba ait olma…

5 gün ago

KADIN CİNSEL İSTEKSİZLİĞİ

Halk arasında “cinsel soğukluk”, “libido kaybı” veya “frijidite” olarak bilinen ve en sık görülen cinsel…

5 gün ago

ALDATMA ALDATILMA İHANET ETME

“Sadakatsizlik”, duygusal ve ilişkisel depremlere yol açan aldatmanın gölgesidir. Bu nedenle çok yanlış ve yıkıcı…

5 gün ago

CİNSEL GÜCÜ ARTTIRMANIN SIRLARI

Cinsel sağlık ve performans, genel sağlık ve yaşam tarzıyla çok yakından ilişkilidir. Sağlıklı bir yaşam…

5 gün ago