“Benim hakkımda ne çok konuştuk, biraz da sizden konuşalım. Hakkımda ne düşünüyorsunuz?” gibi ifadeler tipik söylemlerinden olan, içerikten çok görüntüye önem veren, karşısındakine huzursuzluk ve sinir bozukluğu yaşatan narsisistik yapıdaki kişi; hayat tarzı ve yakın ilişkileri yürütme şekliyle hemen fark edilir. Çoğu zaman sürekli başkalarından beslenen “boş bir deniz kabuğu”ndan ibarettir. Sevmeyi beceremez, sahici bir şekilde davranamaz, o anda egosunu en iyi kim tatmin ediyorsa o kişiyle olur. Kedi olduğu halde aslan kesilir ama gerçekte “korkak bir bukalemun”dur. Etrafındaki kişilerin ona olan hayranlığından beslenen, kendini çok önemseyen ve genellikle empati yapamadığı ve başkalarının neler hissettiğini bilmediği için onlara zarar veren narsisistik yapıdaki kişi, kendi değerlerindeki içsel belirsizlikleri ve kendini korumak üzere şişirdiği yapay muhteşemliğiyle bir “tavus kuşu” gibi kasılır durur. Bu kasılmalar, tıpkı erkek tavus kuşunun kuyruğunun ihtişamına karşın sesinin kulağı tırmalaması gibi nahoş ve rahatsız edicidir. Onu seven kadın ilgisizlikten yas tutarken, kendini göldeki yansımasına bakmaktan alıkoyamayan Narkissos gibidir.

OLAĞAN VE DOĞAL BİR YAPI: “NARSİSİZM”

“Hep BEN” diyen “patolojik kendiyle ilgili olma durumu” olarak bilinen narsisistik yapı ile “Önce BEN” diyen “narsisizm” kavramları birbirleriyle karıştırılmamalıdır. Freud'a göre, insanın yaradılışının doğal ve gerekli bir parçası olan narsisizm; özsevi, özsevgi, özsaygı, özdeğer, ego saygısı, kendilik değeridir. İnsanın kendi değeri ve değerliliği konusunda hissettikleridir. Kişinin kendisiyle ilgili hissettiği güzel duygulardır. İnsanın narsisizme ihtiyacı vardır, yoksa diğerleriyle iletişim kuramaz, hatta sokağa çıkamaz. Şu halde narsisizm patolojik bir durum değildir. Narsisizm, her insanda olması gereken, olağan ve doğal bir yapıdır. Sevilme, değer görme, kayrılma, adam yerine konulma, önemsenme gibi ihtiyaçlara “narsisistik ihtiyaçlar” adı verilir. Narsisistik ihtiyaçlar çocukken yeterince ve abartısız karşılandığında “sağlıklı narsisizm” gelişir, karşılanmadığında veya abartılı karşılandığında ise “hastalıklı narsisistik yapı” ortaya çıkar. Bu nedenle narsisistik ihtiyaçlar konusunda kırılgan ve hassas olan narsisistik yapıdaki kişiler, çaresizce yakın ve benmerkezci bir ilişki içinde olmak isterler ama ilişkiye verecekleri ve ilişkiden alacakları konusunda mantıksız beklentileri olduğundan bunu başaramazlar. Bu da kaçınılmaz olarak hem kendilerinde hem de yakın ilişkide oldukları kişilerde hayal kırıklığına ve öfkeye yol açar.

