Ülkemiz ardı ardına acılar yaşadığı günlerden geçiyor. Bir yanda dozunu artıran terör ve şiddetin doğurduğu ümitsizlik ve güvensizlik ortamı, diğer yanda Erciş-Van Depremi’nin yol açtığı yıkım ve hüzün…
Terör saldırıları ve ardından yaşanan deprem felaketi, milletimizin birlikte “daha çok kardeş olma” ve “beraber yaşama” azmi ve kararlılığını daha arttırıyor.
Milletçe yaşadığımız acılar, aslında tüm sloganlar ve klişe ezberleri yıkıyor, tek yürek olduğumuzu hatırlatıyor. Bireysel hayatlarımızdan biliyoruz ki, acılar durdurur insanı; yeni bir muhasebe, taze bir başlangıç fırsatı verir eline. Çağımızda “çoğaltma tutkusuyla oyalanan” yürekler, acının ve kederin açtığı boşlukta yeniden kendi içine dönüyor. Koşturmacalar duruyor, hırslar sendeliyor, hasetler ve kıskançlıklar donuyor. “Mutluluk” diye tanımladığımız “çok”lar azalıyor; ardında huzur saklı olduğunu sandığımız “emeller” kısalıyor, “hırslar” tükeniyor.
Yaşadığımız son acının, siyasal fay hatlarıyla birbirinden ayrıştırılan, önyargılarla birbirine küstürülen kalplerin yeniden mayalanma ve durulma fırsatı olduğunu düşünüyoruz. Fiziksel fay hatları açıldıkça, bizi ayıran sosyal fay hatları kapanacaktır. Kederlerimizi birlikte omuzladıkça, enkaz altına itilmiş empatilerimiz ve kardeşliklerimiz o kadar omuzlarımızda yükselecektir.
CİSED Genel Merkez Yönetim Kurulu ve tüm şubelerimizle, yüreklerde derin yaralar açan travmanın etkilerini onarmak için bölgede gönüllü olarak çalışmaya hazırız. Van depremi için yardım kuruluşlarıyla koordinasyon içinde çalışmak için gün sayıyoruz.