Sadizm, en yaygın cinsel sapıklıkların başında gelir ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Adını; çok yönlü sapkınlıkları olan, eserlerinde bolca canilik unsurları bulunan, yazdıkları ve yaşadıkları ile sadizme tam bir model olan Fransız yazar Marquis de Sade’dan almıştır.

Sadizm; bir başkasına fiziksel ve ruhsal acılar çektirme, eziyet etme yoluyla cinsel heyecan ve zevk duyma biçimidir. Sadist kişi karşısındakini acı içinde görmeden, o kişinin çığlıklarını duymadan cinsel bakımdan heyecanlanamaz; bu nedenle karşısındakine eziyet verir, işkence eder, fiziksel ve ruhsal olarak canını yakar. Bazen bu eylemler tecavüzle ve cinayetle bile sonuçlanabilir. Bu nedenle sadistler toplum için tehlikelidir ve mutlaka psikiyatrik tedavi görmeleri gerekir. Sadistlerin yüzde 85’i heteroseksüeldir ve sadistik davranışlar daha çok erkeklerde görülür.

SADİZMİN BİR ÇOCUĞUN İÇİNDE DOĞUŞU…

Sadizmin altında yatan baskın duygular değersizlik, aşağılık ve sevilmeme duygularıdır. Sadistlerin tüm ruhlarının bu duygularla kaplı olmasının nedeni ise çocukluk dönemlerindeki aile yapıları ve yaşantılarıdır. Çocukken fiziksel ya da ruhsal şiddet görenler, taciz veya tecavüze uğrayanlar değersiz olduklarını ve sevilmediklerini düşünürler. Bu olumsuz düşüncelerin olumsuz duyguları, ruhlarını bir sarmaşık gibi sarar. Bu çocukların ilerleyen yıllarda kendilerine yapıldığı gibi başkalarına şiddet uygulaması, eziyet vermesi, zorbalık etmesi veya tecavüz etmesi kaçınılmaz olur.

HAKİMİYET VE KONTROLÜN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI…

Evde hâkimiyet kurmak, sözünü herkese geçirmek, ev halkını idare edebilmek için çocuğu dövmeyi, tokatlamayı, kırbaçlamayı, hakaret etmeyi, fiziksel olarak cezalandırmayı tek çare olarak gören ve alışkanlık haline getiren anne ve babalar var. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar otoriteyi, hâkimiyeti, sözü dinlenir olmayı ve istediğini yapabilme hakkına sahip olmayı fiziki ve ruhsal acı vermekle bağdaştırabiliyor. O çocukların zihninde, acı veren kişilerin; güçlü ve üstün kişiler olduğuna, isteklerini bu şekilde elde ettiklerine dair bir bilgi kodlanabiliyor. Aile ortamında eziyete maruz kalan çocuklar, başka bir alanda veya ortamda eziyet eden kişi konumuna geçmeye çalışıyor. Örneğin bazı çocuklar sadist eğilimlerini sineklerin kanadını kopararak gösterebiliyor. Sineklerin uçamadıklarını görünce kendini güçlü hissediyor, sineği parmağıyla ezip öldürdüğünde ise sineğin yaşam hakkının bile kendi elinde olduğunu görüyor ve içinde daha da büyük bir güç beliriyor. Suç işleyecek olursa ailesi tarafından parmaklarının kibrit ateşiyle yakılacağı ile tehdit edilen bir çocuğun zihninde, suç ve yakma cezası birlikte kodlanabiliyor. Bahçeden eve yol yapan bir karınca sürüsünü gören bu çocuğa göre karıncalar suç işlemektedir ve yakılarak cezalandırılmalıdırlar. Kibrit ateşi ile tüm karınca sürüsünün yandığını gören çocuk; içinde büyük bir güç hisseder, çünkü artık cezalandırılan değil, cezalandıran konumundadır. Bu çocuklar tüm ezilmişliklerini, silikliklerini ve güçsüzlüklerini sineklere ve karıncalara yüklemiştir ve bu hayvanlarla birlikte kendi zayıflıklarını da yok etmiştir. Yani kendi içlerinden sökmek istedikleri şeyleri başka bir varlığın üzerinde yok etme eğilimindedirler. Bu çocuklar tedavi edilmezlerse ilerleyen yıllarda güçlü taraf olabilmek için sadist eylemlerini kişiler üzerinde de uygulamaya devam edebiliyor. Güçlü taraf olmak, güçsüz taraf olmamak ya da kendilerini korumak için… Yani kendilerine yapılmasından korktukları şeyleri, kendileri başkalarına yaparlarsa korkulacak bir şey kalmayacağını da düşünebiliyorlar. Dövülmekten korkuyorlarsa dövülmemek için kendileri dövüyor, hakarete uğramaktan korkuyorlarsa hakarete uğramamak için kendileri hakaret ediyor. Böylece kendi güvenlikleri ve üstünlükleri sağlanmış oluyor.

