İNSANIN 8 TEMEL İHTİYACI

İnsanın 8 temel ihtiyacı vardır, bunlar; (1) yaşamda kalma ihtiyacı, (2) bir gruba ait olma ve bağlılık ihtiyacı, (3) koşulsuz sevgi, koşulsuz kabul ve koşulsuz değer görme ihtiyacı, (4) kendin olma ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı, (5) empati görme ihtiyacı, (6) yeterlilik ve taktir edilme ihtiyacı, (7) özerklik ve yakınlık ihtiyacı ve (8) şehvetin tatmin edilmesi ihtiyacı olarak sıralanabilir.

İHTİYAÇ VE İSTEK ARASINDAKİ FARKLAR

İhtiyaç ve istek arasındaki fark, insanların hayatlarını sürdürmek ve yaşamlarını daha tatmin edici hale getirmek için duydukları içsel arzuların farklı niteliklerini ifade eder. İhtiyaçlar temel gereksinimleri ifade ederken, istekler daha öznel ve kişisel istekleri ifade eder. İnsanlar genellikle öncelikle ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanırken, ihtiyaçlarının karşılanmasının ardından isteklerini gerçekleştirmek için çaba harcarlar. Ancak, bu iki kavram arasında net bir ayrım yapmak bazen zor olabilir çünkü ihtiyaçlar ve istekler birbirini etkileyebilir ve bazen iç içe geçebilir. Örneğin, bir kişinin bir hobiye olan isteği, onun duygusal ihtiyaçlarını da karşılayarak genel yaşam tatminini artırabilir.

1- İhtiyaç: İhtiyaçlar, insanın hayatta kalması ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için gerekli olan temel gereksinimlerdir. Bunlar genellikle biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlar olup, insanın varoluşu için hayati önem taşırlar. Örnek olarak, yiyecek, su, barınma, giyim gibi temel fiziksel ihtiyaçlar veya güvenlik, sevgi, aidiyet gibi psikolojik ihtiyaçlar verilebilir. Bu ihtiyaçlar, insanın hayatta kalabilmesi ve fiziksel veya duygusal sağlığını koruması için gerekli olan ihtiyaçlardır.

2- İstek: İstekler, kişisel tercihler, arzular ve keyif alma arayışlarıdır. İhtiyaçlar karşılandıktan sonra ortaya çıkarlar ve genellikle daha öznel ve kişisel niteliktedirler. Örnek olarak, belirli bir yiyeceği yemek isteme, bir hobiyi yapmak, sevilen bir aktiviteyle zaman geçirmek, bir eşya satın almak gibi istekler verilebilir. Bu istekler, kişisel tatmin, keyif alma veya hoşnutluk arayışı ile ilgilidir.

YAŞAMDA KALMA İHTİYACI 

Yaşamda kalma ihtiyacı, temel bir insan ihtiyacıdır ve fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel düzeylerde çeşitli boyutlarda ifade edilebilir. Bu ihtiyaçlar, insanın hayatta kalmak, sağlıklı ve güvende olmak, toplum içinde yer edinmek ve kendini gerçekleştirmek için temel motivasyonlarını oluşturur. Yaşamda kalma ihtiyacı, insanın temel motivasyonlarını ve hareketlerini belirleyen güçlü bir içsel itici güçtür. Bu ihtiyaçlar, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi gibi teorilerde de ele alınır ve insanın fizyolojik ihtiyaçlarından başlayarak daha yüksek seviyedeki ihtiyaçlara doğru bir sıralama sunar. Bu ihtiyaçlar, insanın sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmesi, mutluluk ve tatmin hissetmesi için temel öneme sahiptir. İşte yaşamda kalma ihtiyacının ana boyutları:

1- Fizyolojik İhtiyaçlar: Temel fiziksel ihtiyaçlar, yiyecek, su, barınma ve uygun bir çevrede yaşama gibi gereksinimleri içerir. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığında fiziksel sağlık ve hayatta kalma riski ortaya çıkar.

2- Güvenlik ve Güven İhtiyacı: İkinci olarak, bireyin kendisini güvende hissetme, tehlikelerden korunma ve gelecek için planlama yapma ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar, maddi güvence, iş güvenliği, toplumsal düzen ve kişisel güvenlik gibi konuları içerir.