OLAĞAN OLMAYAN YAPI: “NARSİSİSTİK”

Narsisistik yapıdaki kişi, kendini başkasının yerine koyamadığı, yani empati yapamadığı ve kimseyi sevemediği için yakın ve sıcak ilişkiler kuramaz. Kendine sonsuz derecede güvenirken başka birine asla güvenmez, hiç kimseyi önemsemez. Çevresindekilerin duygusal enerjilerini tüketen bu kişinin taşıdığı büyüklük ve üstünlük duygusunun karşısında en büyük korkusu başarısız, beğenilmeyen, sıradan biri olmaktır. Kendisinin mükemmellik duygusuna karşıt olacak şekilde çevresinden gelen en küçük eleştiriye tahammül edemez. Hemen o ortamdan ve kişilerden uzaklaşır. Bu nedenle ilişkilerini uzun süre devam ettiremediği için çok sık arkadaş ve partner değiştirir. Kendinin ancak kendisi gibi özel kişiler tarafından anlaşılabilecek olduğunu düşünür ama çevresindeki hiç kimseyi bu tür özel kişiler olarak görmez. Başarı, güç, para ve şöhret temelleri üzerine inşa etmeye çalıştığı dünyasında, kıskançlık, kin ve öfke en baskın duygulardır. Ancak bu dünyada sevgi, empati, acıma ve affetme gibi insani duygulara yer yoktur. Onun için kazanmaya giden yolda her şey mubahtır. Çıkarları doğrultusunda ayıya dayı demek, duruma göre ilkelerini değiştirmek yaşam felsefesidir.

BEDENSEL VE ZİHİNSEL AYRIMI…

“Hep BEN” diyen ve yalnızca kendini düşünen, bütün eylemlerini “BEN sevgisi” ile belirleyen, “BEN düşkünü” olan, başkalarını göz önüne almadan yalnızca kendini ve kendi çıkarlarını düşünen, kendi BEN'ini yaşamın mutlak ilkesi yapan bir “bencillik” tayfı olan narsisistik yapı, çocukken iç dünyaya yerleşen bir yazgı, bir lanettir. Bu yazgıda “bedensel narsisistik yapı” ve “zihinsel narsisistik yapı” olmak üzere iki tip narsisistik yapı vardır. Ancak bu iki tip yapı zamanla yer değiştirebilir. Başarı odaklı olan, seks yapmayı ön planda tutan “bedensel narsisistik yapı”daki kişi, dış görünüşüne, vücuduna, sahip olduklarına, kaslarına, tenine, dövmelerine, cinsel maharetlerine ve çekici gücüne “fazlasıyla” önem verir; beden imgesi onun için her şeyden değerlidir. Seks yapmayı çok önemsemeyen, hatta seksten uzak durmayı tercih eden “zihinsel narsisistik yapı”daki kişi ise, başkalarından entelektüel olarak üstün olduğuna içten inanan, muhteşemlik duygusu yaratan, kendisine yönelik hayranlık ve beğenileri korumak için bilgisini ve akılını kullanan, beyin gücünü kılıç gibi savuran, başarılarını sürekli sergileyen, her şeyi bilen havasındaki kibirli kişilerdir. Başkalarının bakış açısını takdir etme kapasitesi sınırlı olan zihinsel narsisistik yapıdaki kişi, kendinin ne kadar önemli olduğuna dair kuvvetli bir inanç taşır, başkaları tarafından övülmeyi ve hayran olunmayı bekler ve bunu hak ettiğine inanır.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

4 gün ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

4 gün ago

İNSANIN 8 TEMEL İHTİYACI

İnsanın 8 temel ihtiyacı vardır, bunlar; (1) yaşamda kalma ihtiyacı, (2) bir gruba ait olma…

4 gün ago

KADIN CİNSEL İSTEKSİZLİĞİ

Halk arasında “cinsel soğukluk”, “libido kaybı” veya “frijidite” olarak bilinen ve en sık görülen cinsel…

4 gün ago

ALDATMA ALDATILMA İHANET ETME

“Sadakatsizlik”, duygusal ve ilişkisel depremlere yol açan aldatmanın gölgesidir. Bu nedenle çok yanlış ve yıkıcı…

4 gün ago

CİNSEL GÜCÜ ARTTIRMANIN SIRLARI

Cinsel sağlık ve performans, genel sağlık ve yaşam tarzıyla çok yakından ilişkilidir. Sağlıklı bir yaşam…

4 gün ago