SADİST EYLEMLERE SÜRÜKLEYEN KUVVET ÖZLEMİ…

Bir başkasının çektiği acıdan zevk duymak, hatta cinsel zevk alabilmek için bir başkasına acı vermeye ihtiyaç duymak birçoklarının algılayabileceği bir şey değildir. Sadizm acı vermekten geçse de kök nedeni “acı verme isteği” değil, “kuvvet özlemi”dir. Sadist kişi; bir başkasına eziyet edip o kişinin acı çektiğini gördüğünde aslında sadece kurbanın acısından veya çığlıklarından dolayı heyecanlanmaz, kendi kuvvetinin onaylanıyor olmasından dolayı daha çok heyecanlanır. Yani kurbanın acısında kendi kuvvetini görür. O acı, kendi kuvvetinin ispatıdır. Bir başkasına acı verebildiğine göre kuvvetli olduğunu düşünür. Karşısında acılar içinde kıvranan kişi kendi eseridir, kendi kuvvetinin sonucudur. Onun acısı, korkusu, dehşeti ne kadar güçlüyse kendi de o oranda güçlüdür. Sadist; korku dolu bakışlar göremediği ve karşısındaki kişinin acısına tanık olamadığı sürece cinsel münasebette bulunamaz. Cinsel gücünün var olabilmesi için cinsel eşini her bakımdan güçsüz duruma getirmesi ve kendi kuvvetini ispat etmesi gerekir. Karşısındakinin çaresizliğini ve kendi hâkimiyetini görünce kendi canının yanmayacağına emin olur, kendini emniyette hisseder, kendine olan güveni artar, bu durumdan tatmin olur ve cinsel hisleri harekete geçer, ancak o zaman cinsel ilişkiye girebilir. Tüm bunlar sadistlerin aslında çok zayıf kişiler olduğunu, kendi silikliklerini ve zayıflıklarını gizlemek için sadist eylemlerde bulunduklarını gösterir. Zaten ancak zayıf kişiler, kuvvetlerinin ispatına ihtiyaç duyar.

SADİST EYLEMLERE SÜRÜKLEYEN DEĞERLİ OLMA ÖZLEMİ…

Sadist deyince zihinlerde cinsel birleşmeden önce eşini kırbaçlayan, tokatlayan, boğmaya çalışan ya da bedenine küçük bıçak darbeleri atan ve fiziksel olarak acı vermekten zevk alan kişiler canlanır. Yani sadizmin sadece fiziki acı vermekten geçtiği sanılır. Oysa karısına sürekli bağıran, onunla alay eden, ona hakaret eden, onu aşağılayan, herkesin önünde onu rezil etmeye çalışan, tüm bunlardan zevkli bulan ve duygusal olarak acı vermekten zevk alan erkek de aynı derecede sadisttir. Bu tür sadistlerin ise en baskın duygusu aşağılık duygusudur. Kendilerini sevilmeye layık görmedikleri, değersiz hissettikleri, aşağı buldukları için bu şekilde karılarını cezalandırırlar ve onlara karşı üstün gelmeye çalışırlar. Karılarını daha aşağı duruma çekerek, onları değersizleştirerek ve hissi bakımdan zedeleyerek kendilerinin daha önemli olduğunu düşünürler, güç kazanmış gibi hissederler ve böylece tatmin olurlar. Fiziksel ya da ruhsal tüm sadistik eylemler, güçlü ve bağımsız gibi davranan sadistlerin zayıflıklarının, güçsüzlüklerinin ve çaresizliklerinin göstergesidir. Bu kişiler sadist davranışları sergilemediklerinde yani bir başkasına egemen olamadıklarında yalnız ve yalıtılmış durumda olurlar.