3- Sosyal Bağlantı İhtiyacı: İnsanlar, sosyal varlıklar olarak, ilişkisel ve bağlamsal bağlantılara ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaçlar, sevgi, aitlik, arkadaşlık, aile bağları ve toplumsal ilişkileri içerir. İnsanlar genellikle sosyal destek, sevgi ve kabul görmeye yönelik arayış içindedirler.

4- Saygı ve Değer İhtiyacı: Kişinin kendisine ve diğerlerine saygı görmesi, değerli hissetmesi ve kendini gerçekleştirmeye yönelik olan bu ihtiyaçlar, kişisel gelişim, başarı, başkalarının takdiri ve özsaygı ile ilgilidir.

5- Özgüven ve Özsaygı İhtiyacı: Kişinin kendini kabul etmesi, değerli hissetmesi ve başarılarından ötürü gurur duyması, özgüven ve özsaygı ihtiyacının bir parçasıdır. Bu ihtiyaç, bireyin kimlik oluşturma sürecinde önemli bir rol oynar.

BİR GRUBA AİT OLMA VE BAĞLILIK İHTİYACI 

Bir gruba ait olma ve bağlılık ihtiyacı, insanların sosyal doğasından kaynaklanan ve topluluklar içinde yer alma isteğini ifade eden temel bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar, insanların sosyal ilişkiler kurma, bağlar oluşturma ve toplumsal kimliklerini tanımlama arzularıyla ilişkilidir. İnsanlar genellikle bir topluluğa ait olma ve onun bir parçası olma isteğiyle hareket ederler. Bu ihtiyaçlar, insanın sosyal doğasını ve toplumsal ilişkilerdeki rolünü yansıtır. Toplumsal bağlar, insanların mutluluğunu, psikolojik refahını ve duygusal sağlığını olumlu yönde etkiler. Ayrıca, grup üyeliği ve bağlılık, kişilerin sosyal destek almasını, dayanıklılık geliştirmesini ve toplum içinde yer edinmesini sağlar. Ancak, bazı durumlarda aşırı bağlılık veya grup baskısı gibi faktörler, bireyin özgürlüğünü kısıtlayabilir veya kişisel kimlik gelişimini engelleyebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir denge ve uyum içinde grup üyeliği ve bağlılık önemlidir. İşte bu ihtiyaçların detayları:

1- Bir Gruba Ait Olma İhtiyacı: İnsanlar, bir gruba ait olma ve kabul edilme isteğiyle hareket ederler. Bu gruplar, aile, arkadaşlar, meslektaşlar, topluluklar veya belirli bir sosyal veya kültürel kimlik altında toplanan insanlar olabilir. Bir gruba ait olma ihtiyacı, insanın sosyal kimlik oluşturma ve toplumsal bağlar kurma çabasını ifade eder. Bu ihtiyaç, kişinin sosyal etkileşimlerde bulunarak kendini ifade etmesini sağlar. Grup üyeliği, kişinin aidiyet duygusunu güçlendirir, sosyal destek sağlar ve birlikte çalışma veya etkinliklerde iş birliğini teşvik eder.

2- Bağlılık İhtiyacı: İnsanlar, kendilerini bir gruba adama ve gruba karşı bağlılık gösterme eğilimindedirler. Bu bağlılık, grupla ilişkili sorumlulukları yerine getirme ve grup değerlerine bağlılık gösterme anlamına gelir. Bağlılık ihtiyacı, kişinin gruba olan sadakatini ifade eder. Kişi, grup üyelerine karşı güvenilirlik, samimiyet ve desteğini gösterir. Bağlılık, grup içinde uyumu artırır, işbirliğini sağlar ve grup üyeleri arasında olumlu ilişkilerin gelişmesini teşvik eder.

