Bafra'nın tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Bafra sırasıyla Hititler, Paflogonlar, Lidyalılar, Persler, Romalılar ve sonra da Bizans egemenliğine girmiştir. Malazgirt savaşından sonra Selçukluların eline geçen Bafra'ya Türkmen aşiretleri yerleşmiştir. Moğol istilaları sonucu Selçuklu imparatorluğunun yıkılmasından sonra küçük bir Selçuklu beyliği olan Bafra Beyliği kurulmuştur. 1460'da ise Bafra Trabzon iline bağlı Canik Sancağına bağlanarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
1876 harbinden sonra Kırım'dan Bafra'ya çok sayıda Türk gelmesine rağmen Balkan ve I.Dünya savaşları sonunda Türk halkının sayısının azalması sonucu Rum ve Ermenilerin sayısı artmış ve Mavri-Mira Cemiyetini kurmuşlardır. Fakat Kurtuluş Savaşı sonrası Batı Trakya'da ki Türklerle değiştirilmişlerdir. Cumhuriyetin kurulmasıyla Samsun ilinin büyük bir ilçesi olmuştur.
M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında Bafra ovasını besleyen Kızılırmak nehrinin denize açıldığı yerde ticaret gemilerinin yanaştığı koylara kurulan ticaret evlerine 'Bafira' denilmekteydi. Bafra adı da buradan gelmiştir.
Bafra Karadeniz'e 20 km. uzaklıktadır ve denizden yüksekliği 20 metredir. Kızılırmak ovası üzerinde kurulmuştur ve yüz ölçümü 175.000 hektardır. Samsun'a uzaklığı 51 km.dir. Bafra ovasının güneyinde Kızılırmak nehrinin derin bir vadi yaptığı Canik Dağlarının uzantısı olan 'Nebyan Dağı' bulunmaktadır. Nebyan dağının eteklerinde ise birçok göl, yaylalar ve ormanlık alanlar bulunmaktadır. Batıdaki göl Karaboğaz, Doğudaki ise balık gölleridir. Doğu yakada yer alan göllerin başlıcaları şunlardır: Dutdibi, Liman, Hayırlı, Çernek, Uzungöl, Tombul göl, İnce göl.
Bafra'nın geçim kaynakları sanayi, tarım, hayvancılık, balıkçılık, sazcılık, halı ve kilim dokumacılığıdır.
'Bafra Pidesi', "Bafra Macunu" ve 'Bafra Lokumu' çok ünlüdür.