TECAVÜZLE SONUÇLANAN SADİZM…

İçi değersizlik, sevilmeme, beğenilmeme duyguları ile kavrulan erkek sadist; cinsel eş olarak arzuladığı kadının, kendiyle ilişkiye girmeyi gerçekten isteyeceğini ummaz. Nasıl olsa kabul edilmeyecektir, olumlu yanıt almayacaktır, ayrıca gücü olan kişi her hakka da sahip olur. Bu yüzden kadından istediği şeyi, gücünü kullanarak zorla elde etmeye çalışır. Cinsel eş olarak arzuladığı kadının düşüncelerini önemsemez. Kadına yapacağı şeylerden kadının hoşlanıp hoşlanmayacağını umursamaz, ondan hoşgörü beklemez. Kadını tam bir çaresizlik içine sokup, ona fiziki bakımdan tam olarak hâkim olana dek kadına eziyet eder. Kadına acı çektirirken aslında zevk almasını engelleyen suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışır. Kadın kendisine karşı koydukça suçluluk duygusu bir türlü içinden sökülmez. Fiziksel bakımdan büyük zarar gören kadın artık etkisiz hale gelir. Sadist, kurbanının bu durumda kendini bağışladığını düşünür ve suçluluk duygusundan kurtulur, sonrasında ise cinsel heyecanını doyurmaya odaklanır. Çocukluğunda tecavüze uğramış olan erkeklerin bir kısmı ise “tecavüz edilen çocuk”olduklarını yadsımak için yetişkinlik dönemlerinde kendileri de tecavüz ederler. Kendilerini, kendi tecavüzcüleri ile özdeştirirler, böylece kendilerini artık tecavüz edilen değil, tecavüz eden kişi olarak görürler.

SADİZMİN TANI ÖLÇÜTLERİ…

Küçük bir parça sadizm sağlıklı kişilerin de içinde vardır. Sağlıklı bir cinsel ilişkide çiftlerin belli bir seviyede sadizm ve dolayısıyla mazoşizm oyunları oynaması doğaldır ve bu oyunlar ilişki içinde heyecanı artırır. Sevişme esnasında erkeğin kadınını hafifçe ısırması, kadının kalçalarına hafif şaplaklar atması, kadının saçını hafifçe çekmesi ilişkiyi renklendiren, masum oyunlardır. Erkek, kadınına hafifçe acı verdiğinde “sana acı verecek güce sahibim, yani seninle seks yapabilecek güce sahibim” demek istiyordur. Bu gibi oyunlar sadist eylemler olarak değerlendirilmez. Tedavi edilmesi gereken sadizm tanısının konması için ölçütler ise şunlardır:(1) En az 6 aylık bir süre boyunca, kişinin, başka birinin psikolojik ya da fiziksel olarak ıstırap çekmesi (hakaret etme de içinde olmak üzere) eylemi (taklit değil gerçeği) ile ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması ve (2) kişi, buna onay vermeyen birine karşı bu cinsel dürtülerine göre davranması ya da kişinin cinsel dürtüleri ya da düşlemleri (fantezileri) belirgin bir sıkıntıya ya da kişilerarası sorunlara neden olması durumunda sadizm tanısı konur.

Cem KEÇE

Yeni İçerikler

SERTLEŞME BOZUKLUĞU

Beş duyu ile alınan cinsel uyaranlar ve cinsel fantezilerle beyinden kalkan cinsel uyarılar omurilik üzerinden…

3 gün ago

ERKEN BOŞALMA KADER DEĞİLDİR

En sık görülen cinsel sorunların başında yer alan “erken boşalma”, cinsel etkinlikler sırasında bir erkeğin…

3 gün ago

İNSANIN 8 TEMEL İHTİYACI

İnsanın 8 temel ihtiyacı vardır, bunlar; (1) yaşamda kalma ihtiyacı, (2) bir gruba ait olma…

3 gün ago

KADIN CİNSEL İSTEKSİZLİĞİ

Halk arasında “cinsel soğukluk”, “libido kaybı” veya “frijidite” olarak bilinen ve en sık görülen cinsel…

4 gün ago

ALDATMA ALDATILMA İHANET ETME

“Sadakatsizlik”, duygusal ve ilişkisel depremlere yol açan aldatmanın gölgesidir. Bu nedenle çok yanlış ve yıkıcı…

4 gün ago

CİNSEL GÜCÜ ARTTIRMANIN SIRLARI

Cinsel sağlık ve performans, genel sağlık ve yaşam tarzıyla çok yakından ilişkilidir. Sağlıklı bir yaşam…

4 gün ago