KOŞULSUZ SEVGİ, KOŞULSUZ KABUL VE KOŞULSUZ DEĞER GÖRME İHTİYACI 

Koşulsuz sevgi, kabul ve değer görme ihtiyacı, insanların temel duygusal ihtiyaçlarından biridir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için önemlidir. Bu ihtiyaçlar, kişinin kendini güvende, sevildiği ve değerli hissetmesini sağlar. İnsanlar, bu koşulsuz sevgi, kabul ve değer görme ihtiyacını karşılamadığında genellikle duygusal zorluklar yaşarlar ve ilişkilerinde sorunlar ortaya çıkabilir. Bu ihtiyaçlar, insanın duygusal refahı ve sağlıklı bir benlik algısı geliştirmesi açısından kritiktir. Ancak, koşulsuz sevgi, kabul ve değer görme ihtiyacı genellikle toplumumuzda tam olarak karşılanmayabilir ve bu durum duygusal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, sağlıklı ilişkiler, iletişim ve empati gibi becerilerin geliştirilmesi ve destekleyici ortamların oluşturulması önemlidir. Ayrıca, bireylerin kendilerini sevmeyi, değerli hissetmeyi ve kabul etmeyi öğrenmeleri de bu ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir adımdır. İşte bu ihtiyaçların detayları:

1- Koşulsuz Sevgi İhtiyacı: İnsanlar, sevildiklerini ve kabul edildiklerini hissetmek isterler. Bu duygusal ihtiyaç, karşılıksız ve şartsız bir sevgiyle ilgilidir.  Koşulsuz sevgi, bireyin kendini sevilmeye değer hissetmesini sağlar ve özsaygısını güçlendirir. Aile, arkadaşlar ve romantik ilişkilerde koşulsuz sevgi, güven, destek ve kabul ile ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürmesini sağlar.

2- Koşulsuz Kabul İhtiyacı: İnsanlar, oldukları gibi kabul edildiklerini bilmek isterler. Kişisel özellikleri, duyguları ve düşünceleriyle kabul görmek önemlidir. Koşulsuz kabul, bireyin kendini rahat hissetmesini sağlar ve özgüvenini artırır. Toplumsal ilişkilerde ve aile içinde koşulsuz kabul, bireyin benlik saygısını korumasına yardımcı olur.

3- Koşulsuz Değer Görme İhtiyacı: İnsanlar, kendilerini değerli ve önemli hissetmek isterler. Başkaları tarafından takdir edildiklerini bilmek, bireyin özsaygısını güçlendirir. Koşulsuz değer görme, bireyin kendine güvenini artırır ve başarılarını takdir edilmiş hissetmesini sağlar. Aile, arkadaşlar, iş arkadaşları veya toplum içinde koşulsuz değer görme, motivasyonu artırır ve kişinin kendini gerçekleştirmesine olanak tanır.

KENDİN OLMA VE KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME İHTİYACI

Kendin olma ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı, insanların doğası gereği sahip olduğu temel duygusal ve psikolojik bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar, kişilerin kendi benliklerini tanıma, kabul etme ve içsel potansiyellerini ortaya çıkarma çabalarını ifade eder. İnsanlar, bu ihtiyaçları karşılamak için çeşitli yollar arayabilirler ve bu süreç, kişisel gelişim ve mutluluğun temelini oluşturur. Bu ihtiyaçlar, psikolog Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi teorisinde de önemli bir yere sahiptir. Maslow’a göre, insanlar fizyolojik ihtiyaçlarını, güvenlik ihtiyaçlarını, sosyal ihtiyaçlarını ve saygı ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kendini gerçekleştirme ihtiyacı duyarlar. Bu süreç, kişisel büyüme, özgüven ve anlam arayışıyla ilgilidir. Kendin olma ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları, kişinin içsel denge, mutluluk ve sağlık açısından önemlidir. Bu ihtiyaçların karşılanması, kişinin yaşamında tatmin edici bir deneyim yaşamasını sağlar ve psikolojik refahını artırır. Ayrıca, bu süreç kişisel gelişim, özsaygı ve özgüvenin artmasına da katkı sağlar. İşte bu ihtiyaçların detayları:

1- Kendin Olma İhtiyacı: İnsanlar, içsel kimliklerine ve değerlerine uygun bir şekilde yaşamak ve davranmak istemektedirler. Kendin olma ihtiyacı, kişinin dış etkenler veya toplumsal beklentiler tarafından yönlendirilmeden, gerçek ve otantik bir şekilde yaşamasını ifade eder. Bu ihtiyaç, kişinin özgürlüğü, özsaygısı ve bütünlüğü ile ilgilidir. Kişi, kendini olduğu gibi kabul eder ve özgün bir yaşam tarzı geliştirir.

2- Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı: İnsanlar, içsel potansiyellerini keşfetme, geliştirme ve kullanma arzusuna sahiptirler. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, kişinin en iyi versiyonunu ortaya çıkarmak, yeteneklerini kullanmak ve hayatındaki amacını bulmak anlamına gelir. Bu ihtiyaç, kişinin yaratıcılığını, özgünlüğünü ve başarılarını artırır. Kişi, kendi potansiyelini fark eder ve hayatını anlamlı ve tatmin edici bir şekilde yaşamaya başlar.

EMPATİ GÖRME İHTİYACI

Empati göreme ihtiyacı, insanların karşılaştıkları durumları veya yaşadıkları duyguları başkalarının bakış açısından anlama ve paylaşma ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç, insanların duygusal ve sosyal bağlantılarını güçlendiren önemli bir faktördür. İnsanlar, empati göreme ihtiyacı duyarlar çünkü bu, duygusal bir bağ kurma, anlama ve karşılıklı destek sağlama ihtiyacıdır. Empati göreme ihtiyacı, insanların sosyal ve duygusal yaşamında önemli bir role sahiptir. Empati, insanların birbirlerini anlamalarını, destek vermelerini ve güçlü sosyal bağlar kurmalarını sağlar. Bu ihtiyaç, iş ilişkilerinde, aile içinde, arkadaşlık ilişkilerinde ve toplum içindeki etkileşimlerde önemlidir. Empati göreme ihtiyacının karşılanması, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın temelini oluşturur ve kişiler arasında anlayış, saygı ve sevgi ortamının oluşmasına katkı sağlar. İşte bu ihtiyacın detayları:

1- Duygusal Bağlantı ve Anlama İhtiyacı: İnsanlar, duygusal bağlar kurma ve kendilerini anlaşılmış hissetme ihtiyacı duyarlar. Empati göreme ihtiyacı, kişilerin duygularını anlayan ve paylaşan diğer insanlarla bağlantı kurma arzusunu ifade eder. Empati göreme ihtiyacı, kişiler arasında güçlü ve anlamlı ilişkilerin oluşmasını sağlar. Bu, güven, saygı ve destek gibi duygusal bağların gelişmesine katkı sağlar. Empati göreme ihtiyacı, bireylerin karşılıklı anlayış ve dayanışma içinde olmasını teşvik eder.

2- Duygusal Destek ve Empati Alma İhtiyacı: İnsanlar, zor zamanlarında duygusal destek ve anlayış görmek isterler. Empati göreme ihtiyacı, kişilerin yaşadıkları duygusal zorluklarda başkalarının desteğini ve empati görmesini içerir. Empati göreme ihtiyacı, kişilerin kendilerini anlaşılmış, değerli ve kabul edilmiş hissetmelerini sağlar. Bu da duygusal refahı artırır ve kişisel gelişime katkı sağlar. Empati göreme ihtiyacı, bireylerin duygusal ihtiyaçlarının karşılandığını ve kendilerini güvende hissettiklerini bilmelerine yardımcı olur.

YETERLİLİK VE TAKTİR EDİLME İHTİYACI

Yeterlilik ve takdir edilme ihtiyacı, insanların kendilerini yetenekli, değerli ve başarılı hissetme arzusuyla ilgili bir duygusal ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar, kişisel değer, özsaygı ve psikolojik refah açısından önemlidir. İnsanlar, yeterlilik hissini ve takdir edilme duygusunu yaşamak için çeşitli alanlarda başarılar elde etmeye çalışırlar. Yeterlilik ve takdir edilme ihtiyacı, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde “saygı ihtiyacı” olarak da adlandırılır. Bu ihtiyaçlar, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılandığından emin olduktan sonra ortaya çıkar. Yeterlilik hissi ve takdir edilme duygusu, kişinin içsel motivasyonunu artırır, başarılarına odaklanmasını sağlar ve özsaygıyı güçlendirir. Ancak, aşırı takdir edilme ihtiyacı veya dışsal onay arayışı, kişinin özgünlüğünü kaybetmesine veya dışsal faktörlere fazla bağımlı hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir denge ve içsel değerlendirme önemlidir. İşte bu ihtiyaçların detayları:

1- Yeterlilik İhtiyacı: İnsanlar, kendilerini yeterli, becerikli ve yetenekli hissetme arzusuna sahiptirler. Bu, kişinin işlerini başarıyla yapabilme, yeteneklerini kullanabilme ve kendini etkili bir şekilde ifade edebilme isteğiyle ilgilidir. Yeterlilik ihtiyacı, kişinin kendine güven duymasını sağlar. Bu da özsaygıyı güçlendirir ve kişisel gelişim için motivasyon sağlar. İnsanlar, genellikle yeterliliklerini kanıtlamak ve kabul görmek için çeşitli alanlarda başarılar elde etmeye çalışırlar. Bu, kişisel tatmin ve mutluluk duygusunu artırır.

2- Takdir Edilme İhtiyacı: İnsanlar, başkaları tarafından takdir edilme, değerli hissetme ve önemsenme ihtiyacı duyarlar. Bu, kişisel başarıların ve çabaların dışarıdan onaylanması ve takdir edilmesiyle ilgilidir. Takdir edilme ihtiyacı, kişinin sosyal ilişkilerde önemli bir rol oynamasını sağlar. Diğer insanlar tarafından değer görme ve onaylanma, sosyal bağların güçlenmesine ve ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlar. İnsanlar genellikle toplum içinde kabul görmek ve sevilmek için çaba harcarlar. Bu, sosyal bağlantılarını güçlendirir ve duygusal refahlarını artırır.

ÖZERKLİK VE YAKINLIK İHTİYACI 

Özerklik ve yakınlık ihtiyacı, insanların hem bağımsızlık ve özgürlük arzusunu hem de sosyal ilişkiler ve yakın bağlar kurma isteğini ifade eden duygusal ve psikolojik bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar, insanların kişisel gelişimlerini sağlamlaştırmak ve sağlıklı ilişkiler kurmak için önemlidir. Özerklik ve yakınlık ihtiyaçları, insanların sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürebilmeleri için önemlidir. Özerklik, kişinin kendi yaşamını yönlendirebilme yeteneğini güçlendirirken, yakınlık da kişiler arası ilişkilerdeki duygusal bağları ve sosyal destek sistemini güçlendirir. Ancak, bu ihtiyaçlar arasında denge kurmak da önemlidir. Aşırı özerklik, ilişkilerde uzaklaşma veya yalnızlık hissi yaratabilirken, aşırı yakınlık da bağımlılık veya kişisel sınırların ihlal edilmesine yol açabilir. Bu nedenle, sağlıklı ilişkiler ve kişisel gelişim için hem özerklik hem de yakınlık ihtiyaçlarının dengeli bir şekilde karşılanması önemlidir. İşte bu ihtiyaçların detayları:

1- Özerklik İhtiyacı: İnsanlar, kendi kararlarını verebilme, bağımsızlık hissi ve kişisel kontrol sahibi olma isteğiyle özerklik ihtiyacı duyarlar. Özerklik ihtiyacı, kişinin kendine güven duymasını sağlar. Bağımsızlık ve özgürlük, kişinin kendi yaşamını yönlendirme yeteneğini artırır ve kişisel gelişim için önemlidir. İnsanlar genellikle özerkliklerini sağlamak ve kendilerini ifade etmek için çaba harcarlar. Bu, kişisel tatmin ve mutluluğu artırır.

2- Yakınlık İhtiyacı: İnsanlar, yakınlık, bağlılık ve sosyal ilişkiler aracılığıyla duygusal tatmin ve anlam ararlar. Yakınlık ihtiyacı, kişisel bağlar kurma, sevgi ve desteğe erişme arzusunu ifade eder. Yakınlık ihtiyacı, kişinin sosyal ilişkilerde önemli bir rol oynamasını sağlar. Duygusal yakınlık ve bağlılık, mutlu ve tatmin edici ilişkilerin temelini oluşturur. İnsanlar, genellikle sevdikleriyle güçlü bağlar kurma, paylaşma ve duygusal destek almak için çaba harcarlar. Bu, kişisel refahı artırır ve duygusal güçlenmeyi sağlar.

ŞEHVETİN TATMİN EDİLMESİ İHTİYACI

Şehvetin tatmin edilmesi ihtiyacı, insanların cinsel isteklerini, cinsel arzularını ve cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için duyduğu içsel bir ihtiyaçtır Bu ihtiyaç, insan doğasının doğal bir parçasıdır ve sağlıklı cinsel yaşamın bir parçası olarak kabul edilir. Şehvetin tatmin edilmesi ihtiyacı, bireyin cinsel yönelimine ve tercihlerine göre farklılık gösterebilir, ancak genel olarak insanların cinsel tatmin ve mutluluğa duyduğu arzuyu ifade eder. Cinsel tatmin edilme ihtiyacı, insanların sağlıklı bir şekilde cinsel kimliklerini ve tercihlerini ifade etmelerini sağlar. Ancak, bu ihtiyaçların karşılanması, etik değerler ve partnerler arasında rızanın olduğu sağlıklı ilişkiler çerçevesinde olmalıdır. Cinsel sağlık ve mutluluk, kişinin kendisini ifade etmesi, tercihlerine saygı görmesi ve karşılıklı onaylanmış ilişkilerde bulunmasıyla ilgili önemli faktörlerdir. Şehvetin tatmin edilmesi ihtiyacıyla ilgili bazı detaylar:

1- Cinsel İhtiyaçlar ve Şehvet: İnsanlar, cinsel ihtiyaçlarını, cinsel isteklerini ve cinsel arzularını karşılamak için içsel bir ihtiyaç hissederler. Bu, cinsel birleşme, zevk almak, sevgi ve bağlılık hissi gibi çeşitli şekillerde ifade edilebilir. Cinsel tatmin, fiziksel ve duygusal sağlık açısından önemlidir. Sağlıklı bir cinsel yaşam, kişilerin kendilerini daha iyi hissetmelerini, stresi azaltmalarını ve ilişkilerinde daha mutlu olmalarını sağlar.

2- Kişisel İhtiyaçlar ve Cinsel Tercihler: Cinsel tatmin, bireyin kişisel ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre değişir. Herkesin cinsel arzuları ve tatmin edilme şekilleri farklıdır ve bu kişisel bir durumdur. Cinsel tatmin edilme ihtiyacı, bireyin cinsel kimliği, tercihleri ve değerleriyle de ilişkilidir. Kişi, kendi cinsel yaşamını yönlendirebilme ve tatmin edici bir deneyim yaşayabilme arzusunu ifade eder.

3- Sağlıklı ve Karşılıklı Onaylanmış Cinsel İlişkiler: Cinsel tatmin edilme ihtiyacı, sağlıklı ve karşılıklı onaylanmış ilişkilerde gerçekleşir. İlişkide partnerler arasında açık iletişim, anlayış ve saygı önemlidir. Partnerler arasında cinsel tatmin edilme ihtiyacını karşılama ve birbirlerini anlama, güven ve sevgiyle yaklaşma, sağlıklı bir cinsel yaşamın temelini oluşturur.

Cem KEÇE

Share
Published by
Cem KEÇE

Yeni İçerikler

VAJİNİSMUS: “BİR KAÇINMA VE ERTLEME BOZUKLUĞU”

“Vajinismus”, cinsel bir işlev bozukluğu olarak tanımlanan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında PSOAS kaslarının, pelvik…

2 hafta ago

GEÇ BOŞALMA

Yoğun stres, gerginlik, anksiyete, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, suçluluk ve günahkarlık duyguları, bilinçli ve bilinçdışı düşünceler…

2 hafta ago

CİNSEL FANTEZİLER VE CİNSEL AŞK OYUNLARI

“Cinsel fanteziler”, insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolaydır,…

2 hafta ago

PENİSİ TAKINTI YAPMA BOZUKLUĞU

Her erkek egemen toplumda olduğu gibi ülkemizde de en aşılmaz tabularından biri penis, penis boyu…

2 hafta ago

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

3 hafta ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

3 hafta ago